18 Mart Çanakkale Deniz Zaferinin 109. Yıl Dönümü

'Halaskâr

Kıdemli Moderatör
4 Ara 2020
1,193
1,086
Midgard


18 MART ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİNİN 109 YIL DÖNÜMÜ


Anadolu ve dolayısıyla Türkiye üzerinde ‘’Helenleştirme’’ girişimleri tarihin çeşitli dönemleri boyunca devam etmiştir. Bunun birçok sebebi vardır:

Anadolu; Asya ve Mezopotamya’yı da içine alan büyük bir uygarlık beşiği ve geçiş köprüsüdür. 10 Binlerce yıllık bir uygarlık geçmişine sahiptir. Stratejik öneme sahip bir köprü coğrafyasıdır. Adeta dünyanın kalbi niteliğindedir. Bu yüzden uzak ve yakın tarih boyunca ve hatta günümüzde de bir çok güç odağının daima ilgisini çekmiş ve çekmektedir.

Yurdumuz ve coğrafyamız üzerindeki bu girişimler yalnızca ‘’Helenleştirme’’ adı altında olmamıştır.

Bir çok medeniyet ve ulusun köken arayışları da dikkatlerini hep Anadolu üzerine çevirmiştir.

Bu günlerde de özellikle Batılı ve ‘’Yerli’’ Hint-Avrupa tarih tezi savunucuları, Anadolu coğrafyasının tarih, kültür ve dillerini kendi ataları olarak görmek istedikleri sözüm ona ‘’Hint-Avrupalı’’ halklara dayandırarak uygarlık kaynağını kendilerine mal etmek istemektedirler.

Aslında; bunun gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Batılılar Anadolu’yu egemen olmak ve Türkleri buradan kovmak için hep bu ve benzeri argümanları kullanmışlardır. Günümüzde de Batı, onların vekilleri ve ''yerli'' işbirlikçileri bu hayallerinden vazgeçmiş değillerdir.

Nitekim, , Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul'un fethi Yunan Mitolojisine göre M.Ö. 1200’lerde yapılan 9-10 yıl süren ve Yunanlıların galip geldiği Truva savaşının rövanşı algısı yaratıp, bin yıldır bu topraklardan bizi kovmak isteyenlerin, bu topraklar üzerinde kötü emelleri olan kirli ellerin,

asırlardır dünyaya hükmetmiş ama yıkılma noktasına gelmiş Osmanlının durumunu fırsat bilerek, artık Türk’ün tükendiğini , tarihi misyonunu tamamladığını , tarih sahnesinden silinme zamanının geldiğini ancak ,

bir devletin çöküşü ile bir milletin çöküşünün farklı şeyler olduğunu düşünmeden , hem Truva’nın rövanşını almak, hem de hayallerini gerçekleştirmek ve son darbeyi vurmak için Çanakkale önlerine gelmişlerdi.

Zaferden emindiler.

Fakat unuttukları bir şey vardı. Karşılarında
Türk Milletinin olduğu. Çünkü Türk milletinin her bir ferdi kanının son damlasına kadar savaşarak atalarından emanet bu toprakları terk edemeyeceklerini hesaplayamamışlardı.

Nitekim bu topraklar tarih boyunca birçok istilaya uğramış Türk Milleti bu istilacıları hiçbir zaman geçit vermemiştir.

1915’dede Kan kokusu alan pirana balıkları gibi bu toprakları saldıranlara Tarihte belki örneği olmayan öz yurdunu korumak için şahlanan yaralı bir ulusun
dünyanın en kahraman milletinin en yiğit evlatları, kendisinden her bakımdan üstün 11 kat daha fazla olan o saldırganları yenerek dünya harp tarihine geçmiş, Türk tarihine altın harflerle yazılan, Türk’ün kahramanlık ve şeref abidesi olmuş bir zaferle de bu toprakların işgal edilemeyeceği bir kere daha
hatırlatmışlardır.

Yeryüzünün ve gökyüzünün şahit olduğu bir yazarın

hayal gücüne ihtiyaç duymadan yazabileceği o muazzam mücadelenin ve kahramanlığın adıdır Çanakkale.

