mezhepler asırlardır tartışma konusu olmuş bir konudur. Kimilerine göre İslam dininin gerekliliklerinden biri olarak görülürken, kimileri bunu dine aykırı bulmaktadır. Okuduğumuz birçok yazı mezheplerin Hz. Muhammed (SAV)'in vefatından sonra ortaya çıktığını anlatıyor.
Fıkhi Mezhepler
İslam dininde ibadet, evlilik, boşanma, ticaret , miras ve amel gibi konularda ortaya çıkan görüşlerin sistemleşmiş olduğu mezheplerdir. Buna göre sünnilerin dört büyük fıkhi mezhebi vardır.
Hanefi Mezhebi
İslam dininin sünni fıkıh mezheplerindendir. Kurucusu İmam-ı Azam diye de bilinen Ebu Hanifedir. Hanefi mezhebi ilk olarak Irakta doğmuş, oradan batıya yayılmıştır. Abbasiler döneminde başlıca fıkıh mezhebi olmuştur. Abbasilerden sonra Hanefi mezhebinde bir gerileme olmuş ancak Osmanlı Devletinin kurulmasıyla birlikte yeniden canlanmaya başlamıştır.
Günümüzde Türkiye, Afganistan, Pakistan, Mısır, Suriye, Ürdün, Hindistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek ve Romanya Müslümanları genel olarak hanefidir. Hanefilik mezhebinde herhangi bir meselenin çözümü için önce Kuran ayetlerine bakılır. Ayette konuyla ilgili bir çözüm varsa o yola başvurulur. Eğer Kuranda çözüm bulunamazsa bu kez sünnete başvurulur. Peygamber Efendimiz (SAV)in davranışlarına sünnet denir.
Maliki Mezhebi
Kurucusu İmam Malik bin Enes Hazretleridir. İhtiyacı olan ilmin Medinede olduğuna inanan İmam Malik hayatı boyunca bu kutsal Peygamber şehrinden ayrılmamıştır. Maliki mezhebi ilk olarak Hicaz halkı tarafından benimsenmiş, daha sonra hacca gidenler vasıtasıyla yayılmaya başlamıştır. Tamamen Hz. Muhammed (SAV)in doğrultusunda ilerleyen ve bu yolda fetva veren İmam Malik, maliki mezhebinin oluşmasını sağlamıştır.
Şafiî Mezhebi
Kurucusu İmam-ı Şafiî Hazretleridir. Şafiî mezhebi ilk olarak Mısırda doğmuş, daha sonra Irak, Suriye, Yemen ve Horasana yayılmıştır. Günümüzde Mısır, Suriye ve Iraktaki Müslümanların büyük kısmı şafiî mezhebindedir. İmam-ı Şafiî şeri delillerden yola çıkarak hükümler vermiştir. Bu mezhebin getirdiği kurallara uyan kişilere ise şafiî denir.
Hanbeli Mezhebi
Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmet bin Hanbel Hazretleridir. Kuran ve hadislerin önde geldiği fıkhi mezheplerdendir. Eğer bir konuda Kuran ve sünnette kesin bir bilgi yoksa, buna en yakın olan yola başvurulur. Günümüzde Irak, Kuveyt, Suudi Arabistanda hanbeli mezhebine mensup Müslümanlar bulunmaktadır.
İtikadi Mezhepler
İtikad kelime anlamı olarak aksine ihtimal vermeyecek şekilde bir şeyi kabullenmek, gönülden bağlanmak demektir. İtikadi mezhepler ise iman ve inançla ilgili konuların sistemleştiği mezheplerdir.
Ehl-i Sünnet Mezhebi
Hz. Muhammed (SAV)in yolundan giden ve o yoldan hiç sapmayanların mezhebidir. Kaynağı Kuran-ı Kerim ve sünnetlerdir. Ehl-i sünnet mezhebindekiler Kuranda veya sünnette ne buyurulmuşsa ona inanır ve onu uygularlar. Ehl-i sünnet mezhebinin iki alt kolu vardır.
Mâtüridiyye Mezhebi: Kurucusu Semerkand köylerinden Mâtüridde doğmuş olan Ebu Mansur Muhammeddir. Genellikle hanefiler mâtüridi mezhebindedirler.
Eşariyye Mezhebi: Kurucusu Ebul Hasan Eşâri Hazretleridir. Mâliki ve şafiîler genellikle eşariyye mezhebindedirler. Eşariyye ve mâtüridi mezhepleri arasında genel olarak büyük farklar yoktur. İkisi de peygamber efendimizin sünnetlerine uygundur.
Fıkhi Mezhepler
İslam dininde ibadet, evlilik, boşanma, ticaret , miras ve amel gibi konularda ortaya çıkan görüşlerin sistemleşmiş olduğu mezheplerdir. Buna göre sünnilerin dört büyük fıkhi mezhebi vardır.
Hanefi Mezhebi
İslam dininin sünni fıkıh mezheplerindendir. Kurucusu İmam-ı Azam diye de bilinen Ebu Hanifedir. Hanefi mezhebi ilk olarak Irakta doğmuş, oradan batıya yayılmıştır. Abbasiler döneminde başlıca fıkıh mezhebi olmuştur. Abbasilerden sonra Hanefi mezhebinde bir gerileme olmuş ancak Osmanlı Devletinin kurulmasıyla birlikte yeniden canlanmaya başlamıştır.
Günümüzde Türkiye, Afganistan, Pakistan, Mısır, Suriye, Ürdün, Hindistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek ve Romanya Müslümanları genel olarak hanefidir. Hanefilik mezhebinde herhangi bir meselenin çözümü için önce Kuran ayetlerine bakılır. Ayette konuyla ilgili bir çözüm varsa o yola başvurulur. Eğer Kuranda çözüm bulunamazsa bu kez sünnete başvurulur. Peygamber Efendimiz (SAV)in davranışlarına sünnet denir.
Maliki Mezhebi
Kurucusu İmam Malik bin Enes Hazretleridir. İhtiyacı olan ilmin Medinede olduğuna inanan İmam Malik hayatı boyunca bu kutsal Peygamber şehrinden ayrılmamıştır. Maliki mezhebi ilk olarak Hicaz halkı tarafından benimsenmiş, daha sonra hacca gidenler vasıtasıyla yayılmaya başlamıştır. Tamamen Hz. Muhammed (SAV)in doğrultusunda ilerleyen ve bu yolda fetva veren İmam Malik, maliki mezhebinin oluşmasını sağlamıştır.
Şafiî Mezhebi
Kurucusu İmam-ı Şafiî Hazretleridir. Şafiî mezhebi ilk olarak Mısırda doğmuş, daha sonra Irak, Suriye, Yemen ve Horasana yayılmıştır. Günümüzde Mısır, Suriye ve Iraktaki Müslümanların büyük kısmı şafiî mezhebindedir. İmam-ı Şafiî şeri delillerden yola çıkarak hükümler vermiştir. Bu mezhebin getirdiği kurallara uyan kişilere ise şafiî denir.
Hanbeli Mezhebi
Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmet bin Hanbel Hazretleridir. Kuran ve hadislerin önde geldiği fıkhi mezheplerdendir. Eğer bir konuda Kuran ve sünnette kesin bir bilgi yoksa, buna en yakın olan yola başvurulur. Günümüzde Irak, Kuveyt, Suudi Arabistanda hanbeli mezhebine mensup Müslümanlar bulunmaktadır.
İtikadi Mezhepler
İtikad kelime anlamı olarak aksine ihtimal vermeyecek şekilde bir şeyi kabullenmek, gönülden bağlanmak demektir. İtikadi mezhepler ise iman ve inançla ilgili konuların sistemleştiği mezheplerdir.
Ehl-i Sünnet Mezhebi
Hz. Muhammed (SAV)in yolundan giden ve o yoldan hiç sapmayanların mezhebidir. Kaynağı Kuran-ı Kerim ve sünnetlerdir. Ehl-i sünnet mezhebindekiler Kuranda veya sünnette ne buyurulmuşsa ona inanır ve onu uygularlar. Ehl-i sünnet mezhebinin iki alt kolu vardır.
