Mikenlerin Tarihi

theruling

Yeni üye
16 Mar 2017
27
0
Web
Miken (Akalar) Medeniyeti Anadolu´dan M.Ö. 2000´de Yunanistan´a gelen Akalar tarafından kurulmuş. Peki neden Mikenler diyoruz? Evet bildiniz. Miken topraklarında olduğundan. Dilden dile dolanan İlyada destanında yer alan Truva Savaşını,Tirinis Şatosunu yapan, sur ve set çekmeden korkusuzca denizlerde gezen bu Mikenler kimdir?

Akalar Yunanistan'a gittikten sonra Miken şehrinde kurduğu bu medeniyet zamanının en gelişmiş uygarlığıydı.
Kurulduktan birkaç yüzyıl sonra MÖ 1400 yıllarının başında tüm Yunanistan Yarımadasını ele geçirdi ve en parlak dönemi başladı. Minos uygarlığını yıktıklarında tüm Doğu Akdeniz ticaretini ele geçirdiler. Peki bunları öğrendiğimiz yazıları hangi yazıyla yazdılar tabii ki geliştirdikleri Doğrusal B yazısı ile bu yazı daha çok Miken Yunancası olarak bilinmekte. Miken yayılması kara yönünde Teselya, Trakya ve Çanakkale Boğazı yoluyla Batı Anadolu yönünde olmuştur. Bu ilerlemede ilk engel olan Troya, M.Ö. 1.150 yılları dolaylarında Miken birleşik ordusunca yıkılmıştır. HomerosBağlantı destanında konu edilen Troya Savaşı sırasında Miken savaşçıları Batı Anadolu yerleşimlerine akınlar düzenlemişlerdir. Bunun sonucunda tüm Batı Anadolu yerleşimleri Troya'ya birlik göndererek destek olmuşlardır.
Miken siyasi varlığı, M.Ö. 1100 yılları dolaylarında Makedonya'dan gelen demir silahlı Dor akınlarıyla son bulmuştur.



İzleyen yüzyıllarda Yunanistan yarımadasının tüm hâkimiyetini ele geçiren Miken uygarlığının en parlak dönemi M.Ö. 1400'lü yıllarla M.Ö. 1100'lü yıllar arasındadır. Bu dönemin başlarında Girit adasındaki Minos uygarlığını yıkan Miken kralları, tüm Doğu Akdenizdeki Minos ticaretini de kontrol altına almışlardır. Daha doğrusu, Doğu Akdeniz'deki Minos ticaret gemilerinin yerini, Yunanistan, Batı Anadolu kıyıları ve Girit'in oluşturduğu üçgenin pek dışına çıkamamakla birlikte Miken korsan gemileri almıştır.

Miken siyasi varlığı, M.Ö. 1100 yılları dolaylarında Makedonya'dan gelen demir silahlı Dor akınlarıyla son bulmuştur.
Girit'te İkinci Saraylar dönemine rastlayan zaman dilimi içerisinde (M.Ö. 1600'ler), Yunanistan'da önemli değişimler meydana gelmekteydi. Mykenai bir anda zenginleşmiş ve güçlü bir yönetim merkezi olmuş, çok geçmeden Anadolu, Yakın Doğu ve Batı Akdeniz ile sıkı ilişkiler kurmuştu. Bundan sonraki 400 yıl içinde Kıta Yunanistanı ve çevre bölgelerde görülen arkeolojik bütünlük, bu uygarlığa en önemli temsilcisi Mykenai'a atfen "Miken" denmesine yol açmıştır, fakat aslında Miken terimi bu uygarlığın Mykenai tarafından kontrol edildiği anlamına gelmez. Diğer bir deyişle siyasal bir çağrışımı yoktur. Bununla birlikte, Miken kültürü en açık ve geniş bir biçimde Mykenai'da izlenir. Burada bulunan A ve B Mezar Halkaları, hiçbir önceli olmaksızın ortaya çıkar ve Miken Uygarlığı'nın en belirgin ve göz kamaştırıcı özelliklerini taşırlar.

