RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
"Andolsun ki, sizi yeryüzünde yerleştirdik ve sizin için onda birçok geçim kaynakları yaptık. Siz, pek az şükrediyorsunuz."
"Gerçek şu ki, önce sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik; hemen secde ettiler, ancak İblis secde edenlerden olmadı."
Allah: "Sana emrettiğim halde secde etmene ne engel oldu." dedi. "Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan." dedi.
Allah: "Hemen in oradan, orada büyüklük taslamak ne haddine, haydi çık; çünkü sen alçaklardansın!" buyurdu.
İblis: "Dirilip kaldırılacakları güne kadar bana mühlet ver!" dedi.
Allah: "Haydi, mühlet verilenlerdensin." buyurdu.
İblis: "Öyle ise andolsun ki, beni azdırmana karşılık ben de onları saptırmak için her halde Senin doğru yoluna oturacağım."
Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulmayacaksın." dedi.
Allah: "Çık oradan, yerilmiş, kovulmuş olarak! Andolsun ki, onlardan her kim sana uyarsa, kesinlikle cehennemi tamamen sizinle dolduracağım."
"Ve ey Adem, zevcenle birlikte cennete yerleşin, dilediğiniz yerden yiyin şu ağaca yaklaşıp da zalimlerden olmayın!" dedi.
Derken Şeytan, kendilerine örtülmüş olan ayıp yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi ve: "Rabbiniz size bu ağacı yalnızca birer melek olmamanız yahut ölümsüzlüğe kavuşmamanız için yasak etti." dedi.
Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.
Bu şekilde onları kandırıp saptırdı. Bunun üzerine o ağacın meyvesini tattıklarında, ikisine de ayıp yerleri açılıverdi ve üzerlerini üst üste cennet yapraklarıyla yamamaya başladılar. Rableri onlara: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı, haberiniz olsun bu şeytan size açık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi. (Araf Suresi, 10-22)
İşte Şeytanın (İblisin) kıskançlık uğruna bize açtığı dava! Herşey Adem (a.s)'ın cennetten kovulmasıyla başladı. Şeytanın ilk zaferiydi. Ve o günden bugüne şeytan (iblis) insanları cehennem ateşine sürüklemek için var gücüyle savaşmaktadır.
Eski çağlarda şeytan, insanları putlara, ateşe ve benzerlerine tapmakla Allah'a ortak koşturuyordu. Çağımızda ise insanları darwinizm , ****ryalizm, budizm ve benzerleri gibi hiçbir gerçekliği olmayan tamamen hayal ürünü sahte inançlarla aldatmaktadır.
Şeytan imtihan gereği insanları aldatmak için dolaylı yollardan çalışmaktadır. Medya ve internet gibi araçlarla bize kendi istediği yaşam biçimini empoze etmektedir.
Peki başarılı oluyor mu? Çevrenize bir bakın. Herkes bu bozuk şeytani sistemin içinde bocalamaktadır. Şeytan bizi çeşitli vasıtalarla hipnoze ederek sistemin dışına çıkıp gerçeği kavramamızı engellemektedir. Nasıl oluyor da şeytan insan olmadığı halde medyayı, interneti ve birçoğunu ele geçirip bizi hipnoze edebiliyor. Ben cevabı vereyim. Şeytanın maddiyat ve bilgi yönünden bu dünyada çok güçlü köleleri var. Bildiğiniz sizin gibi, benim gibi etten kemikten insanlar. Onlar kendilerini aydınlanmış kişiler olarak tanımlıyor.(İLLUMİNATİ)
"Andolsun ki, sizi yeryüzünde yerleştirdik ve sizin için onda birçok geçim kaynakları yaptık. Siz, pek az şükrediyorsunuz."
"Gerçek şu ki, önce sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik; hemen secde ettiler, ancak İblis secde edenlerden olmadı."
Allah: "Sana emrettiğim halde secde etmene ne engel oldu." dedi. "Ben ondan hayırlıyım, beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan." dedi.
Allah: "Hemen in oradan, orada büyüklük taslamak ne haddine, haydi çık; çünkü sen alçaklardansın!" buyurdu.
İblis: "Dirilip kaldırılacakları güne kadar bana mühlet ver!" dedi.
Allah: "Haydi, mühlet verilenlerdensin." buyurdu.
İblis: "Öyle ise andolsun ki, beni azdırmana karşılık ben de onları saptırmak için her halde Senin doğru yoluna oturacağım."
Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulmayacaksın." dedi.
Allah: "Çık oradan, yerilmiş, kovulmuş olarak! Andolsun ki, onlardan her kim sana uyarsa, kesinlikle cehennemi tamamen sizinle dolduracağım."
"Ve ey Adem, zevcenle birlikte cennete yerleşin, dilediğiniz yerden yiyin şu ağaca yaklaşıp da zalimlerden olmayın!" dedi.
Derken Şeytan, kendilerine örtülmüş olan ayıp yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi ve: "Rabbiniz size bu ağacı yalnızca birer melek olmamanız yahut ölümsüzlüğe kavuşmamanız için yasak etti." dedi.
Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.
Bu şekilde onları kandırıp saptırdı. Bunun üzerine o ağacın meyvesini tattıklarında, ikisine de ayıp yerleri açılıverdi ve üzerlerini üst üste cennet yapraklarıyla yamamaya başladılar. Rableri onlara: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı, haberiniz olsun bu şeytan size açık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi. (Araf Suresi, 10-22)
İşte Şeytanın (İblisin) kıskançlık uğruna bize açtığı dava! Herşey Adem (a.s)'ın cennetten kovulmasıyla başladı. Şeytanın ilk zaferiydi. Ve o günden bugüne şeytan (iblis) insanları cehennem ateşine sürüklemek için var gücüyle savaşmaktadır.
Eski çağlarda şeytan, insanları putlara, ateşe ve benzerlerine tapmakla Allah'a ortak koşturuyordu. Çağımızda ise insanları darwinizm , ****ryalizm, budizm ve benzerleri gibi hiçbir gerçekliği olmayan tamamen hayal ürünü sahte inançlarla aldatmaktadır.
Şeytan imtihan gereği insanları aldatmak için dolaylı yollardan çalışmaktadır. Medya ve internet gibi araçlarla bize kendi istediği yaşam biçimini empoze etmektedir.
Peki başarılı oluyor mu? Çevrenize bir bakın. Herkes bu bozuk şeytani sistemin içinde bocalamaktadır. Şeytan bizi çeşitli vasıtalarla hipnoze ederek sistemin dışına çıkıp gerçeği kavramamızı engellemektedir. Nasıl oluyor da şeytan insan olmadığı halde medyayı, interneti ve birçoğunu ele geçirip bizi hipnoze edebiliyor. Ben cevabı vereyim. Şeytanın maddiyat ve bilgi yönünden bu dünyada çok güçlü köleleri var. Bildiğiniz sizin gibi, benim gibi etten kemikten insanlar. Onlar kendilerini aydınlanmış kişiler olarak tanımlıyor.(İLLUMİNATİ)
Son düzenleme: