- 17 Kas 2020
- 918
- 502
Yapay zekâ sistemi iyi niyetlerle oluşturulmuş olabilir, fakat kötü ellere geçerse neler yapabileceği ne kadar öngörülebilir konusu tartışmalara sebep olmaktadır.
Katı Kurallar:
“Yapay zekâ” denildiğinde akla gelen ilk handikaplardan biri, insanlığın ve tüm canlıların görebileceği fiziksel zararların yaşanma ihtimalidir. Çünkü yapay zekâ denilen olguda sevgi, acıma, merhamet, anlayış, saygı vs gibi duygular yoktur. Programlandıkları şekilde çalışırlar, hareket ederler veya komutları yerine getirirler.
Duygu demişken bir de inançlara, değerlere değinelim. Yapay Zekâ, insanların inançlarına veya değer verdiği olgulara benzer herhangi bir benimseyişe sahip olmadığı için din, adet, gelenek, görenek, milliyet, vatan, bayrak, aile, tarihi eserler ve konular, doğal güzellikler, adalet ve daha birçok değerin ve kültürün farkında bile değildir. Bu anlamda baktığımızda birçok araştırmacının düşüncesine göre; yapay zekâ özellikle birtakım yönetimleri veya yönlendirmeleri ele geçirirse insani değerleri kendi planları içerisine almayacağı için, sadece algoritmik kodlamaların sonucuna odaklanarak insanların zarar görmesine sebep olma potansiyeli bulunmaktadır. Zaten bu değerlere bağlı olan insanları bir robotun yönetebilmesi çok zordur. Bunun için yapay zekâ, muhtemel rakiplerini veya kendisine engel olabilecek bir durumu bertaraf etme gereği duyabilir. Bu amaçla insani değerlerin yok olmayla yüzyüze gelmesi kaçınılmaz olabilir.
Ayrıca insan beynini bile yönlendirmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin; Brown Üniversitesi çalışmaları sonucu yapılan ve IEEE Transactions on Biomedical Engineering dergisinde yayımlanan habere göre, iki felçli hastanın beyni kablosuz olarak bilgisayara bağlandı ve beyin ile bilgisayar arası komut aktarımı başarılı oldu. Bununla bağlantılı olarak şunu düşünebiliriz, insanların bilinçaltındaki değerleri silmek veya azaltmak için programlanan yapay zekâ üniteleri bu sayede insan beynini kontrol etme konusunda daha fazla şansa sahip olabilir.
Yapay zekânın yönetime bile katılmasını olumlu görenler vardır, bu durum da baskıcı yönetim şeklinin yerleşmesine sebep olabilir. Bunun aksi görüşler de vardır, yapay zeka veya robotların yönetim kuralları merhamet ve vicdan duyguları olmadan belirlenir. Bu da toplumların esaret altında, korkarak, huzursuz bir ortamda yaşamalarına sebep olabilir.
Ölümcül Riskler:
Otonom (kendi kendine çalışan) silahların kontrolü yapay zekâya verildiğinde yapay zekânın kendi kararlarını verme riski göze alınmış demektir.
Elde Edilen Kişisel Veriler:
Günümüzde sosyal medya alanında kullanılan yapay zekâ sistemi bir nevi tespit niteliğinde kullanılır. Kullanıcıların ilgi alanlarını algoritmalar dâhilinde tespit ederek öne çıkan reklamları ve önerileri kişiye göre belirlemektedir. Tabii ki bunu yaparken arama motorlarıyla, cihazların mikrofonuyla, konum belirleme sinyalleriyle vs bağlantılı olarak çalışır. Bu durumda bile kişisel verilerimizin kullanıldığı ortadadır. Ama bu tarz platformlara üye olmamız, şartları da kabul ettiğimiz anlamına gelir.
Başka alanlarda da makineler, verilerimizi toplayıp analiz ettikçe bunları bizim aleyhimize kullanma ihtimalileri de olabilir. Örneğin adres bilgilerimiz kötü niyetli kişilerin eline yapay zekâ vasıtasıyla geçebilir.