Geleneksel olarak M.Ö. 1600'e tarihlendirilmiş olan B ve ondan bir yüzyıl sonraya ait A Halkası'nda yapılan kazılarda altın ölü maskeleri, altın diskler, kılıçlar ve kaliteli işçilik gösteren lüks mallar ele geçirilmiştir. Bu mezarlar, kuşkusuz yönetici sınıfa -belki de bizzat krallara- aittir. Bu yeni toplumun ortaya çıkışı, savaş arabaları ile Yunanistan'a gelen Hint-Avrupalı topluluklara bağlanır.
M.Ö.* 1200 - 1190'da, Mikenlerin çağdaşı Hitit İmparatorluğu yıkılır. Hitit arşivleri bunun sebebi hakkında bilgi vermemekle birlikte, aynı zaman dilimi içerisinde Mısır'da başıboş Akdeniz halklarından meydana gelen bir kalabalığın neden olduğu büyük karışıklıklardan söz edilir. Firavun III. Ramses, "Deniz Kavimleri" olarak adlandırılan bu halkları M.Ö. 1191'de bozguna uğratmıştır. Bu dönemin sonunda kuzeyde Thessalia'dan güneyde Lakonia'ya kadar Pylos, Mykenai, Iolkos, Gla gibi önemli merkezler tahrip edilmiştir. Bu hareketlerin sonucunda Akdeniz bir kargaşaya sürüklenmiş, hâlâ tam açıklığa kavuşmamış sebeplerden dolayı aynı dönemde Miken merkezlerinin bürokratik yapısı tamamen çökmüş, bu yapının temel taşlarından Linear B yazısı terkedilmiş ve bir daha da kullanılmamıştır.

Miken kültürünün gelişimi en açık biçimde, Orta Yunanistan'da ve Peloponnesos'ta izlenebilmektedir. Bu gelişimin en önemli kanıtlarından biri, yuvarlak planlı, dromos'lu ve bindirme tekniğiyle inşa edilmiş tholos mezarlardır. Bunların inşa edildiği dönem, aynı zamanda Mikenlerin faaliyetlerini arttırdığı zaman dilimine denk düşer. Özellikle Batı Akdeniz'de (İtalya ve Sicilya) Miken çanak çömleği yoğunlaşmaya başlar ve GH II'den itibaren Rhodos, Kıbrıs, Anadolu ve diğer birçok yerde görülür. Arkeolojik bulgular ve metinler, Miken Çağı'nda Yunanistan'ın savaşçı bir aristokrasi ile yönetilen, uzmanlaşmış iş gücüne sahip, geniş ticarî ilişkiler sürdüren bürokratik bölgelerden oluştuğunu gösterir.

M.Ö. 1200-1190'da, Mikenlerin çağdaşı Hitit İmparatorluğu yıkılır. Hitit arşivleri bunun sebebi hakkında bilgi vermemekle birlikte, aynı zaman dilimi içerisinde Mısır'da başıboş Akdeniz halklarından meydana gelen bir kalabalığın neden olduğu büyük karışıklıklardan söz edilir. Firavun III. Ramses, "Deniz Kavimleri" olarak adlandırılan bu halkları M.Ö. 1191'de bozguna uğratmıştır. Bu dönemin sonunda kuzeyde Thessalia'dan güneyde Lakonia'ya kadar Pylos, Mykenai, Iolkos, Gla gibi önemli merkezler tahrip edilmiştir. Bu hareketlerin sonucunda Akdeniz bir kargaşaya sürüklenmiş, hâlâ tam açıklığa kavuşmamış sebeplerden dolayı aynı dönemde Miken merkezlerinin bürokratik yapısı tamamen çökmüş, bu yapının temel taşlarından Linear B yazısı terkedilmiş ve bir daha da kullanılmamıştır