Mâtüridiyye Mezhebi: Kurucusu Semerkand köylerinden Mâtüridde doğmuş olan Ebu Mansur Muhammeddir. Genellikle hanefiler mâtüridi mezhebindedirler.
Eşariyye Mezhebi: Kurucusu Ebul Hasan Eşâri Hazretleridir. Mâliki ve şafiîler genellikle eşariyye mezhebindedirler. Eşariyye ve mâtüridi mezhepleri arasında genel olarak büyük farklar yoktur. İkisi de peygamber efendimizin sünnetlerine uygundur.
Ehl-i Bida Mezhebi
Hz. Muhammed (SAV)in getirdiği emirleri ve Kuran-ı Kerimin hükümlerini kendilerine göre yorumlayıp uygulayan kimselerdir. Yani bidata giren, sünnet yolundan sapan kişilerdir. Bidat dinin esaslarına ters düşen her türlü davranış, söz ve düşünce demektir. Peygamber efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmuşlardır;
Sözlerin en hayırlısı Allahın Kitabı, yolların en hayırlısı da Muhammedin yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlardır. Ve her sonradan uydurulan şey (bidat) de delalettir, sapıklıktır. Ehl-i bida mezhebinin kendi arasında birçok kolu vardır.
Hz. Muhammed (SAV)in getirdiği emirleri ve Kuran-ı Kerimin hükümlerini kendilerine göre yorumlayıp uygulayan kimselerdir. Yani bidata giren, sünnet yolundan sapan kişilerdir. Bidat dinin esaslarına ters düşen her türlü davranış, söz ve düşünce demektir. Peygamber efendimiz bir hadisinde şöyle buyurmuşlardır;
Sözlerin en hayırlısı Allahın Kitabı, yolların en hayırlısı da Muhammedin yoludur. İşlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlardır. Ve her sonradan uydurulan şey (bidat) de delalettir, sapıklıktır. Ehl-i bida mezhebinin kendi arasında birçok kolu vardır.
Cebriye: Kurucusu insanda cüzi irade olmadığından seçme şansının verilmediğini savunur.
Mutezile: Aklın vahiyden daha üstün olduğunu savunanların mezhebidir.
Mürcie: İstedikleri kadar günah işleseler bile La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah dedikleri an cennete gideceklerine inananların mezhebidir.
Haricîlik: Yalnızca ve mutlak suretle Kuran-ı Kerimden hüküm çıkarmaktır.
Şîa: Kuran-ı Kerimin bazı ayetlerinde eksik olduğunu iddia eden ve dört büyük halifeden Hz. Ali dışındakileri sevmeyenlerdir.
Vehhâbîlik: İngilizlerin ümmeti bölüp, dağıtmak için ortaya çıkardığı bir harekettir.
Mutezile: Aklın vahiyden daha üstün olduğunu savunanların mezhebidir.
Mürcie: İstedikleri kadar günah işleseler bile La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah dedikleri an cennete gideceklerine inananların mezhebidir.
Haricîlik: Yalnızca ve mutlak suretle Kuran-ı Kerimden hüküm çıkarmaktır.
Şîa: Kuran-ı Kerimin bazı ayetlerinde eksik olduğunu iddia eden ve dört büyük halifeden Hz. Ali dışındakileri sevmeyenlerdir.
Vehhâbîlik: İngilizlerin ümmeti bölüp, dağıtmak için ortaya çıkardığı bir harekettir.
Ehl-i Delalet Mezhebi
Allaha, peygambere ve ahirete iman konusunda sapkınlığa düşmüş kişilerin mezhebidir. Delalet veya delal doğru yoldan sapma, sapkınlık demektir. Ehl-i Delalet ise Allaha, peygambere ve ahirete iman konusunda sapkınlığa düşmüş kişilerin mezhebidir. Durzilik ve Bahailik bunlara örnektir. Bahailer kurucularının ilah olduğunu savunur, namazlarını onun öldüğü evin yönüne doğru kılarlar. Hz. Muhammed (SAV) dinde her yeni gelen bilginin bidat, her bidatın da delalet olduğunu söylemiştir.