öremediğimiz ama varlığından kesinlikle emin olduğumuz şeyler bizi korkutur. Aliens filmlerinin temelinde bu yatar aslında. Bir şeyler birilerini öldürüyor, geminin bir yerlerinde takır tukur dolaşıyor, gizemli bir şekilde yumurtalarını bırakıyor... İlk Alien'ı, o yeşilimtırak iğrenç yaratığı görmeniz en azından bir 45 dakikayı bulur filmlerde. Bu süreç boyunca gerim gerim gerilir, tırnaklarınızı yiyecek seviyeye gelirsiniz. Pekiii, Aliens Colonial Marines'te bu kaç dakika alıyor biliyor musunuz? Sadece 10 dakika. Kollarını açıyor ve size doğru koşarak gelmeye başlıyor (koşarak gelme kavramını yazı boyunca kullanacak olan yazar okuyucudan peşin olarak özür diler). Böylece Gearbox'ın yeni oyunundan neler beklemeniz gerektiğini daha ilk dakikalardan anlamış oluyorsunuz. Bol silah, bol küfür ve sıfır korkuya hoş geldiniz.
Öyle bir Alien oyunu yapacağız ki filmleri bile sollayıp geçeceğiz
Orjinal Alien filminden 17 hafta sonrasında geçen oyunumuzda LV-426 ve U.S.S. Sulaco gibi tanıdık mekanların yanında oyuna özel yeni mekanlar da yaratılmış. Yiğidi öldür hakkını ver demişler, çevresel tasarımlar gerçekten muazzam ve oyunun filmlere ve gerçek Alien kültürüne yaklaştığı tek an olarak kayda geçecek değerdeler. Basık koridorlar, içinde bulunduğumuz keşmekeşe uygun aydınlatmalar, Alienların bulunduğu bölgelerdeki değişimler konusunda gerçekten iyi iş çıkarılmış. Bu kadar bitti, dağılın. Tamam, tamam gelin devam edelim.
Eski dost hareket algılayıcımız.
Şu muhteşem konumuza ufak bir giriş yapalım. Sanki Alienlar yetmezmiş gibi bir de gizli deneyler yürüten müthiş kötücül şirketimiz Weyland-Yutani işin içine giriyor. Bu gençler LV-426 üzerinde garip deneyler yürütüyorlar ve kesinlikle yaptıkları bu yasadışı işlerin ayyuka çıkmasını istemiyorlar. Korumalarını sağlamak için de hepsi birbirinden gerizekalı olan paralı askerler tutuyorlar. Sonra zaten olaylar kontrolden çıkıyor ve iletişimi kesilen gemiye biz süper askerler, vatan kurtarırcasına dalıveriyoruz. Aman ne orjinal, ne farklı, ne değişik bir senaryo. Gearbox oyun çıkmadan önce güya "Alien serisi için unutulmaz bir hikaye" diye bir bildiri de bulunmuştu. Peh.
İlk AvP'yi hatırlayan var mı, nasıl da tırırım tırırım dolaştığımızı, ödümüzün patlayıp durmaktan bir hal olduğunu... Bu oyunda onu unutun arkadaşlar, hatta zaten Sega da bunun farkında olacak ki pazarlama stratejilerinde gizemli bir ton yakalamak yerine "Alemin en azılı askeri üssüne hoş geldiniz" gibi aksiyon dolu bir tempo tutturuyor. Oyunun başından sonuna kadar sadece ama sadece şapşal düşmanlara ateş ederek gitmek bir FPS sever için kabul edilebilir belki ama, bir Alien sever için bu oyun günahkarlık derecesinde suç işlemiştir. Yaratıkların bırakın zeki olmasını korkutmak gibi bir amaçları bile yok. Ben anlamadım bu işten bir şey, Alien dediğin tuzak kurar, kündeye getirir adamı. Bu arkadaşların öyle bir derdi yok, maraton koşucusu gibi kollarını açarak sizi kucaklamaya geliyorlar. Ne attığınız kurşunun ne de vurduğunuz Alien'ın tadı var kısacası. Bu zamana dek gördüğüm her yerde tüylerimi diken diken eden bu yaratıklar, Colonial Marines'te mahallenin haşarı oğlu rolünü ancak yerine getirebiliyor. Size sevgi gösterisinde bulunan Alienları sürekli olarak aynı şekilde vurmanın sıkıcı olacağını düşünmüş olacaklar ki oyuna bir de paralı askerleri ekliyorlar. Böylece Alien dostlarımızdan ayrı kaldığımız azıcık sakin anlarda bile boş kalmıyor, silahın tetik tuşunu aşındırmaya devam ediyorsunuz. Ne gariptir ki temeli Aliens filmlerine ve korkuya dayanan bir oyun standart koridor çatışması gibi alakasız hilelere yöneliyor...
