- 15 Eyl 2012
- 84
- 42
Merhabalar Sevgili Dostlar
Bugün anlatacağım konu aslında Elon Musk'ın nihai amacından öte,
tanrıcılık oynamak isteyen imtiyazlı bir zümrenin
geleceğe dair projeksiyonların ilk bölümü,
Beyin Bilgisayar Arayüzleri
tanrıcılık oynamak isteyen imtiyazlı bir zümrenin
geleceğe dair projeksiyonların ilk bölümü,
Beyin Bilgisayar Arayüzleri
Beyin Bilgisayar Arayüzleri
Beyin Bilgisayar Arayüzleri, insan beyninin elektronik cihazlar ile
bağlantı kurması için tasarlanmış cihazlardır. En bilindik proje Elon Musk'ın
kurucusu olduğu NeuraLink'in ürünü iken, NeuraLink'in kurucularından
olan Max Hodak'ın bağımsız olarak kurduğu Science şirketinin geliştirmekte
olduğu ürün de Beyin Bilgisayar Arayüzlerine örnek gösterilebilir.
bağlantı kurması için tasarlanmış cihazlardır. En bilindik proje Elon Musk'ın
kurucusu olduğu NeuraLink'in ürünü iken, NeuraLink'in kurucularından
olan Max Hodak'ın bağımsız olarak kurduğu Science şirketinin geliştirmekte
olduğu ürün de Beyin Bilgisayar Arayüzlerine örnek gösterilebilir.
Peki Neden Önemli?
Bu projelerin insanlık için önemi, gerek risk
gerek faydalar yönünden bilinenin çok daha fazlası.
İlk olarak, projelerin prototiplerini inceleyip geldikleri konumları
görelim ki neden bu kadar önemli olduklarını
daha iyi anlayabilelim.
Görselde gördüğünüz makak Pager, ilk aşamada
muzlu smoothie ödülü veren bir pipetten içerek kenardaki bir
joystick ile pong oyunu oynuyor. Bu sırada ise beynindeki elektrotlar ile
beyin dalgaları analiz ediliyor ve bir algoritma aracılığı ile deşifre ediliyor.
Ardından ise deney bir adım ileri taşınarak bu verilere göre maymunun
sıradaki beyin dalgaları işleniyor ve bir joystick olmasa dahi Pager'ın
kolunu hareket ettirdiğini düşünerek pong oynamaya
devam etmesi mümkün oluyor.
gerek faydalar yönünden bilinenin çok daha fazlası.
İlk olarak, projelerin prototiplerini inceleyip geldikleri konumları
görelim ki neden bu kadar önemli olduklarını
daha iyi anlayabilelim.
Görselde gördüğünüz makak Pager, ilk aşamada
muzlu smoothie ödülü veren bir pipetten içerek kenardaki bir
joystick ile pong oyunu oynuyor. Bu sırada ise beynindeki elektrotlar ile
beyin dalgaları analiz ediliyor ve bir algoritma aracılığı ile deşifre ediliyor.
Ardından ise deney bir adım ileri taşınarak bu verilere göre maymunun
sıradaki beyin dalgaları işleniyor ve bir joystick olmasa dahi Pager'ın
kolunu hareket ettirdiğini düşünerek pong oynamaya
devam etmesi mümkün oluyor.
Teknik Bilgiler
Uygulamaya özel entegre devre olarak geliştirilen ilk aşama
prototipi; amplifikatörlerden, analogdan dijitale dönüştürücülerden
ve çevresel devre kontrollerinden oluşur.
.....
NeuraLink firması, kablosuz ve tamamen implante edilebilir
bir beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) geliştirme hedefiyle önemli teknik engelleri aşarak,
kullanıcıların kendi başlarına taşıyabileceği ve kullanabileceği bir cihaz ortaya koymaktadır.
Bu cihaz, esnek ve doku dostu elektrotlarla hassas beyin sinyalleri toplarken,
özel tasarım yongalar sayesinde gerçek zamanlı nöral bilgiye dönüştürür
ve suya dayanıklı, biyouyumlu malzemelerle korunur.
Bu cihaz, parkinson tedavisinde kullanılan BCI cihazlarından farklı olarak, 7
800 kat daha küçük elektrot çapları ve 1024 ve üstü sayıda elektrot bulundurarak
belirli bir bant genişliği sağlar. İlerleyen modellerde bant genişliğinde ciddi artışlar beklenmektedir.
