ABDdeki Yeraltı Üsleri
ABD hükümetine ait yeraltında birçok tünel ve yeraltı tesisleri bulunmaktadır. Bunlar arasında en önemlileri; New Mexicodaki Dulce, Sunspot, Datil, Corona, Taos Pueblo, Albuquerque, Arizonada Santa Catalina Dağlarında, Colaradoda Delta, Grand Mesa ve Colarado Springsde, Californiada Needles, Edwards AFB, Tehachapi Dağları, Ft. Irwin, Norton AFB ve Morongo Vadisi, Nevadada Blue Diamond, Nellis AFB, Groom Lake ve Papoose Lake bölgeleri, Quartzite Dağı ve Tonopahdır. Bu yeraltı üslerinin, bir Armegeddon (Kıyamet Gü*nü) geldiğinde Amerikan gizli örgütlerine mensup askeri ve sivil elitler için birer sığınak olacağı muhakkaktır.
ABDnin en gizli Askeri Üssü, 51. Bölge (Area 51)
1953de Washington D.Cnin kontrolü dışındaki gölge hükümetin içinde (Bakınız. Amerikan Gölge Hükümeti) Majestic 12 Komitesi kurulmuştu. (Bu komitenin başkanlığını o zamanlar Başkan Truman yapıyordu.) Los Alamos, New Mexicoda bulunan örgüt, Başkan yardımcısı Nixon za*manında yeniden faaliyete geçirildi. MJ-12, DDB-Vlerle (Dünya Dışı Biyolojik Varlıklar) sı*nırlı işbirliği ile gizli bir program yürütüyordu. Zeta Retuculi yıldız sisteminden geldiği iddia edilen, büyük siyah gözlü ve kocaman kafalı, akıllı sürüngenimsi yaratıkların (Grilerin) acilen Bor elementine ihtiyaçları vardı. (Griler, eski Mısır ve Sümer yeraltı mitolojilerinde de insanları ka*çıran yaratıklar olarak biliniyorlardı. Sümer mitolojisinde bunlara GALATUR, Mısır mitolojisinde ise USHABTİU deniyordu.)
Bu element de Amerikanın güneybatısında bulunuyordu, ilginç tesadüftür ki, ülkenin çok gizli askeri tesisleride yo*ğun olarak bu bölgede bulunuyordu. UFOların buralarda sık sık görülmesi, ziyaretçilerle ABD hükümet yetkilileri arasında bir işbirliği olduğu iddi*alarının ortaya atılmasına sebep olmuştu, iddialara göre, uzaylıların vaadettikleri ileri teknoloji transferine karşılık, onlara Bor verilecekti. ABDde UFOlar tarafından kaçırılan çocukların yeraltın*daki laboratuvarlarda tıbbi denemelere tabii tutuldukları id*dia edilmektedir.
Bazı kaynaklara göre, 51. Bölgedeki üsde 22 ye*raltı seviyesi bulunmaktadır. Bu tesisin güneybatıdaki diğer tesislerle, yeraltı tünelleri vasıtasıyla bağlantıları vardır. Bu üsde Zihin Kontrol Işın Silahları da geliştirilmek*teydi. Üs, Kongrenin, Başkanın ve ABD Hava Kuvvetle*rinin denetimi dışındadır. Bilderberg -CFR- Trilateral Komisyon (Tek Dünya Hü*kümeti) Yeni Dünya Düzeni gibi farklı isimlerle anılan giz*li bir çete, askeri endüstriyel kompleks içinde faaliyet gös*termekte ve yeraltı üslerini kontrol etmektedir. Bu güçlerin hedefi dünya çapında egemenlik kurmaktır. (Yani tek dünya hükümeti). William P. Lear, CIA için bütün dünyada gizli misyonlar gerçekleştirmiş bir pilottu.1986 yılında Lear, bir UFOnun İngilterede askeri üsse indiğine şahit olan bir ABD Hava Kuvvetleri mensubu ile tanıştı. Lear, onun an*lattıklarından sonra, DDB-Vlarla ABD hükümeti arasında bir anlaşma yapıldığına inanmaya başladı. Leara göre, 1969-1971 yılları arasında uzaylı ziyaretçiler ile Majes*tic-12 Komitesi arasında bir anlaşma yapılmıştı, ileri teknoloji transferi karşılığında, hükümet süregelen insan kaçırmalara göz yumuyordu. Kaçırmalarinsan-uzaylı melezi yaratmak için yürütülüyordu. Uzaylılar kurbanlarının vücu*duna yerleştirdikleri yapay cisimlerle (Mikroçip mi?) onları kontrol ediyorlar, bazen de insanların organlarını çıkararak, kendi bozuk sistemlerini yenilemek için kullanıyorlardı. İstenilen etki, kaçırılanlardan alınan enzim veya hormonun, hidrojen peroksitle karıştırılmasıyla elde edilen solüsyonun, uzaylıların bedenlerine enjekte edilmesiyle sağlanıyordu.