Öhh be, yavaş gel yavaş.
Silahlar tasarım açısından gayet iyiler. Bugüne dek Alien filmlerinde gördüğümüz silahları gayet güzel modellemişler ama silah sesleri konusunda ne yazık ki aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu güzelim modellere bu sesler ne yazık ki zerre gitmemiş. Kusarcasına bağıran makineli tüfekten ilk fırsatta kurtulmak isteyeceksiniz. Silahlarımız upgrade edilebiliyor, daha çok muhimmat, daha etkili silahlar gibi geliştirmeler yapabiliyoruz, keşke silahların kendilerini de geliştirebilme imkanımız olsaymış. Bu arada hareket algılayıcımız da tüm ihtişamı ve insanı geren o "bip bip" sesiyle olduğu gibi duruyor. Özellikle Alienlar civardaysa ekranın sağ alt köşesinde çıkan hareket algılayıcıyı aç ibaresiyle birlikte daha bir gergin anlar yaşanabiliyor fakat Alienlar sizi görür görmez harala gürele üzerinize atladığından işlevsiz kaldığını söyleyebilirim. Tek kişilik oyunda keyif aldığım tek şey daha önce filmlerde kullanılmış ses kayıtlarının, efsane karakterlerin kullandığı LEGENDARY silahların ve yine bu karakterlerin künyelerinin bölümler içerisine gizlenmiş olması. Gerçi gizli dediğime bakmayın, zaten o kadar tekdüze bir şekilde tasarlanmış ki haritalar, ister istemez buluyorsunuz gizlenmiş olan şeyleri.
Öyle bir Alien oyunu yapacağız ki filmleri bile sollayıp geçeceğiz
Orjinal Alien filminden 17 hafta sonrasında geçen oyunumuzda LV-426 ve U.S.S. Sulaco gibi tanıdık mekanların yanında oyuna özel yeni mekanlar da yaratılmış. Yiğidi öldür hakkını ver demişler, çevresel tasarımlar gerçekten muazzam ve oyunun filmlere ve gerçek Alien kültürüne yaklaştığı tek an olarak kayda geçecek değerdeler. Basık koridorlar, içinde bulunduğumuz keşmekeşe uygun aydınlatmalar, Alienların bulunduğu bölgelerdeki değişimler konusunda gerçekten iyi iş çıkarılmış. Bu kadar bitti, dağılın. Tamam, tamam gelin devam edelim.
Eski dost hareket algılayıcımız.
Şu muhteşem konumuza ufak bir giriş yapalım. Sanki Alienlar yetmezmiş gibi bir de gizli deneyler yürüten müthiş kötücül şirketimiz Weyland-Yutani işin içine giriyor. Bu gençler LV-426 üzerinde garip deneyler yürütüyorlar ve kesinlikle yaptıkları bu yasadışı işlerin ayyuka çıkmasını istemiyorlar. Korumalarını sağlamak için de hepsi birbirinden gerizekalı olan paralı askerler tutuyorlar. Sonra zaten olaylar kontrolden çıkıyor ve iletişimi kesilen gemiye biz süper askerler, vatan kurtarırcasına dalıveriyoruz. Aman ne orjinal, ne farklı, ne değişik bir senaryo. Gearbox oyun çıkmadan önce güya "Alien serisi için unutulmaz bir hikaye" diye bir bildiri de bulunmuştu. Peh.