Sosyolojik ve Psikolojik Manipülasyon:
Yapay zekâ, elindeki verilerle toplumların veya bireylerin endişelerini ve ilgilerini tespit ettikten sonra birtakım kurgusal haberler yayıp hedef aldığı insanları etkileme, yönlendirme ilkesi güdebilir. Bu durum da kitlelerin yalan haberlerden etkilenmesine sebep olabilir. İnsanların yanlış yönlendirilmesi ise toplumları felakete bile sürükleyebilmektedir.
İşsizliğin Artması:
İnsan gücüyle istihdam sağlanan çalışma alanlarının yerini, yapay zekâ ile geliştirilmiş makinelerin ve robotların alması durumu bu şekilde giderse ileride işsizlik oranının daha da artacağı öngörülmektedir. Bu gerçekleştikçe sonuç olarak maddi imkânları kısıtlanan insan sayısı da artacaktır.
Robotların çalışma sektörüne sokulmasının sebebi, işlerin çok masraf olmadan daha hızlı, daha güçlü, otomatikleşerek ve uzun sürelerle yorulmadan yapılması sebebiyledir. Ama bu durum her şeyin mükemmel olacağını göstermez. Yani üretim ne kadar az masraflı ve hızlı olsa da işsiz kalan insanların ürünleri alma gücü olmayacağına göre hızlı ve bol üretimin anlamının azalacağı düşünülmelidir.
Yapay Zekânın Kötü Amaçlar için Hack’lenme Riski:
Belirli bir elektrik gücüne, wifi ağına, bilgisayara vs bağlanmak zorunda olan cihazların insanlığın faydası için üretilmiş de olsalar, hack’lenme durumlarında insanlığın tamamen zararına kullanılma potansiyeli yüksektir.
Katı Kurallar:
“Yapay zekâ” denildiğinde akla gelen ilk handikaplardan biri, insanlığın ve tüm canlıların görebileceği fiziksel zararların yaşanma ihtimalidir. Çünkü yapay zekâ denilen olguda sevgi, acıma, merhamet, anlayış, saygı vs gibi duygular yoktur. Programlandıkları şekilde çalışırlar, hareket ederler veya komutları yerine getirirler.
Duygu demişken bir de inançlara, değerlere değinelim. Yapay Zekâ, insanların inançlarına veya değer verdiği olgulara benzer herhangi bir benimseyişe sahip olmadığı için din, adet, gelenek, görenek, milliyet, vatan, bayrak, aile, tarihi eserler ve konular, doğal güzellikler, adalet ve daha birçok değerin ve kültürün farkında bile değildir. Bu anlamda baktığımızda birçok araştırmacının düşüncesine göre; yapay zekâ özellikle birtakım yönetimleri veya yönlendirmeleri ele geçirirse insani değerleri kendi planları içerisine almayacağı için, sadece algoritmik kodlamaların sonucuna odaklanarak insanların zarar görmesine sebep olma potansiyeli bulunmaktadır. Zaten bu değerlere bağlı olan insanları bir robotun yönetebilmesi çok zordur. Bunun için yapay zekâ, muhtemel rakiplerini veya kendisine engel olabilecek bir durumu bertaraf etme gereği duyabilir. Bu amaçla insani değerlerin yok olmayla yüzyüze gelmesi kaçınılmaz olabilir.
Ayrıca insan beynini bile yönlendirmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin; Brown Üniversitesi çalışmaları sonucu yapılan ve IEEE Transactions on Biomedical Engineering dergisinde yayımlanan habere göre, iki felçli hastanın beyni kablosuz olarak bilgisayara bağlandı ve beyin ile bilgisayar arası komut aktarımı başarılı oldu. Bununla bağlantılı olarak şunu düşünebiliriz, insanların bilinçaltındaki değerleri silmek veya azaltmak için programlanan yapay zekâ üniteleri bu sayede insan beynini kontrol etme konusunda daha fazla şansa sahip olabilir.