Ayrıca, Neuralink'in geliştirdiği robot teknolojisi sayesinde elektrotlar hassas ve
verimli şekilde beyine yerleştirilirken, uyarlanabilir algoritmalarla zaman içinde
gelişen güvenilir ve sağlam performans sunarak daha hassas
ve doğal elektronik cihaz kontrolü sağlamaktadır.
Bu bilgiler NeuraLink firmasından alınmıştır.
prototipi; amplifikatörlerden, analogdan dijitale dönüştürücülerden
ve çevresel devre kontrollerinden oluşur.
NeuraLink firması, kablosuz ve tamamen implante edilebilir
bir beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) geliştirme hedefiyle önemli teknik engelleri aşarak,
kullanıcıların kendi başlarına taşıyabileceği ve kullanabileceği bir cihaz ortaya koymaktadır.
Bu cihaz, esnek ve doku dostu elektrotlarla hassas beyin sinyalleri toplarken,
özel tasarım yongalar sayesinde gerçek zamanlı nöral bilgiye dönüştürür
ve suya dayanıklı, biyouyumlu malzemelerle korunur.
Bu cihaz, parkinson tedavisinde kullanılan BCI cihazlarından farklı olarak, 7
800 kat daha küçük elektrot çapları ve 1024 ve üstü sayıda elektrot bulundurarak
belirli bir bant genişliği sağlar. İlerleyen modellerde bant genişliğinde ciddi artışlar beklenmektedir.
Ayrıca, Neuralink'in geliştirdiği robot teknolojisi sayesinde elektrotlar hassas ve
verimli şekilde beyine yerleştirilirken, uyarlanabilir algoritmalarla zaman içinde
gelişen güvenilir ve sağlam performans sunarak daha hassas
ve doğal elektronik cihaz kontrolü sağlamaktadır.
Bu bilgiler NeuraLink firmasından alınmıştır.
Bu Teknoloji İnsanlığın Ne İşine Yarayacak?
Şu anda birinci modeli ile karşı karşıya olduğumuz NeuraLink
aslında birkaç aşamaya bölünmüş durumda ve adım adım
ne işe yarayacağımızı anlamak için aşamaları inceleyebiliriz.
Adım 1: Felçli insanların tedavisi
Pager'ın var olmayan bir kolu hareket ettirdiğini düşünerek
joystick'i kullanması örneğinde olduğu gibi, felçli bir şahıs sinirsel yol ile
varlığını hissedemediği kolunu yada bacağını hareket ettirdiğini
düşündüğünde ilgili elektriksel akımın kollara ve bacaklara
verilmesini sağlayarak tekrardan hareket
edebilmesi sağlanabilir.
*Teknolojinin biraz daha geliştiği bir
senaryoda doğrudan sinirsel kopukluklar
bağlanarak tam tedavi mümkün olabilir.
Adım 2: Cihazları Zihin Gücüyle Kontrol Etmek
Elon Musk'ın kendisinin de belirttiği gibi,
NeuraLink bağlantısı olan bir kişi; dokunmatik panelleri,
klavyeleri ve fareleri çöpe atabilir. Çünkü yazı yazmak ve tıklamak
parmaklarımızı ne kadar hızlı hareket ettirdiğimiz ile değil,
ne kadar hızlı düşünebildiğimiz ile sınırlanacak.
Filtrelenmiş, iradeniz ile yazılan yazılardan
bahsediyorum. Korkmayın, tüm düşünceleriniz
bir anda yazıya dökülmeyecek.
Şarj aletlerine ihtiyacımız olması komik gelebilir.
Adım 3: İnsanlar ile makinaların birlikteliği
Projenin en devrimsel ve uçuk kaçan kısmı burası.
Tanrıcılık oynamaktan bahsetmemin sebebi de tam olarak bu kısım.
Bu sanal gerçeklik sohbetinden sonra çıkan metaverse kavramı
aslında sivil halk tarafından haddinden fazla yanlış
anlaşılan bir konu ve inanın para kazanmak isteyen
bazı uyanıklar tarafından suistimal edildi.
Metaverse dediğimiz kavramın gerçeklikte ne
olduğuna ve bu şirketler ile ne alakası olduğuna gelelim.
Metaverse kavramı olsun Omniverse olsun hepsi aslında bir tür Multiverse fikri.
İnsanlığın sanal çoklu evrenlere geçiş
çağının başlangıcı.
Sanal Gerçeklik Gerçekliğimiz mi Olacak?