Leara göre, 1956 yılında Çavuş Jonathan R. Louette, White Sands Füze Deneme alanından disk şeklindeki bir araç tarafından kaçırıldıktan üç gün sonra bedeni aynı sığır*lar gibi parçalanmış bir vaziyette bulunmuştu. Bu operasyonlar yeraltındaki laboratuvarlarda (Bunlardan biri Groom Lake 51. Bölgede bulunuyordu.) ve kurban da*ha canlı iken gerçekleştiriliyordu. 1979-1983 yılları arasın*da MJ12, olayların planlandığı gibi gitmediğini farketti. 1979da durumu araştıran bir gurup, New Mexico Dulcedeki CIA-uzaylı yeraltı kompleksinde, uzaylılar tarafından tuzağa düşürüldü.
Rehineleri kurtarmak için özel bir askeri birlik yollandıysa da çıkan çatışmada 66 asker öldü. Bu felaketten sonra, MJ 12nin günümüzdeki üyeleri (Üyeler arasında o zamanki Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, eski CIA direktörü Richard Helms ve eski Donanma istihbarat ve Millî Güvenlik Ajansı Başkanı Bobby Ray Inman bulunuyordu.) durumu kamuoyuna açıklamak istediler. Fakat üyelerin çoğu böyle bir açıklamanın toplu bir halde paniğe yol açacağını düşünerek, onun yerine DDB-Va kar*şı etkin bir silâh geliştirmeye başladılar. Strategic Defense Initiative (SDI) denilen Yıldız Sa*vaşları Projesi, bu amaçla geliştirilmişti.
Gerçekte bu projenin Rus füzelerine engel olmak gibi bir amacı yoktu!
İlginçtirki, Başkan Kennedy de uzaylılarla yapılan anlaşmayı halka açıklamak isterken (Şoförü tarafından) vurulup öldürülmüştü. CFR tarafından kontrol edilen Gölge Hükümet Kennedynin ölümünden sorumlu idi. İddialara göre, Raptiye Operasyonu ile 2. Dünya Sa*vaşı sonunda Almanyadan Amerikaya getirilen doktorlar ve bilim adamları Zihin Kontrol Genetik Mühendisliği ve Antigravitasyonel uçan disklerin yapımıyla uğraşmışlardı. 51. Bölgede bir Frankestein fabrikası kurulmuş ve genetik mühendisliğinin ürettiği yaratıklar ortaya çıkarılmıştı.
