reespace, X-Wing, Tie Fighter ve Wing Commander gibi oyunları aklınıza getirip "ah ah, 90'lar ne güzel yıllardı..." diyorsanız siz de benim gibi uzay savaşı oyunları hastasınız demektir. Evet, günümüzde Call of Duty'ler, Battlefied'lar sağ olsun bu tür oyunların sayısı giderek azaldı ve onlara olan rağbet pek de beklenildiği gibi değil ancak yine de bağımsız firmalar tarafından yapılmış olan güzel uzay savaşı oyunlarıyla karşılaşabiliyoruz. Strike Suit Zero da bu oyunlardan bir tanesi. Born Ready Games tarafından PC platformu için geliştirilen bu oyun ile adeta 90'lı yıllara gidiyorsunuz ve kendinizi bir uzay gemisinin kokpitinde dünyayı kurtarmaya çalışan bir pilot olarak buluyorsunuz. Tabii Strike Suit Zero'nun sakladığı bir sır da var, onu da isterseniz incelememin ilerleyen bölümlerinde açığa çıkarayım.
Strike Suit Zero'yu özel yapan nedir, ne değildir?
Strike Suit Zero'nun hikayesi her ne kadar oynanışa pek etki etmese de ve oyunu oynarken hikayeyle pek ilgilenmeseniz de, bu oyunun iyi bir hikayeye sahip olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 2059 yılında insanlık uzaydan gelen bir sinyal keşfeder, bu sinyalin ne zamandan beri yayın yaptığı ve nereden geldiği bilinmemektedir. Uzun yıllar dünya bu sinyali çözmeye çalışır ve sonunda bu sinyalin uzayda yeni koloniler kurabilmek için yeni bir teknoloji olduğunu keşfeder. Bunun üzerine U.N.E. bayrağı altında dünya uzaya bu sinyalin kaynağını bulabilmek için gemiler gönderir ve koloniler kurar. Ancak bir süre sonra daha iyi araştırma yapabilmek için U.N.E. dünyadan bağımsız ve özgür olmak ister ancak dünya buna izin vermez. Daha sonra ise U.N.E. bu sinyalin kaynağını bulur ve dünyayla anlaşma yapar. Eğer dünya U.N.E.'ye özgürlük vaat ederse U.N.E. dünyaya sinyalin kaynağında araştırma yetkisi verecektir ve dünya bunu kabul eder. Dünyadan gelen bilim adamları sinyalin kaynağında çok değerli bir şey bulurlar. Bundan korkan U.N.E. ise dünyalı bilim adamlarını öldürür. Bunun karşılığında ise dünya anlaşmayı bozar ve savaş başlar. 2299 yılına gelinmiştir ve artık dünya yok olmanın eşiğindedir, dünyayı kurtarmak ise her zaman olduğu gibi biz oyuncuılara düşer. Oyunun konusu kısaca böyle, konuyu anlattıktan sonra oynanışa gelebiliriz.
"Strike Mode"da sizi tutabilene aşk olsun.
Strike Suit Zero'nun başları her ne kadar biraz monoton olsa da, Strike Suit'i aldığınız anda oyunun gidişatı birdenbire değişiyor ve aksiyon tavan yapıyor. Strike Suit'in 2 farklı modu bulunuyor; "Pursuit Mode" denen ilk modda Strike Suit normal bir uzay gemisi gibi hareket ediyorken, "Strike Mode"a geçtiğiniz anda gemi adeta bir savaş makinesine (robotu desek daha doğru olur aslında) dönüşüyor. Çok hızlı manevra yapabiliyorsunuz ve aynı anda bir çok roketi düşmanlarınıza kilitleyip gönderebiliyorsunuz. Tabii her güzel şeyde olduğu gibi "Strike Mode"u kullanmanın da bazı sınırlamaları var. Eğer bu modda daha fazla kalabilmek istiyorsanız düşmanlarınızı çok hızlı bir şekilde yok etmeli ve onlardan düşen "Flux" adlı materyali toplamanız gerekiyor. Sadece Strike Suit bile bu oyunu diğer uzay savaş oyunlarından ayırmaya yetiyor ve oyunu oynattırıyor. Yapımcı firmayı buradan tebrik ediyorum, Freespace serisinden bu yana bir uzay savaş oyununda bu kadar eğlenmemiştim. Yeri gelmişken de belirteyim; bu oyunun Starlancer, Freelancer ve X Serisi ile yakından uzaktan alakası yok; Strike Suit Zero saf bir aksiyon oyunu, ticaretle ve gelişmekle uğraşmıyorsunuz. Bölümlerde size verilen görevleri yapıyorsunuz ve bölümleri geçiyorsunuz, sadece bazı ekstra görevleri yaptığınızda geminizi geliştirebilmek için geliştirme puanları veriliyor ve geminiz otomatik olarak geliştiriliyor, bir de bölüm başlarında kullanmayı istediğiniz silahları seçebiliyorsunuz o kadar. Ayrıca oyunda seçebileceğiniz 4 adet uzay gemisi olduğunu da belirtmek isterim; bu uzay gemileri oyundaki bölümlere göre otomatik olarak seçiliyor ancak geçtiğiniz bölümleri tekrardan istediğiniz bir uzay gemisi ile oynayabiliyorsunuz.