Yakın döneme kadar arkeologlar, Thera'daki yerleşme merkezlerinin İ.Ö. yaklaşık 1500 yıllarındaki bir yanardağ püskürmesi sonucunda lavlar altında kaldıklarını düşünüyorlardı. Ama gelişmiş tarih belirleme teknikleri sayesinde, söz konusu püskürmenin İ.Ö. 1628'e doğru gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda, söz konusu yerleşme merkezlerinde yaşamın sona ermesinin nedenleri karanlıkta kalmayı sürdürmektedir. Daha sonra, İ.Ö. 1450'ye doğruysa Girit'i Yunanistan yarımadasından gelen istilacılar ele geçirmiş, Kyklades adalarını da işgal ederek, Melos adasındaki Phylakopi'deeski bir sarayın yerinde yeni bir saray yapmışlar ve kentin çevresini savunma duvarlarıyla çevirmişlerdir.
Phylakopi'deki gibi, Yunanistan yarımadasında yapılmış saraylar da, Minosluların saraylarından farklıdır. Bu sarayların ortasında, orta Tunç Devri'nde yarımadada yapılan uzun ev modeline uygun, büyük bir merkezi ocağı ve sütunlu bir girişi bulunan geniş bir galeri yer alır. Homeros'un Odysseiasında bu tür saraylar betimlenmiş ve söz konusu galeri tipine "megaron" adı verilmiştir:
Megaronun sütunlu girişinin önünde, çeşitli odaların ve büroların açıldığı bir avlu bulunur. Minosluların saraylarıysa dikdörtgen biçiminde geniş bir avlunun çevresinde kurulmuşlardır; bu avlu, belki de dinsel nedenlerle, kuzey-güney yönündedir. Girit'i ele geçiren Mykenaililer Phaistos, Maliia ve Zakros saraylarını yıkmışlar, buna karşılık Knossos'taki sarayı yıkmayıp, kendilerine uyarlamışlardır. Phaistos yakınındaki Haghia Triada'daysa, küçük bir Minos sarayının kalıntıları üstüne, yarımada tipi bir saray kurdukları sanılmaktadır.
Yeni gömme gelenekleri ve çömlekçilikteki değişiklikler de, İ.Ö. yaklaşık 1450'den sonra Knossos gibi yerleşme merkezlerinin Yunanistan yarımadasından gelme toplulukların eline geçmiş olduklarını göstermektedir. Üstünde yazılar bulunan çok sayıda levhanın ortaya çıkarıldığı Knossos'ta, Girit'in Mykenaililer tarafından ele geçirilmesinden önce kullanılan çizgisel A'dan ayırt etmek için çizgisel B diye adlandırılan bir yazı kullanılmıştır. 1952'de, bu levhalardaki yazılar Mikhail Ventris tarafından çözülmüş ve Yunanca oldukları anlaşılmıştır. Bu sonuç kabul edilirse, Girit'i ele geçiren Mykenaililerin Yunanca konuştukları ve Dor olmayan Yunanlılardan oldukları sonucuna varmak gerekir.
M.Ö. 1450 yılından başlayarak ve sonraki yıllarda Mykenai egemenliğinde olan Ege bölgesinde, tekbi-çimli bir uygarlık oluşmuşsa da, yerel farklılıklar (özellikle çömlek süsleme üsluplarında) sürmüştür. Yunanistan yarımadasında, Mykenai, Tirgos, Pylos ve Thebai gibi yerleşme merkezlerindeki ve Girit'teki Knossos'taki saraylar, çok sayıda bağımsız devletin birarada yaşamış olduklarını ortaya koymakta. Büyük bir olasılıkla, bu devletlerin bir bölümü, Tunç Devri'nin sona ermesinden önce ötekiler tarafından yutulmuştur. Özellikle Knossos'taki sarayın, son olarak M.Ö. 14. yy'da yıkılmış olduğu düşünülmekte. Mikenler hakkında umarım size bilgi verebilmişimdir. Tekrar bir yazıda buluşmak üzere

Kaynakça:
https://www.msxlabs.org/forum/tarih/193411-miken-uygarligi-akalar.html#bottom

Miken uygarlığı | Tarih Sayfası

Eleştirileri bekliyorum
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.