Bun*lardan Chupacabra denilen vampir yaratık, Porto Ricodan Mexicoya, Oregondan Floridaya her yerde görül*müştü. (Son yıllarda Şilide ortaya çıkmıştır.) Bu yaratığa Created Reptilian Alien Vampire Engineered Species (CRAVES) Genetik değişime uğratılmış sürüngen-uzaylı vampir türü deniyordu. Chupacabra insanları uzaylı is*tilası senaryolarına hazırlamak için ortaya çıkarılmıştı. (Bu sürüngenimsi canavar ile halk arasında bir panik yaratmak ve onların Yeni Dünya Düzeni ni daha kolay kabul etmeleri isteni*yordu.) Aslında amaç, halkın Tanrıya ve egemenliğe olan inancını yok etmek ve global bir hükümete yol açmaktı. ABDnin Yeraltındaki Gizli
Dulce Üssü Dulce, New Mexiconun kuzeyinde dokuzyüz nüfuslu küçük bir kasabadır. Dulcenin en önemli özelliği Archuletta Mesanın altında derin bir sır saklıyor olmasıdır. Söylenti*lere göre bu sır; Hükümet uzaylı ortak biogenetik laboratuarlarında insanların ve hayvanların üzerinde korkunç de*neyler yapılıyor olmasıdır. Bu üs civarında sık sık parçalanmış sığırlara rastlanmak*tadır. Bazı araştırmacılar, parçalanmış sığırlar fenomeninin UFOIarla bağlantılı olduğunu söylemektedirler.
Gerçekten de Dulce civarında sık sık UFOlar, acayip ışıklar ve diğer hava fenomenleri rapor edilmektedir UFOların görüldüğü bölgelerde parçalanmış sığırlara da rastlanmaktadır. Aşağıda okuyacağınız Amerikalı araştırmacı Paul Bennewitzin Dulce üssü île ilgili açıklamalaranın bir dezinformasyon kampanyasının sonucu olup olmadığı açıkça belli de*ğildir. Paulun Dulce tesisiyle ilgili tek şahidinin açıklamaları için, onu yalancılıkla suçlamak taktik bir manevra olabilirdi ama gerçek dezinformasyon kampanyası, kamuoyunda Dulce hikâyesinde inanılacak hiçbir şey olmadığını söylemek olurdu.
Paul Benewitz, bir UFO tarafından kaçırılan New Mexicolu Myrna Hansen vakasını incelemişti. Hansen 1980 yılında bir yeraltı tesisine ***ürülmüştü. Christa Tilton, Temmuz 1987de bir uzay gemisiyle ge*len iki küçük gri uzaylı tarafından kaçırıldıktan sonra, kayıp zaman tecrübesini yaşamıştı. Tilton, kaçırıldıktan sonra güvenlik kameraları ve bilgi*sayarlı kontrol noktalarının bulunduğu yeraltında bir tünele ***ürüldü. O, bir transit araçla yüz taraması yapılan bir bil*gisayar ekranının karşısına getirildi. Bilgisayar ona bir kim*lik kartı çıkarttıktan sonra, rehberi tarafından yedi kat ye*raltında bulunan bir tesisin birinci seviyesine geldiği söy*lendi. Christanın iddiasına göre, o yeraltındaki 5. kata ka*dar indirilmiş ve burada uzaylı araçlarının ve küçük gri yabancı varlıkların olduğunu görmüştü.
Daha sonra ***ürüldüğü geniş bir odada bilgisayarlar tarafından kontrol edilen, geniş tanklara asılmış göstergeler ve bazı boru hatlarından çıkarak tankın içine giren geniş kollar görmüştü. Onun dikkatini bir uğultu sesi ve formaldehit kokusu çekti. Tilton bu sıvının tanklarda karıştırıldığı izlenimini edinmişti. Ona tankın muhtevası gösterilmedi. Christa, kaçırıldığı zaman şahit olduğu şeylerin çoğunun sonra resmini çizmişti. Bu esrarengiz tanklarla ilgili bilgiler, Dulce Kâğıtları adlı tartışmalı bir dosyada yine ele alınmıştı. Bu dosyada ayrıca Dulce yeraltı tesislerinin otuz adet siyah-beyaz fotoğraf ve bir de videobant bulunuyordu.
