Gözlemcilerin cennetleri gibi/İslam Ve Edebiyat kulübü

"Tranquila

Uzman üye
20 Ağu 2017
1,973
3
6
Trabzon
Kod:
مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ ۖ فِيهَا أَنْهَارٌ مِنْ مَاءٍ غَيْرِ آسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِنْ لَبَنٍ لَمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ وَأَنْهَارٌ مِنْ خَمْرٍ لَذَّةٍ لِلشَّارِبِينَ وَأَنْهَارٌ مِنْ عَسَلٍ مُصَفًّى ۖ وَلَهُمْ فِيهَا مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَمَغْفِرَةٌ مِنْ رَبِّهِمْ ۖ كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاءً حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءَهُمْ
Bu mübarek âyet, müminlerin nail olacakları cennetin vasıflarını beyân ve müminlerin ilâhî mağfirete mazhar olacaklarını müjdeliyor. Cehennemde ebedî olarak kalacak olan kâfirlerin de pek kötü, âteşin akıbetlerini ihtar buyurmaktadır. Şöyle ki: (Müttakîler için) yâni: îman ile, iyi ameller ile nitelenen, azabı gerektiren şeylerden kaçınan zâtlar için Allah tarafından (vâ'd olunan cennetin sıfatı) güzel vasfı, şu beyân olunandır, (onun) O cennetin (içinde bozulmamış) tadı, kokusu değişmemiş (su'dan ırmaklar) vardır. Dâima lezzetlerini, güzelliklerini korumuş bulunurlar, (ve tadı değişmemiş) Ekşimemiş, bozulmamış (sütten ırmaklar) vardır, akar dururlar ve (içenler için leziz şaraptan) dünyadaki şaraplar gibi tadında, kokusunda kerahat bulunan, içenleri sarhoş eden, bir nice zararları görülen şaraplar türünden olmayan, bilâkis pek lezzetli, fâideli meşrubat türünden bulunan (ırmaklar) vardır. Ehl-i Cennet, onlardan içer zevk alırlar, (ve süzülmüş) Tam saf, lezîz başka şeylerden arınmış (baldan ırmaklar vardır.) cennette bulunanlar, onlardan bol bol istifâde ederler (ve onlar için) cennet ehline mahsus (orada her türlü meyvelerden vardır) onlar, tatları, kokuları, şekilleri muhtelif; çeşitli şeylerdir. Bu yemişlerden ehl-i Cennet, yiyip lezzet alacaklardır, (ve) Özellikle onlar için en büyük bir ilâhî lütuf olmak üzere (Rab'lerinden yarlıganma da vardır) Yüce Yaratıcı Hazretleri onlardan razı olacaktır, onların haklarında öyle pek büyük ilâhî ihsan da tecellî edecektir. Artık düşünmeli!. Böyle zâtlar, bu kadar ebedî nimetlere, iltifatlara nail olacak olan ehl-i imân (âteşte ebediyyen kalan ve pek kaynar sudan içirilip bağırsakları parçalanan) kâfir (kimseler gibi midir?.) elbette ki değildirler. Mümin olanlar, ebedî selâmet ve saadete ve nice nimetlere kavuşacaklardır. Kâfir olanlar da ebedî azaplar içinde kalarak tasavvurların üstünde ızdıraplara mâruz kalacaklardır. Artık bunlar birbirlerine eşit görülebilirler mi?. § Asin; Dura dura tadı bozulmuş olan şey demektir. "Hamim" sıcak su, sıcak günde yağan yağmur ve ter manasınadır. "Em'a" da barsaklar demektir.
y1FvAO.jpg

Kod:
وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ حَتَّىٰ إِذَا خَرَجُوا مِنْ عِنْدِكَ قَالُوا لِلَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ مَاذَا قَالَ آنِفًا ۚ أُولَٰئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ وَاتَّبَعُوا أَهْوَاءَهُمْ
Bu mübarek âyetler de Resül-i Ekrem'in meclisinde bulunan, onun yüksek sözlerini işiten bir kısım münafıkların alay edici hareketlerini teşhir ediyor. Bir kısım zâtların da hidâyete nail, takva ile nitelenmiş olup ilâhî desteğe mazhar bulunmuş olduklarını bildiriyor. Münafıkların kıyameti beklemekte olduklarına, kıyametin ise bâzı alâmetleri meydana gelmiş bulunduğuna, o ehl-i küfrün ise bunlardan ibret alacak bir kabiliyette bulunmadıklarına işaret ediyor. Sonra da Son Peygamber Hazretlerine Allah'ın birliği inancına devam edilmesinin lüzumunu, kendisiyle mümin erkekler ve mümin kadınlar hakkında istiğfarda bulunmasını emr ve Cenab-ı Hak'kın ilmî ihatasını beyân buyurmaktadır. Şöyle ki: (Onlardan) İnsanlardan (bâzı kimseler vardır ki) onlar münafık, hakkı kabulden mahrum kimselerdir. Ey Son Peygamber!. Onlar (seni dinler) meclisinde bulunarak beyanatını dinlemiş olurlar. Fakat o beyanata karşı lâzım gelen dikkat ve riâyette bulunmazlar (sonra senin yanından çıktıkları zaman) giderler (kendilerine ilm verilmiş olanlara) İbn-i Mes'ut, İbn-i Abbas gibi ulemâdan bulunan Ashâb-ı kirâm'a (derler ki:) onlardan bir alay yoluyla sorarlar ki: (O) Hz. Muhammed, (ne söyledi?.) biz anlamadık, siz bize anlatabilir misiniz?. Allah Teâlâ da buyuruyor ki: (Onlar) O vasıfları bildirilen münafıklar, (öyle kimselerdir ki: Allah, onların kalbleri üzerine mühürlemiştir.) onların kendi kötü tercihlerinden dolayı küfrleri hakkında ilâhî hüküm verilmiştir. Onlar kalblerini hayır tarafına çevirmezler, hakikatları işitip kabul etmek istemezler (ve) münafıklar, kendi (arzularına tâbi olmuşlardır) kendi nefslerinin meyillerine uyarlar, kendi şehvetlerinin esiri bulunurlar. Onun içindir ki: Hak sözleri kabul etmezler, tâkibettikleri bâtıl yoldan geri dönmezler.
RjXBhL.jpg

Kod:
وَالَّذِينَ اهْتَدَوْا زَادَهُمْ هُدًى وَآتَاهُمْ تَقْوَاهُمْ
(Ve o kimseler ki:) O münafıkların hilâfına olarak (hidâyete ermişlerdir) imâna nail olmuş, Kur'an-ı Kerim'den istifâde etmişlerdir ve nefsleriyle cihâdda bulunarak hakka teslim olmaktan ayrılmamışlardır. Artık Allah Teâlâ da (onlara) öyle seçkin kullarına (hidâyeti arttırmıştır.) onların kalblerini imân nuru ile pek ziyade doğru bir yola sevk etmiştir, (ve onlara takvalarını vermiştir.) O seçkin kullarını takvaya muvaffak etmiş, o hususta kendilerine yardımda bulunmuş onları pek büyük sevaplara vesîle olan bir nice güzel amellere muvaffak buyurmuştur.
 
Son düzenleme:
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.