İlk AvP'yi hatırlayan var mı, nasıl da tırırım tırırım dolaştığımızı, ödümüzün patlayıp durmaktan bir hal olduğunu... Bu oyunda onu unutun arkadaşlar, hatta zaten Sega da bunun farkında olacak ki pazarlama stratejilerinde gizemli bir ton yakalamak yerine "Alemin en azılı askeri üssüne hoş geldiniz" gibi aksiyon dolu bir tempo tutturuyor. Oyunun başından sonuna kadar sadece ama sadece şapşal düşmanlara ateş ederek gitmek bir FPS sever için kabul edilebilir belki ama, bir Alien sever için bu oyun günahkarlık derecesinde suç işlemiştir. Yaratıkların bırakın zeki olmasını korkutmak gibi bir amaçları bile yok. Ben anlamadım bu işten bir şey, Alien dediğin tuzak kurar, kündeye getirir adamı. Bu arkadaşların öyle bir derdi yok, maraton koşucusu gibi kollarını açarak sizi kucaklamaya geliyorlar. Ne attığınız kurşunun ne de vurduğunuz Alien'ın tadı var kısacası. Bu zamana dek gördüğüm her yerde tüylerimi diken diken eden bu yaratıklar, Colonial Marines'te mahallenin haşarı oğlu rolünü ancak yerine getirebiliyor. Size sevgi gösterisinde bulunan Alienları sürekli olarak aynı şekilde vurmanın sıkıcı olacağını düşünmüş olacaklar ki oyuna bir de paralı askerleri ekliyorlar. Böylece Alien dostlarımızdan ayrı kaldığımız azıcık sakin anlarda bile boş kalmıyor, silahın tetik tuşunu aşındırmaya devam ediyorsunuz. Ne gariptir ki temeli Aliens filmlerine ve korkuya dayanan bir oyun standart koridor çatışması gibi alakasız hilelere yöneliyor...
Öhh be, yavaş gel yavaş.
Silahlar tasarım açısından gayet iyiler. Bugüne dek Alien filmlerinde gördüğümüz silahları gayet güzel modellemişler ama silah sesleri konusunda ne yazık ki aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bu güzelim modellere bu sesler ne yazık ki zerre gitmemiş. Kusarcasına bağıran makineli tüfekten ilk fırsatta kurtulmak isteyeceksiniz. Silahlarımız upgrade edilebiliyor, daha çok muhimmat, daha etkili silahlar gibi geliştirmeler yapabiliyoruz, keşke silahların kendilerini de geliştirebilme imkanımız olsaymış. Bu arada hareket algılayıcımız da tüm ihtişamı ve insanı geren o "bip bip" sesiyle olduğu gibi duruyor. Özellikle Alienlar civardaysa ekranın sağ alt köşesinde çıkan hareket algılayıcıyı aç ibaresiyle birlikte daha bir gergin anlar yaşanabiliyor fakat Alienlar sizi görür görmez harala gürele üzerinize atladığından işlevsiz kaldığını söyleyebilirim. Tek kişilik oyunda keyif aldığım tek şey daha önce filmlerde kullanılmış ses kayıtlarının, efsane karakterlerin kullandığı LEGENDARY silahların ve yine bu karakterlerin künyelerinin bölümler içerisine gizlenmiş olması. Gerçi gizli dediğime bakmayın, zaten o kadar tekdüze bir şekilde tasarlanmış ki haritalar, ister istemez buluyorsunuz gizlenmiş olan şeyleri.