Bu sadece bir kahramanlık öyküsü değil ,kahramanlığın ötesinde Bu milletin evlatlarının oluşturduğu bir mucizedir. Mucizedir, çünkü bugün Çanakkale'de yapılan kahramanlıkları anlatmak için kelimeler kifayetsiz, cümleler yetersizdir. Çanakkale sıradan bir zafer değil anadan, yârdan, еvlattan vazgеçip vatan diyе diyе
can vеrеnlеrin kanıyla yazdığı bir dеstandır.

Çanakkale tarihi şan ve şerefle dolu bir ulusun kazandı en büyük zaferlerden biri olup. Zaferin adı Çanakkale , Mimarı Mustafa Kemal ve Mehmetçik, sahibi de Türk Milletidir.


Mustafa Kemal'in Çanakkale’de parlayan yıldızı 18 Mart’ın şafağını aydınlatmış, Türk’e öz benliğini ulusal kimliğini bulma yolunu göstermiş, Bağımsızlık savaşının temelleri Çanakkale sularında, Anafartalar'da, Conk Bayırı'nda atılmış, Türklük tarihteki şanlı ve seçkin yerini almıştır.

ÇANAKKALE

Cephede askerin azaldığını duyan, daha bıyıkları terlememiş oyun oynamaya, sevmeye , sevdalanmaya fırsat bulamayan 14,15,16 yaşlarında boyları tüfekten kısa ana kuzuları, lise ve ortaokul öğrencileri, evlerini, okullarını terk edip, ellerine kına yakılarak anne, babaları tarafından savaş meydanına sanki düğüne gider gibi davul zurna ile uğurlanan ve bir daha evlerine geri dönemeyen küçük Bilal’in söylediği gibi, ‘’Şu zayıf vücudumu vatanım için siper edeceğim. Mümkün olsa vatanımı göğsümün içinde saklayacağım. Göğsüm parça parça olmadıkça bir taşını bile kimseyi el sürdürmeyeceğim. Allah’a yemin ediyorum’’ diyerek gönüllü olarak cepheye koşan , yüzbaşının oğlum siz kimsiniz diye sorduğunda biz vatan için ölmeye geldik diye cevap veren, çocukluklarını, gençliklerini mermi sesleri, barut kokuları bomba patlamaları , tozun toprağın , kanın içinde aç susuz geçirerek şehit olan evlatlarımızın yattığı yerdir.

ÇANAKKALE

‘’Git oğul git…. canımdan can, kanımdan kan oğul, git ! vatan toprağını gavur alacaksa, bayrağımız inecekse, ezanlar susacaksa sütüm sana haram olsun. git oğul git, ya gazi, ya şehit ol ‘’ diyerek başını kına yakıp oğullarını cepheye gönderen anaların ve bizzat cephede savaşan kadınlarımızın zaferidir.

Bu savaşa katılanlar geriye dönmeye düşünmediler. Albayrakta bir damla kanım olsun, yeter ki vatan sağ olsun dediler. Şairin dediği gibi ;

onlar gittikleri her yerde düşmana ‘’Dur yolcu dediler, dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız gölgesiz yolun sonunda gördüğün bu tümsek Anadolu'da istiklal uğrunda, namus yolunda can veren Mehmed'in yattığı yerdir‘’ dediler. canlarını verdiler, ama düşmana geçit vermediler.

Yok olmuş hayallerin, bu dünyada hiç yaşanamayacak ahirete bırakılmış kavuşmaların, evladını kaybetmiş bir annenin feryadı, babasını bir daha sarılamayacak çocukların özlemi, sevdiğini bir daha göremeyecek olan bir kızın göz yaşıdır Çanakkale




ÇANAKKALE

Metrekareye 6000 merminin düştüğü, düşen mermileri üzüm taneleri gibi toplayan ,arkadaşının vücudu parçalanmış, kolu, bacağı, başı kopmuş, kopan kafaya, kola, bacağa basarak, üstünden atlayarak ve biraz sonra da kendisinin aynı akıbete uğrayacağını bilerek gözünü

kırpmadan , arkasına bakmadan, gеri adım atmadan kılını bilе kıpırdatmadan

düşmanın üzerine giden, sağ kolunu kaybettiği halde, sol kolum var o bana yeter komutanım diyen ,bacağının biri kesilir kesilmez tek bacakla savaşan arkadaşlarının yanına koşan ,bir gözünü kaybetti halde diğer gözüyle savaşan ,mermisi tükenince mevziisini terk edip geri çekileceği yerde, süngüsünü takıp taarruza geçen,

düşman toplarının açtığı çukurun altında kalıp ölmeden mezara konulan kanıyla toprağa can katan kahraman Mehmetçiklerin yattığı yerdir.