İddialara göre, bu kâğıtları dışarıya 1979a kadar Dulcede güvenlik görevlisi olarak çalışan bir memur çıkarmıştı. 1979un sonunda güvenlik memuru Thomas C, karşılaş*tığı korkunç gerçekler karşısında daha fazla suskun kalama*yacağını anlamıştı. Dulce yakınlarındaki Amerikan Hükümeti-uzaylılar ortak yeraltı üssünde rahatsız edici çok şey duymuş ve görmüştü. Çetin bir iç hesaplaşmadan sonra, tesisten ayrıldı ve birçok belgeyi de beraberinde ***ürdü. Küçük bir fotoğraf makinesi ile, yeraltındaki çok katlı kompleksin otuzdan fazla fotoğ*raftın çekti. Ayrıca birçok belgeyi ve kontrol merkezindeki bir güvenlik video bandını beraberinde ***ürmüştü. Bu bantta laboratuvarlar, uzaylılar ve ABD hükümetinin yetkili per*soneli görünüyordu.
Alarmı ve kamera sistemini kapatan Tho*mas, dışarı açılan yüz çıkıştan birinden yüzeye çıkmıştı. Thomas, orijinal belgeleri çok iyi sakladıktan sonra her birinden beşer kopya çıkardı. Thomas saklanmaya karar vermişti ve bu amaçla karısını ve ******nu evinden almaya niyetlenmişti ki, evinin önünde hükümet ajanlarına ait bir minibüsü beklerken gördü. Thomas yakın bir arkadaşının ihanetine uğramıştı. Ajanlar Thomasın karısını ve ******nu, tesislerden aldıklarını geri vermesi şartıyla, serbest bırakabileceklerini söylediler.Ailesinin biyolojik denemelerde kullanılacağını anlayınca, ortadan kaybolmaya karar verdi. Bu on yıl önceydi. Thomas böyle bir gizli entrikaya nasıl karışmıştı? Şimdi 50li yaşlarda olan Thomas, 20li yaşlarının orta*sında Batı Virginiada bir yeraltı tesisinde, çok gizli fotoğ*rafçılık eğitimi almıştı. O, yedi yıl Hava Kuvvetleri içinçok gizli fotoğrafçılık yaptı. 1971 de Santa Monica-Californiada Rand Corporation için çalışmaya başladı. 1977dc Dulce tesislerine transfer oldu. Yeraltındaki görevine, derin yeraltı tüpmekik sistemiyle gidiyordu. Bu zaman içinde Santa Fe-New Mexicodaki bir güven*lik görevlisi, özel olarak UFO görüntüleri, hayvan parçalan*ması fenomenini ve bölgedeki Mason Wicca guruplarının faaliyetlerini araştırıyordu.
Thomasın ve araştırmacının ortak arkadaşı olan bir şahıs, 1979da Santa Feye gelerek her iki*sini de ziyaret etti. Ziyaretçi fotoğraflara, video banda ve Dulce üssünden alınan belgelere de göz attı. Buradan bazı resimler çizildi ve böylece UFO araştırmacısı toplulukların Dulce Papers(Dulce Kâğıtları) diye bildikleri bilgiler or*taya çıktı. Thomasın iddiasına göre, Dulce tesislerinde 18.000 kısa gri vardı; ayrıca o, sürüngenimsi humanoidler (insanımsılar) de görmüştü. Thomasın bir iş arkadaşı evinde, materyalize olan 6 foot (1.83 m) boyunda bir sürüngenimsi ile yüz yüze gelmişti. (Sürüngenimsi ırk, büyük çoğunluğu Dördüncü Boyutta bulunan ve dünya üzerindeki en güçlü ve en kötü insan zihinlerini kontrolü altında bulundurup beyinleri yıkayan genellikle ruhsal varlıklardır (Fazla bilgi için bakınız, Ömer Özkaya, CIA Belgeleriyle Zihin Kontrol Operasyonları.)
