Bound in Blood, Call of Juarez'in çok daha öncesine, iç savaş dönemine gidiyor. Döneminin iki çiftçisinden ibaret olan iki kardeş Ray ve Thomas Mccall, güneylilerin çağrısıyla cepheye gidiyorlar. Kardeşlerden Ray, iki tabancası ve yanından ayırmadığı dinamitiyle oldukça ünlü bir silahşör olma yolunda ilerlerken, Thomas tüfeğinin ve de düşmanın arasına sızıp işlerini sessizce bitirmesine imkan veren zekâsı sayesinde Güney ordusu içinde oldukça popüler hale gelmiştir. Girişin ardından gelişme bölümü gelen her öyküde olduğu üzere, bu durum çok uzun sürmeyecektir.
[editor:Savaşın ve yıkımın kendi topraklarına yaklaşmasıyla beraber iki kardeşin aile, cephe ve hatta birbirleri arasında bir seçim yapması gerekecektir.]
İnan bana o kadar hızlı değilsin
Ray ve Thomas'ın annelerinden öğrendikleri iki önemli ders vardı. İlki kimseye güvenmemek. İkincisiyse aile bağlarının her şeyden önemli olduğunu unutmamak. Oyunumuza işte tam da aklından bunlar geçtiği bir anda Rayle başlıyor. Ray kendi hattını korurken kardeşi Thomas'ın bulunduğu cephenin saldırı altında olduğu haberini alıyor ve doğal olarak safını terk ederek abisinin yanına koşuyor. Söylediğim üzere Ray ailenin tosunu. Aklı pek iyi çalışmıyor belki ama kendisi ordudaki en iyi silahşörlerden biri. Aslında Ray'i oynarken fark edeceksiniz, Bound in Blood pek çok yönden sıradan bir FPS olmasına rağmen eklediği küçük özelikler sayesinde rakiplerinden ayrılmayı iyi biliyor. Karşılaştığımız ilk farklılık Rayin birden fazla askerle karşılaştığı sahnede oldu. Normal bir oyunda iki hedeften önce birinin, sonra da kalanın işini bitirirken Call of Juarez'de böyle bir kuyruk oluşturmak gerekmiyor. Onun yerine Ray'in imleci ikiye bölünüyor ve yavaş yavaş tek bir hedefe doğru yöneliyor. Aslında bunu karakterin iki elini yeterince etkili biçinde kullanamıyor olmasına da yorabiliriz ama eğer doğru hizalayabilirseniz tek taşla iki kuş vurma şansınız oldukça yüksek. Oyunun aslında pek çok değişik yanı var ama sırayla gitmek istediğimiz için özel yeteneklerden bahsetmek istiyoruz. Karakterlerimiz kısa süre içinde yeterince düşman vurabilirlerse kendi "özel güçlerini kullanabiliyorlar. Ray sayıları 12'ye kadar olan düşmanlarını saniyeler içinde kurşuna boğarken, Thomas, seçtiği 6 ayrı hedefi tek vuruşta öldürme şansına sahip.
İki kardeş yanyana geldiğinde yenilmez oluyorlar
Kımıldayanı Yakarım!
Sonunda bir şekilde Thomas'ı buluyoruz ve oyunun keyfi buradan itibaren seviye atlıyor. Yanlış anlaşılmasın, kardeşler tek başlarınayken de gayet güçlüler ama bir araya geldiklerinde tam anlamıyla durdurulamaz oluyorlar. Ortaklaşa oynanan oyunlarda olduğu üzere karakterlerin işbölümü yaparak ilerlediği bölümler var elbette ama konumuz bu değil. İki karakter de farklı alanlarda uzmanlaştığı için birinin yetersiz kaldığı yerde diğeri kontrolü eline alıyor. Örneğin bir noktada evin kenarındaki 4-5 askeri haklayan Ray kurşun doldurmak üzereyken o anda uzak bir noktadan üzerlerine makineli tüfek ateşi yağmaya başlıyor. Tabancalarıyla Ray bu noktada tam anlamıyla çaresiz kalmışken, Thomas devreye giriyor ve uzun menzilli silahlarıyla tüfeği etkisiz hale getiriyor. Bunun dışında iki karakterin bir arada kullanıldığı oyunlardan alıştığımız sırt sırta verme, kapıları beraber basma gibi özellikler de kullanılıyor.