Bir gelecek hayal edin, sanal gerçeklik kaskınızı takıp yatağa uzanmışsınız,
kaskı çalıştırıyorsunuz ve uygulama seçer gibi hangi sanal evrene
gireceğinizi seçiyorsunuz. İsterseniz uzayın derinliklerinde geçen bir hikayeye
ister kafa dağıtmalık bir tatil bölgesinin meta kopyasına
ister bin kilometre ötedeki şirketinizin sanal ofisine.
Tek yapmanız gereken düşünmek ve artık
Pager'dan beceriksiz olmadığınız sürece sanal kol
ve bacaklarınızı gerçek bedeninizmiş gibi hissedebilir
ve kontrol edebilirsiniz.
Sadece hayal edin.
Star Citizen oyununun gelişmiş versiyonu ile
bir Star Wars evrenine dahil olabilirsiniz,
DyingLight ile zombilerin arasına gerçek anlamda
karışabilir ve adrenalini tadabilirsiniz,
Herhangi gibi bir uyumlu ortama dahil olabilir
ve yeni evreninize yolculuk edebilirsiniz.
Çılgınca mı geliyor?
Max Hodak'ın Science firmasından bahsetmiştim.
Bu firma doğrudan beyin bağlantısına gerek kalmadan
benzer işlevleri göz üstünden gerçekleştirmeyi
planlayan bir şirket. Sizlere bu şirketin bir
tanıtım metni parçasını sunacağım.
"Ganglion hücreleri retinanın çıktısı olduğundan,
onları doğrudan uyarabilirsek, fotoreseptörleri değiştirmeden
beyne görsel girdiyi geri getirebiliriz."
Görseller Science firmasının ve NeuraLink
firmasının sitesinden alınmışlardır.
İlk aşamada tedavilerde kullanılacak olan bu teknoloji,
gözünüz kapalı olsa dahi sizlere sunulan görüntüleri gerçeklik
kalitesinde görmenize olanak tanıyabilir. Hatta tanıyabilirden öte,
tanır dememiz mümkün olabilir. Uzun lafın kısası,
görüntü için kasklara dahi gerek kalmayabilir.
Tehlike Çanları Çalıyor
Bunca okuma sizlere güzel gelmiş olabilir fakat
bu aynı zamanda varoluşsal tehdide dönüşebilecek bir
siber güvenlik tehdidini gündemimize getiriyor. Gelişen teknoloji
ile birlikte siber suçluların da ellerindeki imkanlar gelişmeye
devam ediyor ve bu şahıslar her alanda olduğu gibi
beyin bilgisayar arayüleri ile ilgili teknolojilerde de
boş durmayacaklardır.
Beyinlerinize dolaylı yoldan sızılabilir, beyin verileriniz okunabilir,
beyinlerinize biyolojik bilgisayar muamelesi yapılarak düşünsel
süreçlerinize doğrudan veyahut dolaylı yoldan müdahale edilebilir,
sıfırıncı gün açıkları sayesinde kötü niyetli kişiler için beyniniz bir
oyun alanına dönüşebilir ve çok daha fazlası yaşanabilir.
Geleceğe hazır mısınız?
Soruyorum.
BU SANAL EVRENLERDE KİM TANRI ROLÜNE BÜRÜNMEYE KALKIŞACAK?
Cevabı bildiğinizi düşünüyorum.
Saygılar, Quixera
Eğlenceli bilgi,
1984 tarihli bilim kurgu romanı 'Neuromancer'da William Gibson,
'Microsoft' adını verdiği, bir insan kullanıcıya yeni bir dil gibi anında bilgi sağlamak için bir soket yoluyla
doğrudan beyne bağlanan küçük bir kartuş fikrini öne sürmüştür.
Ek bilgi,
Microsoft şirketi 1970'lerin ortalarında kuruldu,
şirket adı 1976'da tescil edildi ve 1986'da halka açıldı.
Yorumda bilgilendirmek şartı ile konu içeriğini
istediğiniz yerde kullanabilir ve konuyla alakalı devam konusu
açabilirsiniz. Bu konulardaki bilinçlenmenin artması
gerektiği kanaatindeyim.
Tulu İnovasyon Kulübü ve Moderasyon alımları açıktır.
Moderasyon Alım Konusu | Tıkla Git
Tulu İnovasyon Kulübü Alım Konusu | Tıkla Git
Kulübümüz yeni gelenleri sıkmayan rahat bir yapıdadır.
