apcom çıkardığı yapımların çoğunu PC platformunda da piyasaya sürerek sağ olsun bir süredir PC oyuncularını mutlu ediyor. Lost Planet 2 de geçtiğimiz aylarda konsollarda boy göstermiş, PC'cilere parmak ısırtmıştı. Capcom çoğu oyununda yaptığını yaptı ve LP2'nin PC'ye çıkacağını duyurdu. 5 aylık bir aradan sonra oyun nihayet ellerimizde. Konsol mevzuuna bir türlü ısınamamış bir geri kafalı olarak oyunla bu platformda haşır neşir olduğum için hem mutluyum hem de
Neyse az sonra derdimi uzun uzun anlatacağım, yeni bir başlıkla konuya dalalım arzu ederseniz.
Karlı buzlu yollardan yağmur ormanlarına
İlk oyunu oynayanlar hatırlayacaktır -oynamayanlar da fikir sahibi olacaktır- mekânlar kardan buzdan geçilmiyordu. İkinci oyundan beklediğim de aşağı yukarı benzer bir şeylerdi ama yapımcılar atmosferi olduğu gibi değiştirmişler, ilk etapta ortamı Crysis tadında bir yere dönüştürmüşler. Bizim için fark etmez, elimizde silahımız, içimizde görev aşkı, yanımızda yavuklumuz (olmadı) Ne oldu da ortalıktaki kar buz kendini yemyeşil ormanlara, mis gibi doğaya bıraktı diye sorarsanız, zamanın önemli bir kavram olduğunu hatırlatmak isterim. Çünkü oyun önceki oyunun 10 yıl sonrasında geçiyor. Ne de olsa karlar eriyince alanda hemen ağaçlar ortaya çıkar ve 10 yılda kocaman olurlar değil mi? Hayır. Ama ne oldu, ne bitti bunu bana kimse anlatmıyor. Aslında anlatması gereken birisi var, o da oyun. Bekliyor, bekliyor ve yine bekliyorsunuz fakat oyundaki ilerleyiş kısmında veya ara sahnelerde pek bir şey anlatılmıyor oyuncuya. Aksiyon dolu dakikalar, delicesine boss kapışmaları, oradan oraya koşuşturmalar bir süre sonra anlamsız gelmeye başlıyor, yer yer "bitse de gitsek" moduna girebiliyorsunuz.
Tüm bu amaçsızlığın ortasında yalnız mıyız peki? Bu sefer değil. Yanımızda yapay zekâlarıyla ortamı şenlendiren arkadaşlar da var, yaptıkları önemli icraatlar olmasa da boss kapışmalarında bir şeyler yapmaya gayret ediyorlar, haklarını yemeyeyim. Ama şu var, her zaman olan yine oluyor ve kilit noktalarda siz doğru düzgün hareket etmezseniz arkadaşlarınız istedikleri kadar kalabalık yapsın, görev başarısızlıkla sonuçlanıyor ya da sekteye uğruyor anlık olarak. Bu arada tek kişilik senaryo (?) modunda domination tarzı bir görevler ne alaka demeden de edemedim; spoiler olarak değerlendirmeyin, oyunun henüz başlarındadır.
Peki; yaptık, ettik, vurduk, uçtuk, kaçtık, oyundan bir süre sonra sıkıldık. Ne yapacağız? Oyunu en yakın yerde kaydedip çıkacağız değil mi? Lost Planet 2 bu noktada bize kocaman bir nanik yapıyor ve "Bölümü bitirmeden kayıt mayıt yok sana bilader!" diyor. Bölüm de neyin nesi derken bir de bakıyoruz oyun kendi içerisinde farklı konucuklara dolayısıyla farklı bölümlere ve bölümler de kendi içlerinde ufak bölümlere ayrılıyor. Ufak bölüm sonlarında malumunuz kocaman canavarcıklarla uğraşıyoruz, sonrasında oyun "tamamdır" diyerek kayıt işlemine girişiyor. Yani oyunun orta yerinde sıkılırsanız bilin ki çıktığınız yer de dâhil olmak üzere oyunun hatırı sayılır bir bölümünü baştan oynamanız gerekecek.
Karlı buzlu yollardan yağmur ormanlarına
İlk oyunu oynayanlar hatırlayacaktır -oynamayanlar da fikir sahibi olacaktır- mekânlar kardan buzdan geçilmiyordu. İkinci oyundan beklediğim de aşağı yukarı benzer bir şeylerdi ama yapımcılar atmosferi olduğu gibi değiştirmişler, ilk etapta ortamı Crysis tadında bir yere dönüştürmüşler. Bizim için fark etmez, elimizde silahımız, içimizde görev aşkı, yanımızda yavuklumuz (olmadı) Ne oldu da ortalıktaki kar buz kendini yemyeşil ormanlara, mis gibi doğaya bıraktı diye sorarsanız, zamanın önemli bir kavram olduğunu hatırlatmak isterim. Çünkü oyun önceki oyunun 10 yıl sonrasında geçiyor. Ne de olsa karlar eriyince alanda hemen ağaçlar ortaya çıkar ve 10 yılda kocaman olurlar değil mi? Hayır. Ama ne oldu, ne bitti bunu bana kimse anlatmıyor. Aslında anlatması gereken birisi var, o da oyun. Bekliyor, bekliyor ve yine bekliyorsunuz fakat oyundaki ilerleyiş kısmında veya ara sahnelerde pek bir şey anlatılmıyor oyuncuya. Aksiyon dolu dakikalar, delicesine boss kapışmaları, oradan oraya koşuşturmalar bir süre sonra anlamsız gelmeye başlıyor, yer yer "bitse de gitsek" moduna girebiliyorsunuz.
Tüm bu amaçsızlığın ortasında yalnız mıyız peki? Bu sefer değil. Yanımızda yapay zekâlarıyla ortamı şenlendiren arkadaşlar da var, yaptıkları önemli icraatlar olmasa da boss kapışmalarında bir şeyler yapmaya gayret ediyorlar, haklarını yemeyeyim. Ama şu var, her zaman olan yine oluyor ve kilit noktalarda siz doğru düzgün hareket etmezseniz arkadaşlarınız istedikleri kadar kalabalık yapsın, görev başarısızlıkla sonuçlanıyor ya da sekteye uğruyor anlık olarak. Bu arada tek kişilik senaryo (?) modunda domination tarzı bir görevler ne alaka demeden de edemedim; spoiler olarak değerlendirmeyin, oyunun henüz başlarındadır.
Peki; yaptık, ettik, vurduk, uçtuk, kaçtık, oyundan bir süre sonra sıkıldık. Ne yapacağız? Oyunu en yakın yerde kaydedip çıkacağız değil mi? Lost Planet 2 bu noktada bize kocaman bir nanik yapıyor ve "Bölümü bitirmeden kayıt mayıt yok sana bilader!" diyor. Bölüm de neyin nesi derken bir de bakıyoruz oyun kendi içerisinde farklı konucuklara dolayısıyla farklı bölümlere ve bölümler de kendi içlerinde ufak bölümlere ayrılıyor. Ufak bölüm sonlarında malumunuz kocaman canavarcıklarla uğraşıyoruz, sonrasında oyun "tamamdır" diyerek kayıt işlemine girişiyor. Yani oyunun orta yerinde sıkılırsanız bilin ki çıktığınız yer de dâhil olmak üzere oyunun hatırı sayılır bir bölümünü baştan oynamanız gerekecek.