Strike Suit Zero'yu özel yapan nedir, ne değildir?
Strike Suit Zero'nun hikayesi her ne kadar oynanışa pek etki etmese de ve oyunu oynarken hikayeyle pek ilgilenmeseniz de, bu oyunun iyi bir hikayeye sahip olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 2059 yılında insanlık uzaydan gelen bir sinyal keşfeder, bu sinyalin ne zamandan beri yayın yaptığı ve nereden geldiği bilinmemektedir. Uzun yıllar dünya bu sinyali çözmeye çalışır ve sonunda bu sinyalin uzayda yeni koloniler kurabilmek için yeni bir teknoloji olduğunu keşfeder. Bunun üzerine U.N.E. bayrağı altında dünya uzaya bu sinyalin kaynağını bulabilmek için gemiler gönderir ve koloniler kurar. Ancak bir süre sonra daha iyi araştırma yapabilmek için U.N.E. dünyadan bağımsız ve özgür olmak ister ancak dünya buna izin vermez. Daha sonra ise U.N.E. bu sinyalin kaynağını bulur ve dünyayla anlaşma yapar. Eğer dünya U.N.E.'ye özgürlük vaat ederse U.N.E. dünyaya sinyalin kaynağında araştırma yetkisi verecektir ve dünya bunu kabul eder. Dünyadan gelen bilim adamları sinyalin kaynağında çok değerli bir şey bulurlar. Bundan korkan U.N.E. ise dünyalı bilim adamlarını öldürür. Bunun karşılığında ise dünya anlaşmayı bozar ve savaş başlar. 2299 yılına gelinmiştir ve artık dünya yok olmanın eşiğindedir, dünyayı kurtarmak ise her zaman olduğu gibi biz oyuncuılara düşer. Oyunun konusu kısaca böyle, konuyu anlattıktan sonra oynanışa gelebiliriz.
"Strike Mode"da sizi tutabilene aşk olsun.
Strike Suit Zero'nun başları her ne kadar biraz monoton olsa da, Strike Suit'i aldığınız anda oyunun gidişatı birdenbire değişiyor ve aksiyon tavan yapıyor. Strike Suit'in 2 farklı modu bulunuyor; "Pursuit Mode" denen ilk modda Strike Suit normal bir uzay gemisi gibi hareket ediyorken, "Strike Mode"a geçtiğiniz anda gemi adeta bir savaş makinesine (robotu desek daha doğru olur aslında) dönüşüyor. Çok hızlı manevra yapabiliyorsunuz ve aynı anda bir çok roketi düşmanlarınıza kilitleyip gönderebiliyorsunuz. Tabii her güzel şeyde olduğu gibi "Strike Mode"u kullanmanın da bazı sınırlamaları var. Eğer bu modda daha fazla kalabilmek istiyorsanız düşmanlarınızı çok hızlı bir şekilde yok etmeli ve onlardan düşen "Flux" adlı materyali toplamanız gerekiyor. Sadece Strike Suit bile bu oyunu diğer uzay savaş oyunlarından ayırmaya yetiyor ve oyunu oynattırıyor. Yapımcı firmayı buradan tebrik ediyorum, Freespace serisinden bu yana bir uzay savaş oyununda bu kadar eğlenmemiştim. Yeri gelmişken de belirteyim; bu oyunun Starlancer, Freelancer ve X Serisi ile yakından uzaktan alakası yok; Strike Suit Zero saf bir aksiyon oyunu, ticaretle ve gelişmekle uğraşmıyorsunuz. Bölümlerde size verilen görevleri yapıyorsunuz ve bölümleri geçiyorsunuz, sadece bazı ekstra görevleri yaptığınızda geminizi geliştirebilmek için geliştirme puanları veriliyor ve geminiz otomatik olarak geliştiriliyor, bir de bölüm başlarında kullanmayı istediğiniz silahları seçebiliyorsunuz o kadar. Ayrıca oyunda seçebileceğiniz 4 adet uzay gemisi olduğunu da belirtmek isterim; bu uzay gemileri oyundaki bölümlere göre otomatik olarak seçiliyor ancak geçtiğiniz bölümleri tekrardan istediğiniz bir uzay gemisi ile oynayabiliyorsunuz.