Görsele tıklayarakta kulübümüze katılabilirsiniz.
kaskı çalıştırıyorsunuz ve uygulama seçer gibi hangi sanal evrene
gireceğinizi seçiyorsunuz. İsterseniz uzayın derinliklerinde geçen bir hikayeye
ister kafa dağıtmalık bir tatil bölgesinin meta kopyasına
ister bin kilometre ötedeki şirketinizin sanal ofisine.
Tek yapmanız gereken düşünmek ve artık
Pager'dan beceriksiz olmadığınız sürece sanal kol
ve bacaklarınızı gerçek bedeninizmiş gibi hissedebilir
ve kontrol edebilirsiniz.
Sadece hayal edin.
Star Citizen oyununun gelişmiş versiyonu ile
bir Star Wars evrenine dahil olabilirsiniz,
DyingLight ile zombilerin arasına gerçek anlamda
karışabilir ve adrenalini tadabilirsiniz,
Herhangi gibi bir uyumlu ortama dahil olabilir
ve yeni evreninize yolculuk edebilirsiniz.
Çılgınca mı geliyor?
Max Hodak'ın Science firmasından bahsetmiştim.
Bu firma doğrudan beyin bağlantısına gerek kalmadan
benzer işlevleri göz üstünden gerçekleştirmeyi
planlayan bir şirket. Sizlere bu şirketin bir
tanıtım metni parçasını sunacağım.
"Ganglion hücreleri retinanın çıktısı olduğundan,
onları doğrudan uyarabilirsek, fotoreseptörleri değiştirmeden
beyne görsel girdiyi geri getirebiliriz."
Görseller Science firmasının ve NeuraLink
firmasının sitesinden alınmışlardır.
İlk aşamada tedavilerde kullanılacak olan bu teknoloji,
gözünüz kapalı olsa dahi sizlere sunulan görüntüleri gerçeklik
kalitesinde görmenize olanak tanıyabilir. Hatta tanıyabilirden öte,
tanır dememiz mümkün olabilir. Uzun lafın kısası,
görüntü için kasklara dahi gerek kalmayabilir.
Tehlike Çanları Çalıyor
Bunca okuma sizlere güzel gelmiş olabilir fakat
bu aynı zamanda varoluşsal tehdide dönüşebilecek bir
siber güvenlik tehdidini gündemimize getiriyor. Gelişen teknoloji
ile birlikte siber suçluların da ellerindeki imkanlar gelişmeye
devam ediyor ve bu şahıslar her alanda olduğu gibi
beyin bilgisayar arayüleri ile ilgili teknolojilerde de
boş durmayacaklardır.
Beyinlerinize dolaylı yoldan sızılabilir, beyin verileriniz okunabilir,
beyinlerinize biyolojik bilgisayar muamelesi yapılarak düşünsel
süreçlerinize doğrudan veyahut dolaylı yoldan müdahale edilebilir,
sıfırıncı gün açıkları sayesinde kötü niyetli kişiler için beyniniz bir
oyun alanına dönüşebilir ve çok daha fazlası yaşanabilir.
Geleceğe hazır mısınız?
Soruyorum.
BU SANAL EVRENLERDE KİM TANRI ROLÜNE BÜRÜNMEYE KALKIŞACAK?
Cevabı bildiğinizi düşünüyorum.
Saygılar, Quixera
Eğlenceli bilgi,
1984 tarihli bilim kurgu romanı 'Neuromancer'da William Gibson,
'Microsoft' adını verdiği, bir insan kullanıcıya yeni bir dil gibi anında bilgi sağlamak için bir soket yoluyla
doğrudan beyne bağlanan küçük bir kartuş fikrini öne sürmüştür.
Ek bilgi,
Microsoft şirketi 1970'lerin ortalarında kuruldu,
şirket adı 1976'da tescil edildi ve 1986'da halka açıldı.
Yorumda bilgilendirmek şartı ile konu içeriğini
istediğiniz yerde kullanabilir ve konuyla alakalı devam konusu
açabilirsiniz. Bu konulardaki bilinçlenmenin artması
gerektiği kanaatindeyim.
Tulu İnovasyon Kulübü ve Moderasyon alımları açıktır.
Moderasyon Alım Konusu | Tıkla Git
Tulu İnovasyon Kulübü Alım Konusu | Tıkla Git
Kulübümüz yeni gelenleri sıkmayan rahat bir yapıdadır.
Görsele tıklayarakta kulübümüze katılabilirsiniz.
Son düzenleme: