![islam.jpg](http://infooid.com/files/islam.jpg)
Cömertlik denilince, cömertlikten bahsedilince ilk akla gelen insan ve onun örnek bir hatırasını Hz. Ömer anlatıyor:
Sıddık'ı geçebilmek mümkün mü? Bir gün kendi kendime dedim ki; Allah Resulü istediğin de, fakirler için bir şeyler getirin dediğinde ben bütün malımın yarısını getireceğim. Herşeyimin yarısını. Belki Ebu Bekir'i geçerim. Aldım ve getirdim. Allah Resulünün yanında yere koydum. Dedim;
-Ya Resulüllah! Herşeyimin yarısını getirdim.
Sonra Ebu Bekir'i bekliyordum. O gelsin. Diyorum ki, "Ömer, bu sefer Ebu Bekir'i geçeceksin bu bir kıskanma değildi. Rahmette yarışmaydı. Biraz sonra baktım Sıddık'ı Ekber geliyor. Develeri tutu vermiş, develerin yularından yığınla deve var. Arkasından getirdi oraya hepsini koyu verdi. Üzerinde ince bir elbise vardı. Hafif bir rüzgâr vardı. Soğuk vardı. Belli ki Sıddık üşüyordu. Develerin yularını bıraktı ve oturdu. Allah Resulü bakıyordu ona, develerin üzerinde evindeki her şeyi getirmişti. Belli ki Sıddık dünya mata -ı adına hiç ama hiçbir şey bırakmamıştı." Allah Resulü bunu anlıyordu. Tekbir cümle sordu;
-Ey Ebu Bekir! Kendine ve çoluk cocuguna ne bıraktın. Her şeyi getirmişsin. Yerdeki halıyı, kilimi bile getirmişsin. Ne bıraktın kendine? Tek bir cümle, Sıddık'ın dudaklarında;
-"Onlara Allah ve Resulünü bıraktım. Allah ve peygamberinden başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok bizim. Medine susuyordu.
Sonra Cebrail iniyordu. O âlem, o anı fahri kâinata iniyordu. Diyordu ki;
-Allah selam gönderdi. Dedi ki, ben Ebu Bekirden razıyım. Ebu Bekir benden razı mıdır? Allah sorduruyor, Allah biliyor razı olduğunu. Allah Resulünün yüzü ay gibi parlıyordu o anda. Ümmetimden birisi öyle bir makamı gelmiş ki;
-Ebu Bekir diyordu. Sana müjdeler olsun. Demin Cebrail geldi. Allah soruyor, Ebu Bekir bizden razımı? Ebu Bekir ayağa kalkar;
-Ben kimim ki, Allah'tan razı olmayacağım.
Sıddık'ı geçebilmek mümkün mü? Bir gün kendi kendime dedim ki; Allah Resulü istediğin de, fakirler için bir şeyler getirin dediğinde ben bütün malımın yarısını getireceğim. Herşeyimin yarısını. Belki Ebu Bekir'i geçerim. Aldım ve getirdim. Allah Resulünün yanında yere koydum. Dedim;
-Ya Resulüllah! Herşeyimin yarısını getirdim.
Sonra Ebu Bekir'i bekliyordum. O gelsin. Diyorum ki, "Ömer, bu sefer Ebu Bekir'i geçeceksin bu bir kıskanma değildi. Rahmette yarışmaydı. Biraz sonra baktım Sıddık'ı Ekber geliyor. Develeri tutu vermiş, develerin yularından yığınla deve var. Arkasından getirdi oraya hepsini koyu verdi. Üzerinde ince bir elbise vardı. Hafif bir rüzgâr vardı. Soğuk vardı. Belli ki Sıddık üşüyordu. Develerin yularını bıraktı ve oturdu. Allah Resulü bakıyordu ona, develerin üzerinde evindeki her şeyi getirmişti. Belli ki Sıddık dünya mata -ı adına hiç ama hiçbir şey bırakmamıştı." Allah Resulü bunu anlıyordu. Tekbir cümle sordu;
-Ey Ebu Bekir! Kendine ve çoluk cocuguna ne bıraktın. Her şeyi getirmişsin. Yerdeki halıyı, kilimi bile getirmişsin. Ne bıraktın kendine? Tek bir cümle, Sıddık'ın dudaklarında;
-"Onlara Allah ve Resulünü bıraktım. Allah ve peygamberinden başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok bizim. Medine susuyordu.
Sonra Cebrail iniyordu. O âlem, o anı fahri kâinata iniyordu. Diyordu ki;
-Allah selam gönderdi. Dedi ki, ben Ebu Bekirden razıyım. Ebu Bekir benden razı mıdır? Allah sorduruyor, Allah biliyor razı olduğunu. Allah Resulünün yüzü ay gibi parlıyordu o anda. Ümmetimden birisi öyle bir makamı gelmiş ki;
-Ebu Bekir diyordu. Sana müjdeler olsun. Demin Cebrail geldi. Allah soruyor, Ebu Bekir bizden razımı? Ebu Bekir ayağa kalkar;
-Ben kimim ki, Allah'tan razı olmayacağım.
Son düzenleme: