1946 yılıydı, okyanusun altında koca bir şehir yükseldi; adı Rapture. Andrew Ryan tarafından yaptırılan bu şehir, ünlü ya da önemi büyük insanlar ile doldu taştı. Tabii insanların olduğu bir yerde sorunsuz hayat sürer mi, sürmez. Bir zaman sonra şehirde sorunlar çıkmaya, kargaşalar yaşanmaya başlandı. Ryan yanlısı insanlar olduğu gibi Ryan'a karşı cephe alan bir grup da oldu. Tüm bunlar yaşanırken "ADAM" adlı bir madde geliştirildi ve hepsi buradan sonra patlak verdi. Rapture yaşanmaz; korkunun kol gezdiği bir şehre döndü. Tabii biz de bu kargaşanın içine bir uçak kazası ile karıştık.
İlk oyun kısmen de olsa böyle gelişmiş, farklı sonlarıyla bizleri şaşırtmıştı. Bir süre geçtikten sonra ise başarılı bir yapım olan BioShock, devamı gelen bir seri haline dönüştürüldü ve 2. oyunu ile yeniden misafirimiz oldu. Biraz daha farklı bir senaryoya sahip olan 2. oyun, kimileri tarafından güzel kimileri tarafından da vasatın altında bulunan, hiçbir yeniliğin olmadığı; sanki bir ek paket havasında çıkmış bir oyun olarak nitelendirildi. Şimdi ise işler değişiyor. BioShock, büyük bir sıçrayış yaparak suyun dibinden havalara uçacak! Evet, BioShock bu sefer gökyüzünde geçecek.
Rapture gezimiz sona erdi, sırada Columbia var
Gökyüzünde kurulan bir şehir mi? BioShock'tan önce de deniz altında kurulan şehir senaryosu görmüştük ama gökyüzünde kurulanı sanırım ilk defa göreceğiz. Şaşkınlığımıza bir yana bırakalım ve bu şehre kısa bir göz atalım.
Şehir, Amerika tarafından yaptırıldı. Adına ise Columbia dendi. Dev uçan balonların desteklediği bu şehirde, Amerikan emperyalizmi egemen sürüyor. Elbette bu anlayışa karşı olan insanlar yok mu, evet var. Zira Amerikan emperyalizme karşı olan insanlar şehirdeki savaşın tetiklenmesine ve hatta Columbia'nın artık yaşanmaz bir yer olmasına yol açacak. Sonrasındaysa yine biz devreye gireceğiz. Her zaman olduğu gibi şansımızın yaver gitmediği bir şehirde oyuna başlayacağız. Tabii elimizi kolumuzu sallayarak şehirde dolaşmamamız gerekiyor lakin bir ana görevimiz var; Elizabeth adlı dünyalar güzeli bir kızı kurtarmak.
Elizabeth, her ne kadar çok masum gözükse de onun ciddi bir şekilde özel güçleri var. Telekinezi tarzında yetenekleri olan Elizabeth'in biraz da bizim yardımımıza ihtiyacı olacak çünkü kızımız Columbia şehrinde sıkışıp kalmış ve kurtarılmayı bekleyen biri. Üstelik onun bu şehirden kaçmasına karşın dev bir kuş da onu gözetler halde.
İlk oyun kısmen de olsa böyle gelişmiş, farklı sonlarıyla bizleri şaşırtmıştı. Bir süre geçtikten sonra ise başarılı bir yapım olan BioShock, devamı gelen bir seri haline dönüştürüldü ve 2. oyunu ile yeniden misafirimiz oldu. Biraz daha farklı bir senaryoya sahip olan 2. oyun, kimileri tarafından güzel kimileri tarafından da vasatın altında bulunan, hiçbir yeniliğin olmadığı; sanki bir ek paket havasında çıkmış bir oyun olarak nitelendirildi. Şimdi ise işler değişiyor. BioShock, büyük bir sıçrayış yaparak suyun dibinden havalara uçacak! Evet, BioShock bu sefer gökyüzünde geçecek.
Rapture gezimiz sona erdi, sırada Columbia var
Gökyüzünde kurulan bir şehir mi? BioShock'tan önce de deniz altında kurulan şehir senaryosu görmüştük ama gökyüzünde kurulanı sanırım ilk defa göreceğiz. Şaşkınlığımıza bir yana bırakalım ve bu şehre kısa bir göz atalım.
Şehir, Amerika tarafından yaptırıldı. Adına ise Columbia dendi. Dev uçan balonların desteklediği bu şehirde, Amerikan emperyalizmi egemen sürüyor. Elbette bu anlayışa karşı olan insanlar yok mu, evet var. Zira Amerikan emperyalizme karşı olan insanlar şehirdeki savaşın tetiklenmesine ve hatta Columbia'nın artık yaşanmaz bir yer olmasına yol açacak. Sonrasındaysa yine biz devreye gireceğiz. Her zaman olduğu gibi şansımızın yaver gitmediği bir şehirde oyuna başlayacağız. Tabii elimizi kolumuzu sallayarak şehirde dolaşmamamız gerekiyor lakin bir ana görevimiz var; Elizabeth adlı dünyalar güzeli bir kızı kurtarmak.
Elizabeth, her ne kadar çok masum gözükse de onun ciddi bir şekilde özel güçleri var. Telekinezi tarzında yetenekleri olan Elizabeth'in biraz da bizim yardımımıza ihtiyacı olacak çünkü kızımız Columbia şehrinde sıkışıp kalmış ve kurtarılmayı bekleyen biri. Üstelik onun bu şehirden kaçmasına karşın dev bir kuş da onu gözetler halde.