Birkaç zorunlu görev dışında ister Ray'i isterseniz de Thomas'ı kullanarak ilerleyebilirsiniz. Hangi karakteri kullandığınız oyunun senaryosunda veya görevlerde değişiklik göstermemesine rağmen iki karakterin oynanışı o kadar farklı ki tekrar oynadığınız bölümlerde bile yepyeni deneyimler yaşayabiliyorsunuz. Bound in Blood'ın bir diğer önemli özelliği de oyunda bir noktadan itibaren yan görevleri oynayabiliyor oluşumuz. Bunlar tam anlamıyla ana hikâyeye etki etmiyor ama görevler içinde geçen diyaloglar ve ara sahneler Ray ve Thomas'ı daha iyi tanımanız için bolca şans veriyor. Oyuna aslında bir noktada God of War'un FPS şubesi diyebiliriz. Yeni nesil birçok oyunda yavaş yavaş karşımıza çıkmaya başlayan tek tuşa basarak harikalar yarattığımız sahte sinematiklere Call of Juarezde de fazlasıyla denk geliyoruz. "Bölüm sonu kovboylarıyla" yapılan düellolarda, karakterlerin özel yeteneklerini kullandıkları bölümlerde ve Thomas'ın yüksek yerlere çıkmak için kullandığı kırbacında çoğu zaman bu özellikleri kullanıyoruz.
Grafikler dönemin havasını çok iyi yansıtıyor
Oyunun ilk Call of Juarezden iki önemli üstünlüğü var. İlki yenilen oyun motoru Chrome Engine 4 sayesinde oyun alanının neredeyse 3-4 kat genişlemiş olması. Bound in Blood'ın oyuncuya nadiren özgürlük sunan yapısı dolayısıyla bu alanlar ikilimiz için sadece düşmanların girebileceği daha fazla nokta olacağının göstergesi. Ama bu aynı zamanda daha fazla siper alanı ve karakterlerimiz için farklı oynanış seçenekleri anlamına geliyor. İkinci büyük geliştirme de optimizasyondan kaynaklanıyor. Oyunu test ettiğimiz düşük bütçeli sistemlerde bile en ufak bir yavaşlama veya takılmaya rastlamadık.
Bound in Blood için piyasadaki en iyi Vahşi Batı oyunu demek yanlış olmaz. Sonuçta piyasada bir elin parmakları kadar bile kovboy oyunu olmadığını düşünürsek, tercih yapmakta zorlanacağınızı sanmaıyoruz. İki farklı oynanış türü ve kalburüstü senaryosuyla sizi oyalayabilecek bir oyun arıyorsanız Bound in Blood'ı denemenizi tavsiye ederiz.
[editor:Savaşın ve yıkımın kendi topraklarına yaklaşmasıyla beraber iki kardeşin aile, cephe ve hatta birbirleri arasında bir seçim yapması gerekecektir.]
İnan bana o kadar hızlı değilsin
Ray ve Thomas'ın annelerinden öğrendikleri iki önemli ders vardı. İlki kimseye güvenmemek. İkincisiyse aile bağlarının her şeyden önemli olduğunu unutmamak. Oyunumuza işte tam da aklından bunlar geçtiği bir anda Rayle başlıyor. Ray kendi hattını korurken kardeşi Thomas'ın bulunduğu cephenin saldırı altında olduğu haberini alıyor ve doğal olarak safını terk ederek abisinin yanına koşuyor. Söylediğim üzere Ray ailenin tosunu. Aklı pek iyi çalışmıyor belki ama kendisi ordudaki en iyi silahşörlerden biri. Aslında Ray'i oynarken fark edeceksiniz, Bound in Blood pek çok yönden sıradan bir FPS olmasına rağmen eklediği küçük özelikler sayesinde rakiplerinden ayrılmayı iyi biliyor. Karşılaştığımız ilk farklılık Rayin birden fazla askerle karşılaştığı sahnede oldu. Normal bir oyunda iki hedeften önce birinin, sonra da kalanın işini bitirirken Call of Juarez'de böyle bir kuyruk oluşturmak gerekmiyor. Onun yerine Ray'in imleci ikiye bölünüyor ve yavaş yavaş tek bir hedefe doğru yöneliyor. Aslında bunu karakterin iki elini yeterince etkili biçinde kullanamıyor olmasına da yorabiliriz ama eğer doğru hizalayabilirseniz tek taşla iki kuş vurma şansınız oldukça yüksek. Oyunun aslında pek çok değişik yanı var ama sırayla gitmek istediğimiz için özel yeteneklerden bahsetmek istiyoruz. Karakterlerimiz kısa süre içinde yeterince düşman vurabilirlerse kendi "özel güçlerini kullanabiliyorlar. Ray sayıları 12'ye kadar olan düşmanlarını saniyeler içinde kurşuna boğarken, Thomas, seçtiği 6 ayrı hedefi tek vuruşta öldürme şansına sahip.
İki kardeş yanyana geldiğinde yenilmez oluyorlar
Kımıldayanı Yakarım!
Sonunda bir şekilde Thomas'ı buluyoruz ve oyunun keyfi buradan itibaren seviye atlıyor. Yanlış anlaşılmasın, kardeşler tek başlarınayken de gayet güçlüler ama bir araya geldiklerinde tam anlamıyla durdurulamaz oluyorlar. Ortaklaşa oynanan oyunlarda olduğu üzere karakterlerin işbölümü yaparak ilerlediği bölümler var elbette ama konumuz bu değil. İki karakter de farklı alanlarda uzmanlaştığı için birinin yetersiz kaldığı yerde diğeri kontrolü eline alıyor. Örneğin bir noktada evin kenarındaki 4-5 askeri haklayan Ray kurşun doldurmak üzereyken o anda uzak bir noktadan üzerlerine makineli tüfek ateşi yağmaya başlıyor. Tabancalarıyla Ray bu noktada tam anlamıyla çaresiz kalmışken, Thomas devreye giriyor ve uzun menzilli silahlarıyla tüfeği etkisiz hale getiriyor. Bunun dışında iki karakterin bir arada kullanıldığı oyunlardan alıştığımız sırt sırta verme, kapıları beraber basma gibi özellikler de kullanılıyor.
Birkaç zorunlu görev dışında ister Ray'i isterseniz de Thomas'ı kullanarak ilerleyebilirsiniz. Hangi karakteri kullandığınız oyunun senaryosunda veya görevlerde değişiklik göstermemesine rağmen iki karakterin oynanışı o kadar farklı ki tekrar oynadığınız bölümlerde bile yepyeni deneyimler yaşayabiliyorsunuz. Bound in Blood'ın bir diğer önemli özelliği de oyunda bir noktadan itibaren yan görevleri oynayabiliyor oluşumuz. Bunlar tam anlamıyla ana hikâyeye etki etmiyor ama görevler içinde geçen diyaloglar ve ara sahneler Ray ve Thomas'ı daha iyi tanımanız için bolca şans veriyor. Oyuna aslında bir noktada God of War'un FPS şubesi diyebiliriz. Yeni nesil birçok oyunda yavaş yavaş karşımıza çıkmaya başlayan tek tuşa basarak harikalar yarattığımız sahte sinematiklere Call of Juarezde de fazlasıyla denk geliyoruz. "Bölüm sonu kovboylarıyla" yapılan düellolarda, karakterlerin özel yeteneklerini kullandıkları bölümlerde ve Thomas'ın yüksek yerlere çıkmak için kullandığı kırbacında çoğu zaman bu özellikleri kullanıyoruz.
Grafikler dönemin havasını çok iyi yansıtıyor
Oyunun ilk Call of Juarezden iki önemli üstünlüğü var. İlki yenilen oyun motoru Chrome Engine 4 sayesinde oyun alanının neredeyse 3-4 kat genişlemiş olması. Bound in Blood'ın oyuncuya nadiren özgürlük sunan yapısı dolayısıyla bu alanlar ikilimiz için sadece düşmanların girebileceği daha fazla nokta olacağının göstergesi. Ama bu aynı zamanda daha fazla siper alanı ve karakterlerimiz için farklı oynanış seçenekleri anlamına geliyor. İkinci büyük geliştirme de optimizasyondan kaynaklanıyor. Oyunu test ettiğimiz düşük bütçeli sistemlerde bile en ufak bir yavaşlama veya takılmaya rastlamadık.
Bound in Blood için piyasadaki en iyi Vahşi Batı oyunu demek yanlış olmaz. Sonuçta piyasada bir elin parmakları kadar bile kovboy oyunu olmadığını düşünürsek, tercih yapmakta zorlanacağınızı sanmaıyoruz. İki farklı oynanış türü ve kalburüstü senaryosuyla sizi oyalayabilecek bir oyun arıyorsanız Bound in Blood'ı denemenizi tavsiye ederiz.