Reptoid (Sürüngenimsi) duvardaki New Mexico ve Colarado haritaları ile çok ilgilenmişti. Haritalardaki renkli toplu iğneler ve işaretler, sığırların parçalandığı bölgeleri, kaçırılma olaylarının yoğun olarak yaşan*dığı yerleri, eski harabeleri ve şüpheli yeraltı uzaylı üsleri*ni gösteriyordu. Çok katlı Dulce yeraltı üssü, üs güvenliği tarafından de*vamlı kontrol edilen merkezi bir sisteme sahiptir. Üssün gü*venlik seviyesi aşağı inildikçe artıyordu. Thomas, gizlilik kategorisinde güvenlik derecesi ULTRA-7″ye sahipti. Thomasın bildiği yedi aşağı kat vardı ama daha da fazlasının olması mümkündü. Birçok uzaylı yeraltındaki 5, 6 ve 7. katlarda bulunuyordu. Dulceden Pageye (Arizonadaki ye*raltı tesisleri) daha sonra Nevadadaki 51.Bölgenin altındaki bir üsle bağlantılar vardı.
Dulceden kalkan tüpmekik, Taos, NM, Colarado Springs, Colarado, Creed, Colarado, Sandia gibi yeraltı üslerinden geçtikten sonra, Carlsbad, NMye varıyordu. ABD altındaki tüneller ve yeraltı şehirleri şebekesinin birbirleriyle tüpmekik bağlantıları vardır. Dulce üssünde, kapılar ve koridorlar üzerindeki çoğu işa*retler, uzaylı sembol dilinde yazılmıştır. Bu evrensel sem*bol sistemi burada yaşayan insanlar ve uzaylılar tarafından rahatlıkla anlaşılmaktaydı. Thomasın anlattığına göre, yeraltındaki ikinci kattan son*ra, herkes çıplak olarak tartıldıktan sonra, üniformaları ve*riliyordu. Ziyaretçilere kapalı beyaz üniformalar veriliyordu.Herkesin ağırlığı güncel olarak, bilgisayar kimlik kartının üzerine işleniyordu. Ağırlıktaki herhangi bir değişiklik anın*da kaydediliyor, şayet 3 pound (1,360 Kg)un üzerinde ise, fiziksel bir inceleme ve röntgenden (X-Ray) geçmesi iste*niyordu. Bütün hassas bölgelerin ön tarafında göstergeler vardı. Kapı kontrol panellerinde ve döşemeyle kapı arasında da göstergeler vardı. Her şahıs bilgisayar kimlik kartını kapının yanındaki yarığa sokuyor ve nümerik kodunu anahtar tuşuna giriyordu, işlemler sırasında meydana gelebilecek en ufak bir aksaklık bile, oraya bütün güvenlik memurlarınıntoplanmasına yetiyordu. Hassas bölgelerde kimsenin bir şey taşımasına izin verilmiyordu. Bütün malzemeler, bir taşıma bandına konuyor ve röntgen cihazından geçiriliyordu. Aynı işlem hassas bölge terk edilirken de tekrarlanıyordu.
Bütün asansörler manyetik olarak çalışıyordu ve asansör kabloları mevcut değildi. Işıklar dahil her şey ileri manye*tik bir sistem tarafından kontrol ediliyordu. Buralarda alı*şılmış ampuller yoktu. Tüneller fosforlu birimler ve şekil*siz emisyon şeritleri vasıtasıyla aydınlatılıyordu. Bazı derin tünellerde, bölgeyi geçici olarak aydınlatmak için bir çeşit fosfor pentaoksit kullanılıyordu. Bilinmeyen sebeplerden do*layı uzaylılar bu bölgelere yaklaşmıyorlardı.