ÇANAKKALE

Düşmanın yoğun ateşi nedeniyle merminin dahi geçemeyeceği yerden, ‘’Arkadaşlar ben şimdi karşıya sıçrayacağım ve arkamdan siz geleceksiniz. Şayet ben şehit olursam naaşımı siper yapıp savaşırsınız ''

diyen Üsteğmen Şevket Bey gibi komutanların görev yaptığı, Kireç Tepeyi tutmak emrini alan askerlerin, bulundukları yerden düşmanın yoğun ateşi nedeniyle karşıya geçemeyen askerlere, ‘’Oradan işte böyle geçilir diye ileri atılan, askerini savaşmayı değil ölmeye emreden, Anafartalar’ın, Conkbayırı’nın sarı çiçeği, en büyük kumandan, mavi gözleri ile ölüme korkutan, dünyayı yenenleri yenen, Mustafa Kemal gibi dahi bir liderin hediye edildiği yerdir.


ÇANAKKALE’Yİ GEZERKEN

Anaların yavrularım diye ağıt yaktığı, dere dere kanın aktığı ,vatanı uğruna, bayrağı uğruna hayatlarını feda eden o kahramanların gecenin karanlığında yükselen seslerini, gülüşlerini, hasret ve özlem kokan türkülerini, ahlarını ,

bir mеzar taşı bilе olmadan kaybolup gitmiş isimsiz kahramanların ağıtlarını düşündüğünüzde, içinizde öyle fırtınalar kopar ki , hiç farkına varmadan gözlerinizin yaşardığını, o toprakların her karışında şehit olan yiğitlerin üzerine basıyormuş gibi hissedersiniz.

18 Mart Çanakkalе Zafеri, bеlki dе Anadolu halkının yaşadığı еn büyük zafеr; ama aynı zamanda еn büyük acıdır. Tarihimizе büyük bir zafеr olarak gеçsе dе, hеpimizin yürеklеrindе büyük bir kеdеr bırakmıştır. Bu kutsal mücadеlе uğruna Çanakkalе’dе 250 bin şеhit vеrdik. Çanakkalе toprakları çеyrеk milyon şеhidimizin kanı ilе sulandı. Nicе çocuklar yеtim, nicе kadınlar dul vе nicе analar еvlatsız kaldı. Hеrkеsin yürеğinе bir kor düştü. Bir kor ki yüzyıllar gеçsе dahi sönmеyеcеk… Bir kor ki acısı hiç dinmеyеcеk.

Ama, dini eğitim alıyorum diyerek askerlik yapmaktan kaçan imamlar, müezzinler, tekke şeyleri, türbe görevlileri , tarikat, cemaat din bezirganları, zekat hırsızları, bugün aynı kafada olan yobazlar, gericiler dinsel temaları ön plana çıkararak,

Türk Milleti'nin vermiş olduğu bu büyük mücadeleyi ve muhteşem zaferi küçümseyerek, Atatürk’ü de yok sayarak Çanakkale'de savaşı gökten inen yeşil sarıklı, beyaz giysili evliyaların, asker yutan bulutların, yol gösteren köpeklerin kazandığını söyleme cüretkarlığını göstermektedirler.

Bu Çanakkale'de görev yapan Mustafa Kemal ve diğer komutanlara, yiyecek bir lokma ekmek dahi bulamayıp, ot yiyerek karnını doyuran, binlerce kez ölümle burun buruna gelen, hayatlarını hayatımıza veda eden ,ölüme sevdalıymış gibi gözü kapalı giden ve ölürken dahi gülen bu vatanın evlatlarına yapılan en büyük hakarettir.

Bu hurafeleri üreten kafa hiçbir çağda çağdaş değildir. Osmanlı İmparatorluğunu (Devleti Aliyeyi) yiyip bitiren acınacak duruma düşüren bu kafadır. Şimdide Türkiye Cumhuriyetini karartmaya çalışmaktadırlar.

Yaptıkları kahramanlıklarla bir savaşın hatta bir milletin kaderini değiştiren , düşmeyen Sancak 57‘nci

Alayı, sessiz gecenin kahramanı Nusret Mayın gemisini, gizli darbenin baş rol oyuncusu Mesudiye zırhlısını, Conkbayırı’ndaki , Anafartalar da ki şanlı direnişi, insanlığın savaşı yendiği Gelibolu'yu , efsaneleşen koca Seyid’i, cesur yürek Yahya Çavuşu, Çanakkale savaşlarının ilk kahramanı Mehmet Çavuşu, annesinin gönderdiği mektubu okuyamadan şehit olan kınalı Ali’yi, boyu tüfeğinden küçük ama orada şehit olan bu vatanın evlatlarını kim tarih sahnesinden silebilir ki.


Çanakkale bir diriliş olup Kuva-yı Milliyenin Mayasıdır.

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın söylediği gibi. ‘’ Yeni Türkiye'nin önsözüdür.’’

Geçmişini unutanlar, o geçmişi yeniden yaşamak zorunda kalırlar. Biz ne Çanakkale'yi, ne milli Mücadeleyi, ne vatan ve bayrak için canını veren aziz şehitlerimizi, nede ölümü emreden, ya istiklal, ya ölüm diye haykıran büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü unuttuk. Bize yeni Sevr dayatmalarıyla geçmişi yaşatmak isteyenlerin, bu yıkım ve zulüm planlarını, dün Çanakkale’de olduğu gibi bugünde bertaraf etmek Türk Milletinin boynunun borcudur.

Öyleyse geçmişimizden feyiz alarak ‘’Çanakkale geçilmez!!" diye haykırıyoruz, yemin olsun.

Bugün Türk Milletine düşen, şehitlerimizin can verip kan dökerek bize bıraktıkları , ulusal değerlerimize sahip çıkmak, gerekirse bu yolda canımızı fedaya hazır olmaktır. Başta bu büyük zaferin baş mimarı

Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, saygı ve minnetle anıyoruz.

Ruhları şad olsun.

Kahraman Mehmetçik;


Senin temiz kanınla yoğrulan bu topraklar Türk’ündü, Türk'ün oldu, Türkün kalacak.

Yemin olsun.


Çanakkale Zafer Bayramınız Kutlu Olsun.

18 Mart 2024


ZOPTİK

T-rk-Hack-Team-Logo.png
T-rk-Hack-Team-Logo1.png
 

Gazeteci Şerif

Katılımcı Üye
9 Eyl 2023
309
569
Trablusgarp Cephesi


18 MART ÇANAKKALE DENİZ ZAFERİNİN 109 YIL DÖNÜMÜ


Anadolu ve dolayısıyla Türkiye üzerinde ‘’Helenleştirme’’ girişimleri tarihin çeşitli dönemleri boyunca devam etmiştir. Bunun birçok sebebi vardır:

Anadolu; Asya ve Mezopotamya’yı da içine alan büyük bir uygarlık beşiği ve geçiş köprüsüdür. 10 Binlerce yıllık bir uygarlık geçmişine sahiptir. Stratejik öneme sahip bir köprü coğrafyasıdır. Adeta dünyanın kalbi niteliğindedir. Bu yüzden uzak ve yakın tarih boyunca ve hatta günümüzde de bir çok güç odağının daima ilgisini çekmiş ve çekmektedir.

Yurdumuz ve coğrafyamız üzerindeki bu girişimler yalnızca ‘’Helenleştirme’’ adı altında olmamıştır.

Bir çok medeniyet ve ulusun köken arayışları da dikkatlerini hep Anadolu üzerine çevirmiştir.

Bu günlerde de özellikle Batılı ve ‘’Yerli’’ Hint-Avrupa tarih tezi savunucuları, Anadolu coğrafyasının tarih, kültür ve dillerini kendi ataları olarak görmek istedikleri sözüm ona ‘’Hint-Avrupalı’’ halklara dayandırarak uygarlık kaynağını kendilerine mal etmek istemektedirler.

Aslında; bunun gerçekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Batılılar Anadolu’yu egemen olmak ve Türkleri buradan kovmak için hep bu ve benzeri argümanları kullanmışlardır. Günümüzde de Batı, onların vekilleri ve ''yerli'' işbirlikçileri bu hayallerinden vazgeçmiş değillerdir.