Yapay zekânın yönetime bile katılmasını olumlu görenler vardır, bu durum da baskıcı yönetim şeklinin yerleşmesine sebep olabilir. Bunun aksi görüşler de vardır, yapay zeka veya robotların yönetim kuralları merhamet ve vicdan duyguları olmadan belirlenir. Bu da toplumların esaret altında, korkarak, huzursuz bir ortamda yaşamalarına sebep olabilir.
Ölümcül Riskler:
Otonom (kendi kendine çalışan) silahların kontrolü yapay zekâya verildiğinde yapay zekânın kendi kararlarını verme riski göze alınmış demektir.
Elde Edilen Kişisel Veriler:
Günümüzde sosyal medya alanında kullanılan yapay zekâ sistemi bir nevi tespit niteliğinde kullanılır. Kullanıcıların ilgi alanlarını algoritmalar dâhilinde tespit ederek öne çıkan reklamları ve önerileri kişiye göre belirlemektedir. Tabii ki bunu yaparken arama motorlarıyla, cihazların mikrofonuyla, konum belirleme sinyalleriyle vs bağlantılı olarak çalışır. Bu durumda bile kişisel verilerimizin kullanıldığı ortadadır. Ama bu tarz platformlara üye olmamız, şartları da kabul ettiğimiz anlamına gelir.
Başka alanlarda da makineler, verilerimizi toplayıp analiz ettikçe bunları bizim aleyhimize kullanma ihtimalileri de olabilir. Örneğin adres bilgilerimiz kötü niyetli kişilerin eline yapay zekâ vasıtasıyla geçebilir.
Sosyolojik ve Psikolojik Manipülasyon:
Yapay zekâ, elindeki verilerle toplumların veya bireylerin endişelerini ve ilgilerini tespit ettikten sonra birtakım kurgusal haberler yayıp hedef aldığı insanları etkileme, yönlendirme ilkesi güdebilir. Bu durum da kitlelerin yalan haberlerden etkilenmesine sebep olabilir. İnsanların yanlış yönlendirilmesi ise toplumları felakete bile sürükleyebilmektedir.
İşsizliğin Artması:
İnsan gücüyle istihdam sağlanan çalışma alanlarının yerini, yapay zekâ ile geliştirilmiş makinelerin ve robotların alması durumu bu şekilde giderse ileride işsizlik oranının daha da artacağı öngörülmektedir. Bu gerçekleştikçe sonuç olarak maddi imkânları kısıtlanan insan sayısı da artacaktır.
Robotların çalışma sektörüne sokulmasının sebebi, işlerin çok masraf olmadan daha hızlı, daha güçlü, otomatikleşerek ve uzun sürelerle yorulmadan yapılması sebebiyledir. Ama bu durum her şeyin mükemmel olacağını göstermez. Yani üretim ne kadar az masraflı ve hızlı olsa da işsiz kalan insanların ürünleri alma gücü olmayacağına göre hızlı ve bol üretimin anlamının azalacağı düşünülmelidir.
Yapay Zekânın Kötü Amaçlar için Hack’lenme Riski:
Belirli bir elektrik gücüne, wifi ağına, bilgisayara vs bağlanmak zorunda olan cihazların insanlığın faydası için üretilmiş de olsalar, hack’lenme durumlarında insanlığın tamamen zararına kullanılma potansiyeli yüksektir.
Yararlanılan Kaynaklar:
Yapay Zeka’nın Tehlikeleri: Herkesin Bilmesi Gereken 6 Risk | Yeni İş Fikirleri
10 yıl içinde yapay zekanın getirebileceği tehlikeler neler?
Füzeye dönüştürülmüş insansız hava araçları, kamuoyunu manipüle eden sahte videolar ve otomatikleştirilmiş bilgisayar korsanlığı... Uzmanlara göre bunlar...
www.hurriyet.com.tr
evet yeni meslek dalları çıkıyor onu inkar etmiyorum, en azından günümüzü düşünürsek birçok insanın işsiz kaldığı haberleri var. Mesela fiziki güç gerektiren mesleği olanlar nasıl bilişim sektörüne geçebilir veya kaç tane iş alanına geçebilir bu biraz belirsiz sanırım. Ama kendilerini farklı dallarda geliştirirlerse tabii ki seçenekleri artabilir 