Yer altın da ki 1. kat yol bakımı için garaj ihtiva ediyor*du. 2. katta trenler, mekikler, tünel delgi makineleri ve disk bakımı için garaj bulunuyordu. 4. katta, insan aurası, te*lepati, hipnoz ve rüyalar üzerine araştırmalar yapılıyordu. (Aura (Psişik hale, halka da denir): insan vücudunu (hayvan ve bit*kileri de) bir zarf gibi saran ışıklı haleler, emanasyonlar toplulu*ğudur. Şekli ovale yakın bir tarzdadır. Erkek ve kadınlarda farklı durumdadır.) Thomasın dediğine göre, onlar insanların bioplazmik bede*nini, fiziksel bedenden ayırıp, bunun yerine uzaylı varlığın hayat güçmatrixini yerleştiriyorlardı. Bu şekilde insanın can hayat gücü matrixini ortadan kaldırıyorlardı.
Altıncı kat Kâbus Salonu olarak biliniyordu. Burada balıklar, kuşlar, fareler vb. hayvanların orijinal şekillerinin değiştirildiği genetik laboratuvarlar bulunmaktaydı. Bu katta ayrıca çok kollu ve çok bacaklı insanlar, kafeslerde tu*tulan 7 feet (2,13 m) uzunluğunda humanoid yarasa benze*ri yaratıklar vardı. Uzaylılar insanlara genetik hakkında hem faydalı, hem de çok tehlikeli birçok şey öğretmişlerdi. Griler ve reptoidler analitik zekaya sahip, teknolojiye yatkın yaratıklardı. Diğer bir uzaylı gurup olan Nordik in*sanlarla çatışma halindeydiler. Belki de gelecekte vuku bulacak büyük savaşa burada hazırlanıyorlardı.
Bu sürüngenimsilerin bir özelliği de diğer canlı varlık*lara karşı etik ve insani hiçbir duygu ve düşünceye sahip olmamalarıydı. Bu nedenle her türlü deneyi rahatlıkla yapa*biliyorlardı. İnsan genetik haritasının çıkarılması (Genome projesi) için Amerikan Enerji Bakanlığının (DOE) içinde şu kuru*luşlar bulunuyordu; Ulusal Sağlık Enstitüsü, National Sci*ence Foundation (Ulusal Bilim Vakfı), Howard Huges Me*dical Institute ve tabii ki, DOE tarafından yürütülen Dulce yeraltı laboratuvarları.
Thomasa göre, uzaylılar androjinaldı (Hem erkek hem dişi, çifte cinsiyetli) ve ortaya çıkan canlı, partenogenezle (Yani kendiliğinden üremeyle) çoğalıyordu. Dulcede çok ge*çerli form veya üreme poliembriyoni idi. Her embriyo altı veya dokuz birey ortaya çıkaracak şekilde bölünüyordu. Uzaylı ve insan Bio Tekniği insanlığa hizmet etmek için mi, yoksa bizleri kontrol etmek ve egemen olmak için mi kullanılacak? Niçin UFOIar tarafından kaçırılanlar genetik deneylerde kullanılıyorlar?
Thomasın Dulceden ayrılmasına neden olan şey, 7. kat*taki kafeslerde gördüğü ve ondan yardım isteyen insanlar olmuştu. Thomasa göre, sıra sıra binlerce insan ve insan- uzaylı melezleri ve humanoid embriyolar soğuk hava depolarında tutuluyordu. Uzaylılar ne toprak, ne altın, ne madenler, ne su, ne de insanların sahip olduğu şeyleri istemiyorlardı, istedikleri tek şey, dünyanın manyetik gücüydü. Uzaylılar bu gücü bizim bilmediğimiz bir şekilde kullanıyorlardı. Evet, Thomasın hikayesi inanılmaz gibi görünüyor ama, anlatılanlar gerçekte yaşanan bir kâbusun sadece bir kısmını oluşturuyor olabilir. Dulcede garip şeyler olduğuna dair bir*çok delil vardır.
Thomasın bunlara da cevabı var mıydı? UFO görüntüleri, kaçırılma ve hayvan parçalama olayla*rının arkasında daha korkunç hakikatler gizleniyor olabilir. Yakın zamanlarda Archuleta Mesada sondaj ve bilgisa*yar analizi yapan bir gurup bilim adamı, Mesanın altında derin mağaralar olduğunu tespit ettiler.