Nitekim, , Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul'un fethi Yunan Mitolojisine göre M.Ö. 1200’lerde yapılan 9-10 yıl süren ve Yunanlıların galip geldiği Truva savaşının rövanşı algısı yaratıp, bin yıldır bu topraklardan bizi kovmak isteyenlerin, bu topraklar üzerinde kötü emelleri olan kirli ellerin,

asırlardır dünyaya hükmetmiş ama yıkılma noktasına gelmiş Osmanlının durumunu fırsat bilerek, artık Türk’ün tükendiğini , tarihi misyonunu tamamladığını , tarih sahnesinden silinme zamanının geldiğini ancak ,

bir devletin çöküşü ile bir milletin çöküşünün farklı şeyler olduğunu düşünmeden , hem Truva’nın rövanşını almak, hem de hayallerini gerçekleştirmek ve son darbeyi vurmak için Çanakkale önlerine gelmişlerdi.

Zaferden emindiler.

Fakat unuttukları bir şey vardı. Karşılarında
Türk milletinin olduğunu. Çünkü Türk milletinin her bir ferdi kanının son damlasına kadar savaşarak atalarından emanet bu toprakları terk edemeyeceklerini hesaplayamamışlardı.

Nitekim bu topraklar tarih boyunca birçok istilaya uğramış Türk milleti bu istilacıları hiçbir zaman geçit vermemiştir.

1915’dede Kan kokusu alan Pirana balıkları gibi bu toprakları saldıranlara Tarihte belki örneği olmayan öz yurdunu korumak için şahlanan yaralı bir ulusun
dünyanın en kahraman milletinin en yiğit evlatları, kendisinden her bakımdan üstün 11 kat daha fazla olan o saldırganları yenerek dünya harp tarihine geçmiş, Türk tarihine altın harflerle yazılan, Türk’ün kahramanlık ve şeref abidesi olmuş bir zaferle de bu toprakların işgal edilemeyeceği bir kere daha
hatırlatmışlardır.

Yeryüzünün ve gökyüzünün şahit olduğu bir yazarın

hayal gücüne ihtiyaç duymadan yazabileceği o muazzam mücadelenin ve kahramanlığın adıdır Çanakkale.

Bu sadece bir kahramanlık öyküsü değil ,kahramanlığın ötesinde Bu milletin evlatlarının oluşturduğu bir mucizedir. Mucizedir, çünkü bugün Çanakkale'de yapılan kahramanlıkları anlatmak için kelimeler kifayetsiz, cümleler yetersizdir. Çanakkale sıradan bir zafer değil anadan, yârdan, еvlattan vazgеçip vatan diyе diyе

can vеrеnlеrin kanıyla yazdığı bir dеstandır.

Çanakkale tarihi şan ve şerefle dolu bir ulusun kazandı en büyük zaferlerden biri olup. Zaferin adı Çanakkale , Mimarı Mustafa Kemal ve Mehmetçik, sahibi de Türk Milletidir.


Mustafa Kemal'in Çanakkale’de parlayan yıldızı 18 Mart’ın şafağını aydınlatmış, Türk’e öz benliğini ulusal kimliğini bulma yolunu göstermiş, Bağımsızlık savaşının temelleri Çanakkale sularında, Anafartalarda, Conk bayırında atılmış, Türklük tarihteki şanlı ve seçkin yerini almıştır.

ÇANAKKALE

Cephede askerin azaldığını duyan, daha bıyıkları terlememiş oyun oynamaya, sevmeye , sevdalanmaya fırsat bulamayan ,14,15,16 yaşlarında boyları tüfekten kısa ana kuzuları, lise ve ortaokul öğrencileri, evlerini, okullarını terk edip, ellerine kına yakılarak anne, babaları tarafından savaş meydanına sanki düğüne gider gibi davul zurna ile uğurlanan ve bir daha evlerine geri dönemeyen küçük Bilal’ın söylediği gibi, ‘’Şu zayıf vücudumu vatanım için siper edeceğim. Mümkün olsa vatanımı göğsümün içinde saklayacağım. Göğsüm parça parça olmadıkça bir taşını bile kimseyi el sürdürmeyeceğim. Allah’a yemin ediyorum’’ diyerek gönüllü olarak cepheye koşan , yüzbaşının oğlum siz kimsiniz diye sorduğunda biz vatan için ölmeye geldik diye cevap veren, çocukluklarını, gençliklerini mermi sesleri, barut kokuları bomba patlamaları , tozun toprağın , kanın içinde aç susuz geçirerek şehit olan evlatlarımızın yattığı yerdir.

