Yaşadığın sürece yeni kalmalısın!..
MOB Enforcer daha henüz çok yeni. �Peki o zaman ne diye üst paragrafta bu kadar laf kalabalığı yaptın?� diye soracak olursanız sizi biraz geçmişe ***ürmek isterim. Ama şimdi kullanılan teknolojiye değineceğim. No One Lives Forever adlı oyunu bilmeyen çok değildir herhalde. 2001 yılında piyasaya çıktığında yer yerinden oynamıştı. Serinin ikincisi de ondan geri kalmamıştı; özellikle de bu bu seferkinde kullanılan grafik yazılımı başta ben olmak üzere bir çok kişinin hayli beğenisini kazanmıştı. Kaynak olarak aynı yazılımı kullanan üretimlerin yapılması fazla sürpriz olmayacaktı; fakat, nedendir bilinmez o günden bu güne çok şey yapılmadı ve bence biraz uğraşılsa harikalar doğurma kabiliyetindeki bir grafik programlaması heba edildi.
Yapılanlardan biri, yine No One Lives Forever serisinin yapımcısı ValuSoft imzasını taşıyan ve NOLF ile NOLF2 arasındaki olayların konu edildiği ortalama bir oyun olan Contract JACK idi; ikincisi de MOB Enforcer oldu. Zira MOB�un yapımcısı da aynı şirket. Şu ana kadar içerik bakımından kullanılan özelliklere bakılırsa MOB Enforcer için her şey güzel �gibi� görünüyor. Öyle olmasına öyle de MOB�un kullandığı yazılımsal donanım, ilk ortaya çıktığı günden bu zamana epeyce eskidi. Tamamen aynı özellikler üzerine kurulan yeni bir oyun da çok etkileyici görünmüyor.
MOB Enforcer, mafyanın yoğurduğu Amerika sokaklarında konu buluyor. Canlandırdığımız karakter DeMora adında bir mafya üyesi ve genelde hizmet ettiğimiz ana görev ise rakip mafyayı çökertmek. Anlaşılan yer altında işler biraz karışık. Bizi görevlendiren şahıs ise; The Godfather yani Al Capone�nin gözüne girmeye çalışan bir büyükbaş.
Sürekli karşı güçler ile bir çatışma halindeyiz. Aldığımız görevler arasında ise fabrikaları patlatmak, bazı mafya babalarını öldürmek ve onların haraç topladığı dükkanların camlarını indirmek gibi fazla orijinal olmayan işler var. Bunları telefon görüşmeleri yaptıkça öğreniyoruz ve birini bitirdikçe yenisi geliyor. Kapalı mekanlarda geçen bölümlerin yoğunlukta olduğu oyunda bazı bölümlerde şehrin sokaklarında da dolaşabiliyorsunuz. Fakat buna rağmen ekrandan görünenler bir miktar sıkıcı ve fazla renkli değil. Şehirde gezebiliyor olmanız genele ekstra bir şey katmıyor, sadece farklı bir bölümü oluşturuyor.
MOB Enforcer daha henüz çok yeni. �Peki o zaman ne diye üst paragrafta bu kadar laf kalabalığı yaptın?� diye soracak olursanız sizi biraz geçmişe ***ürmek isterim. Ama şimdi kullanılan teknolojiye değineceğim. No One Lives Forever adlı oyunu bilmeyen çok değildir herhalde. 2001 yılında piyasaya çıktığında yer yerinden oynamıştı. Serinin ikincisi de ondan geri kalmamıştı; özellikle de bu bu seferkinde kullanılan grafik yazılımı başta ben olmak üzere bir çok kişinin hayli beğenisini kazanmıştı. Kaynak olarak aynı yazılımı kullanan üretimlerin yapılması fazla sürpriz olmayacaktı; fakat, nedendir bilinmez o günden bu güne çok şey yapılmadı ve bence biraz uğraşılsa harikalar doğurma kabiliyetindeki bir grafik programlaması heba edildi.
Yapılanlardan biri, yine No One Lives Forever serisinin yapımcısı ValuSoft imzasını taşıyan ve NOLF ile NOLF2 arasındaki olayların konu edildiği ortalama bir oyun olan Contract JACK idi; ikincisi de MOB Enforcer oldu. Zira MOB�un yapımcısı da aynı şirket. Şu ana kadar içerik bakımından kullanılan özelliklere bakılırsa MOB Enforcer için her şey güzel �gibi� görünüyor. Öyle olmasına öyle de MOB�un kullandığı yazılımsal donanım, ilk ortaya çıktığı günden bu zamana epeyce eskidi. Tamamen aynı özellikler üzerine kurulan yeni bir oyun da çok etkileyici görünmüyor.
MOB Enforcer, mafyanın yoğurduğu Amerika sokaklarında konu buluyor. Canlandırdığımız karakter DeMora adında bir mafya üyesi ve genelde hizmet ettiğimiz ana görev ise rakip mafyayı çökertmek. Anlaşılan yer altında işler biraz karışık. Bizi görevlendiren şahıs ise; The Godfather yani Al Capone�nin gözüne girmeye çalışan bir büyükbaş.
Sürekli karşı güçler ile bir çatışma halindeyiz. Aldığımız görevler arasında ise fabrikaları patlatmak, bazı mafya babalarını öldürmek ve onların haraç topladığı dükkanların camlarını indirmek gibi fazla orijinal olmayan işler var. Bunları telefon görüşmeleri yaptıkça öğreniyoruz ve birini bitirdikçe yenisi geliyor. Kapalı mekanlarda geçen bölümlerin yoğunlukta olduğu oyunda bazı bölümlerde şehrin sokaklarında da dolaşabiliyorsunuz. Fakat buna rağmen ekrandan görünenler bir miktar sıkıcı ve fazla renkli değil. Şehirde gezebiliyor olmanız genele ekstra bir şey katmıyor, sadece farklı bir bölümü oluşturuyor.
