Hasan Sabbah

Thelastluck

Yeni üye
1 Eki 2017
42
0
Hasan Sabbah, İslam Dininin İsmaililik mezhebi inancına dayalı olarak oluşturduğu Haşhaşiler tarikatı ile tanınmış, Orta Çağın en ilginç liderlerinden birisidir. Hasan Sabbah, otoriter bir lider olmasının yanı sıra, dini bilgisi ile hem farklı, hem de derinlikli bir karaktere sahip olmuştur. Çok güçlü bir dini bilgisinin olmasının yanında insanları kontrol etmeyi ve etkisi altına almayı da çok iyi başarabilen bir liderdir. Bir rivayete göre Hasan Sabbah, Nizam'ül Mülk ve Ömer Hayyam arkadaşlardır ve birbirlerine hangisi daha yüksek bir mevkiye gelirse diğerlerini de yanına alacaktır. Nizam'ül Mülk'ün vezir olmasıyla kendisini yanına alır fakat Hasan Sabbah'ın gözü hep daha yükseklerdedir. Zekası ve çalışmalarıyla her daim dikkatleri üstüne toplayan Hasan Sabbah'dan korkan Nizam'ül Mülk türlü oyunlarla Hasan Sabbah'ın ayağını kaydırıp saraydan kovdurmuştur. Saraydan kovulduktan sonra Mısır'a giden Hasan Sabbah burada haşhaşı ve etkilerini incelemiş bunu insanlar hakkında nasıl kullanacağı konusunda araştırmalar yapmıştır. Hakkında doğru veya yanlış bir çok rivayet vardır. Rivayetlerin hepsinin ortak bir yönü var ise, o da Hasan Sabbah’ın keskin zekâsı ve ileri görüşlülüğüdür. Tam bir hırs adamı olduğundan kendisine yakıştırdığı sıfatlardan "el-muntakim", "intikam alan" manasına gelmektedir. Kalesine şarabın girmesini dahi yasaklamıştır. Yine rivayetlere göre; iki oğlunu tarikat görüşlerine aykırı davrandıkları için öldürtmüştür.

nizamul-mulk-listelist1.jpg


Mısırdaki araştırmaları ve işi biten Hasan Sabbah kendisine bir kale aramaya koyulmuştur. Fethi zor ve Selçuklulara yakın bir kale olan "Alamut Kalesi" onun için biçilmiş bir kaftandır. Kaleyi alması hakkında farklı rivayetler vardır fakat en bilineni kale komutanına bir dananın derisinin kaplayacağı yer kadar karşılığında 2.000 dinar ödemesi ve o deriyi kalenin dar geçişi kadar genişletip kaleyi almasıdır.
alamut-kalesi.png


Bundan haberdar olan Nizam'ül Mülk kaleyi 4 ay boyunca kuşatmış fakat alamamıştır. Nizam'ül Mülk'ün çadırında bir Alamut fedaisi tarafından öldürülmesiyle tarihteki ilk siyasi intihar saldırısı gerçekleştirilmiş olmuştur. 34 yıl boyunca hiç kalesinden çıkmayan Hasan Sabbah kalesinde ağırladığı konuklarına hem gösteri yapmak, hem fedailerinin sadakatini göstermek hemde göz dağı vermek için kalenin üstündeki 3 fedaisine kaleden aşağı atlama emri verir fedailer bir an bile düşünmeden emri yerine getirir.

Yeni gelen fedailer ilk başta cennet yolu adı verilen tünelden geçirilir. Tünele gelmeden önce acemi fedailere haşhaş verilir ve tünelden geçerken tünel içerisinde verilen afyon kokusuna maruz kalır. Bu kadar haşhaş ve afyondan sonra kendisini öldüğüne inandırılır ve Hasan Sabbahın onu cennetine alacağı müjdelenir tünel sonundaki kapı açılır. Envai çeşit yiyecek içecek ve hurilerle dolu olan muhteşem bir bahçeye götürülür haşhaşın ve afyonun etkisinin geçmesine yakın bayıltılan acemi fedai uyandığında öldüğünü Hasan Sabbah'ın onu cennetine aldığını ve geri dirilttiğini düşünür ve tekrar ölmek için can atar.

Fedailer yaptıkları suikastlerin hepsini kalabalık yerlerde yapmışlardır. Zehirli bir hançerle boyunlarına saldırılan kurbanların hiç birisi sağ kurtulamadığı gibi hiç bir fedai de yakalanamamıştır çünkü fedai önce kurbanı öldürmüş sonra da kendini öldürmüştür.

hashashin1.jpg


hashasiler.jpg


RİVAYETLER

Melikşah'ın ölümünden sonra tahta geçen Sungur Han, Hasan Sabbah'a kafayı takmış ve onları bitirmek istemektedir. Bir gün uyandığında kafasının üstünde bir hançeri duvara saplı olarak görür ve ertesi gün saraya bir elçi gelip Sungur Han'a bir mesaj getirir. "Ben istemez miydim ki o hançer sert taşa değil de, sultanın yumuşacık göğsüne saplansın! Bizimle uğraşmaktan vazgeç." yazar mesajda. Hançeri saplayan, Hasan Sabbah’ın yetiştirip saraylara sattığı cariyelerden biridir. Hasan Sabbah’ın güzel kadınları, bir yandan saraylarda cariyelik yaparken, bir yandan da şeyhlerine hizmet ediyorlar, emirlerini uyguluyorlardı. Sungur Han daha sonra Hasan Sabbahla baş edemeyeceğini anlayıp geri çekilir ve "Cavlakileri" gönderir.

Selçuklu hükümdarı bir gün sarayında otururken bir elçi gelir ve kendisini Hasan Sabbah'ın gönderdiğini söyler. Bunu duyan Selçuklu hükümdarı elçiyi huzuruna kabul eder ve dinlemek ister ancak elçi herkesin çıkması gerektiğini vereceği mesajın çok önemli olduğunu söyler. Selçuklu hükümdarı iki yakın koruması hariç herkesi çıkartır huzurundan. Elçi yakın korumlarının da çıkması gerektiğini söyler. Ancak Selçuklu hükümdarı onları göndermez ve derki:" Onları göndermem, onlar benim oğullarım, en çok onlara güvenirim. Biz üçümüz bir kişiyiz söyle veyahut git" Bunu üstüne elçi:"Size kılıçlarınızı çekin ve hükümdara kıyın desem naparsınız" Korumalar bir an bile duraksamadan "Emrin olur" der ve kılıçlarını çeker bu sırada da elçi arkasını döner ve gider. Daha sonra ise Selçuklu hükümdarı Hasan Sabbah'ın peşine taktığı kelle avcılarını geri çağırır.

Arkadaşlar bir teşekkürü çok görmeyiniz :)
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.