ÇANAKKALE

‘’Git oğul git…. canımdan can, kanımdan kan oğul, git ! vatan toprağını gavur alacaksa, bayrağımız inecekse, ezanlar susacaksa sütüm sana haram olsun. git oğul git, ya gazi, ya şehit ol ‘’ diyerek başını kına yakıp oğullarını cepheye gönderen anaların ve bizzat cephede savaşan kadınlarımızın zaferidir.

Bu savaşa katılanlar geriye dönmeye düşünmediler. Albayrakta bir damla kanım olsun, yeter ki vatan sağolsun dediler. Şairin dediği gibi ;

onlar gittikleri her yerde düşmana ‘’Dur yolcu dediler, dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız gölgesiz yolun sonunda gördüğün bu tümsek Anadoluda istiklal uğrunda, namus yolunda can veren Mehmedin yattığı yerdir ‘’ dediler. canlarını verdiler, ama düşmana geçit vermediler.

Yok olmuş hayallerin, bu dünyada hiç yaşanamayacak ahirete bırakılmış kavuşmaların, evladını kaybetmiş bir annenin feryadı, babasını bir daha sarılamayacak çocukların özlemi, sevdiğini bir daha göremeyecek olan bir kızın göz yaşıdır Çanakkale




ÇANAKKALE

Metrekareye 6000 merminin düştüğü, düşen mermileri üzüm taneleri gibi toplayan ,arkadaşının vücudu parçalanmış, kolu, bacağı, başı kopmuş, kopan kafaya, kola, bacağa basarak, üstünden atlayarak ve biraz sonra da kendisinin aynı akıbete uğrayacağını bilerek gözünü

kırpmadan , arkasına bakmadan, gеri adım atmadan klına bilе kıpırdatmadan

düşmanın üzerine giden, sağ kolunu kaybettiği halde, sol kolum var o bana yeter komutanım diyen ,bacağının biri kesilir kesilmez tek bacakla savaşan arkadaşlarının yanına koşan ,bir gözünü kaybetti halde diğer gözüyle savaşan ,mermisi tükenince mevzisini terk edip geri çekileceği yerde, süngüsünü takıp taarruza geçen,

düşman toplarının açtığı çukurun altında kalıp ölmeden mezara konulan kanıyla toprağa can katan kahraman Mehmetçiklerin yattığı yerdir.




ÇANAKKALE

Düşmanın yoğun ateşi nedeniyle merminin dahi geçemeyeceği yerden, ‘’Arkadaşlar ben şimdi karşıya sıçrayacağım ve arkamdan siz geleceksiniz. Şayet ben şehit olursam naaşımı siper yapıp savaşırsınız ''

diyen Ütğm Şevket bey gibi komutanların görev yaptığı, Kireç Tepeyi tutmak emrini alan askerlerin, bulundukları yerden düşmanın yoğun ateşi nedeniyle karşıya geçemeyen askerlere, ‘’Oradan işte böyle geçilir diye ileri atılan, askerini savaşmayı değil ölmeye emreden, Anafartalar’ın, Conkbayırı’nın sarı çiçeği, en büyük kumandan, mavi gözleri ile ölüme korkutan, dünyayı yenenleri yenen, Mustafa Kemal gibi dahi bir liderin hediye edildiği yerdir.


ÇANAKKALE’Yİ GEZERKEN

Anaların yavrularım diye ağıt yaktığı, dere dere kanın aktığı ,vatanı uğruna, bayrağı uğruna hayatlarını feda eden o kahramanların gecenin karanlığında yükselen seslerini, gülüşlerini, hasret ve özlem kokan türkülerini, ahlarını ,

bir mеzar taşı bilе olmadan kaybolup gitmiş isimsiz kahramanların ağıtlarını düşündüğünüzde, içinizde öyle fırtınalar kopar ki , hiç farkına varmadan gözlerinizin yaşardığını, o toprakların her karışında şehit olan yiğitlerin üzerine basıyormuş gibi hissedersiniz.

18 Mart Çanakkalе Zafеri, bеlki dе Anadolu halkının yaşadığı еn büyük zafеr; ama aynı zamanda еn büyük acıdır. Tarihimizе büyük bir zafеr olarak gеçsе dе, hеpimizin yürеklеrindе büyük bir kеdеr bırakmıştır. Bu kutsal mücadеlе uğruna Çanakkalе’dе 250 bin şеhit vеrdik. Çanakkalе toprakları çеyrеk milyon şеhidimizin kanı ilе sulandı. Nicе çocuklar yеtim, nicе kadınlar dul vе nicе analar еvlatsız kaldı. Hеrkеsin yürеğinе bir kor düştü. Bir kor ki yüzyıllar gеçsе dahi sönmеyеcеk… Bir kor ki acısı hiç dinmеyеcеk.

Ama, dini eğitim alıyorum diyerek askerlik yapmaktan kaçan imamlar, müezzinler, tekke şeyleri, türbe görevlileri , tarikat, cemaat din bezirganları, zekat hırsızları, bugün aynı kafada olan yobazlar, gericiler dinsel temaları ön plana çıkararak,

Türk milletinin vermiş olduğu bu büyük mücadeleyi ve muhteşem zaferi küçümseyerek, Atatürk’ü de yok sayarak Çanakkale'de savaşı gökten inen yeşil sarıklı, beyaz giysili evliyaların, asker yutan bulutların, yol gösteren köpeklerin kazandığını söyleme cüretkarlığını göstermektedirler.

Bu Çanakkale'de görev yapan Mustafa Kemal ve diğer komutanlara, yiyecek bir lokma ekmek dahi bulamayıp, ot yiyerek karnını doyuran, binlerce kez ölümle burun buruna gelen, hayatlarını hayatımıza veda eden ,ölüme sevdalıymış gibi gözü kapalı giden ve ölürken dahi gülen bu vatanın evlatlarına yapılan en büyük hakarettir.

Bu hurafeleri üreten kafa hiçbir çağda çağdaş değildir. Osmanlı İmparatorluğunu (Devleti Aliyeyi) yiyip bitiren acınacak duruma düşüren bu kafadır. Şimdide Türkiye Cumhuriyetini karartmaya çalışmaktadırlar.

Yaptıkları kahramanlıklarla bir savaşın hatta bir milletin kaderini değiştiren , düşmeyen Sancak 57 ‘nci

Alayı, sessiz gecenin kahramanı Nusret Mayın gemisini, gizli darbenin baş rol oyuncusu Mesudiye zırhlısını, Conkbayırı’daki , Anafartalar da ki şanlı direnişi, insanlığın savaşı yendiği Gelibolu'yu , efsaneleşen koca Seyid’i , cesur yürek yahya çavuşu, Çanakkale savaşlarının ilk kahramanı mehmet çavuşu, annesinin gönderdiği mektubu okuyamadan şehit olan kınalı Ali’yi, boyu tüfeğinden küçük ama orada şehit olan bu vatanın evlatlarını kim tarih sahnesinden silebilir ki.


Çanakkale bir diriliş olup Kuva-yı Milliyenin Mayasıdır.

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın söylediği gibi. ‘’ Yeni Türkiye'nin önsözüdür.’’

Geçmişini unutanlar, o geçmişi yeniden yaşamak zorunda kalırlar. Biz ne Çanakkale'yi, ne milli Mücadeleyi, ne vatan ve bayrak için canını veren aziz şehitlerimizi, nede ölümü emreden, ya istiklal, ya ölüm diye haykıran büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü unuttuk. Bize yeni Sevr dayatmalarıyla geçmişi yaşatmak isteyenlerin, bu yıkım ve zulüm planlarını, dün Çanakkale’de olduğu gibi bugünde bertaraf etmek Türk Milletinin boynunun borcudur.

Öyleyse geçmişimizden feyiz alarak ‘’Çanakkale geçilmez!!" diye haykırıyoruz, yemin olsun.

Bugün Türk Milletine düşen, şehitlerimizin can verip kan dökerek bize bıraktıkları , ulusal değerlerimize sahip çıkmak, gerekirse bu yolda canımızı fedaya hazır olmaktır. Başta bu büyük zaferin baş mimarı

Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, saygı ve minnetle anıyoruz.

Ruhları şad olsun.

Kahraman Mehmetçik;


Senin temiz kanınla yoğrulan bu topraklar Türk’ündü, Türk'ün oldu, Türkün kalacak.

Yemin olsun.


Çanakkale Zafer Bayramınız Kutlu Olsun.

18 Mart 2024


ZOPTİK

T-rk-Hack-Team-Logo.png
T-rk-Hack-Team-Logo1.png
🇹🇷Conkbayırı'na sürünerek çıkmaya çalışan beşyüz bin kertenkele. Hepsi gördü sonunda, neymiş, Çanakkale.🇹🇷
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.