Jitem Nedir ?

JİTEM

Senior Hunter
31 May 2020
1,623
441
TBMM
turk_hack_team_gif.gif


Kuruluş:
27 Ağustos 1987
Kapanış:
2013 - 1990 (Genelkurmay iddiası)

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


9k.png


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Herkese Selam değerli TurkHackTeam Ailesi bu konumda sizlere hem hayatımda bazı şeyleri idolüm olarak benimsedigim hemde nickim olarak kullandıgım
Jandarma İstihbarat Ve Terörle Mücadale yani JİTEM Hakkında sizleri bayağı bi bilgilendirecegim.

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Kurucuları Ve İfşalanan Aktif Personelleri:
Mustafa Özdemir
Mahmut Yıldırım [ Yeşil ]
Arif Doğan [ Kurucu İddası]
Cem Ersever [Binbaşı A.C.E]
Eşref Bitlis [ Kurucu ]


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Öz Geçmiş:
JİTEM ya da Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele, İçişleri Bakanlığı'nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan görüş alınmadan Jandarma Genel Komutanlığı'nın kendi inisiyatifiyle kurulan ve terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşumdur. JİTEM'in varlığı devlet kurumları tarafından uzun süre doğrulanmamış olsa da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın JİTEM ile ilgili başlattığı soruşturmada devlet, JİTEM'in var olduğunu resmen kabul etmiştir.Kurumun Güneydoğu'daki pek çok faili meçhul cinayetten sorumlu olduğu iddia edilmektedir. Uluslararası Af Örgütü de bölgede gerçekleştirilen pek çok cinayet ve infazın devlet yetkililerince gerçekleştirildiğini belirtmektedir.Kamuoyu bu faili meçhul cinayeti işleyen devlet yetkililerinin JİTEM mensupları olduğunu düşünmektedir.Faili meçhul kalmış 19 cinayetin JİTEM elemanları tarafından işlendiğine yönelik açılan soruşturmanın davası sonucunda yargılanan tüm sanıklar Aralık 2019'da beraat etmiştir.

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


diyarbakrjitem.jpg


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Basının Bazı Açıklamaları:
Sabah gazetesinin ortaya çıkardığı JİTEM'in tarihçesinin ve örgütlenme modelinin anlatıldığı iddia edilen belgeye göre teşkilat, 27 Ağustos 1987 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na bağlı olarak "Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı (JİTEM)" adıyla kurulmuştur. Başlangıçta, Mardin, Silopi, Batman'da faaliyet alanı olarak belirlenmiştir ve toplam 2 grup, 11 tim bu kuruluş içerisinde faaliyetlerini göstermiştir. Susurluk kazasının ardından TBMM'de kurulan Susurluk Komisyonu'na bilgi veren eski Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman, "Jandarma teşkilatı içinde JİTEM adında yasal ya da yasa dışı bir örgüt kurulmadığını" savunmuş; ancak jandarma dışında bu ismi kullanıp kanunsuz işler yapan bir grubun olduğunu söylemiştir. Binbaşı Ersever'in İtirafları kitabının yazarı araştırmacı Soner Yalçın'a göre JİTEM, 1987 yılında Binbaşı Arif Doğan tarafından Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde kurulmuş; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Diyarbakır, Samsun ve Erzurum’da örgütlenmiştir. Yalçın, JİTEM içerisinde muvazzaflar ve hapishaneden özel izinle çıkarılan PKK itirafçılarının da olduğunu öne sürmüştür. Susurluk skandalından yaklaşık bir yıl sonra Başbakanlık teftiş kurulu başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporu da Soner Yalçın'ın birçok iddiasını doğrulamıştır. Savaş'ın raporuna göre JİTEM özel timlerin idaresi amacıyla Hulusi Sayın’ın Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanlığı (1981-1985) döneminde kurulmuş ve bölgede etkili çalışmalar yapmıştır. Bünyesinde çok miktarda korucu ve itirafçı bulunması nedeniyle ferdi suç oranı yükselmiştir. 1995 Nisan ayında TBMM faili meçhul cinayetler komisyonunun hazırladığı raporda JİTEM'in faaliyetlerinin ne olduğu anlaşılamadığı, devlet organlarının kanunlarla sınırlı görev ve yetkileri aşılıp, yasal boşluklardan yararlanıp yeni kurumlaşmalara gidildiği belirtilmiştir. Raporda JİTEM; yetkisiz, görevsiz olduğu polis mıntıkasında polisten habersiz operasyon yaptığı ileri sürülmüş, yasal dayanağı olmayan ve kuruluş amacından saparak bazı yasadışı olaylarla birlikte anılan bu teşkilâtın faaliyetlerine son verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Emniyet Müdürü Hanefi Avcı JİTEM davası için talimatla verdiği ifadesinde JİTEM'in varlığının resmi düzeyde kabul gördüğünü söyledi. Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanlığı ve Diyarbakır Alay Komutanlığı içerisinde tahsis edilen yerlerde JİTEM levhaları bulunduğunu ifade eden Avcı, Ersever ve ekibinin yapmış olabileceğini tahmin ettiği olayları, HADEP İl Başkanı Vedat Aydın’ın kaçırılıp öldürülmesi, baro başkanın arabasına bomba konulması, Yeni Ülke gazetesinin yakılması, bir derginin basılarak bir kişinin öldürülmesi olarak sıraladı. Emekli tuğgeneral Veli Küçük sanık olarak yer aldığı Ergenekon davasında yaptığı savunmasında Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde hiçbir zaman böyle bir birimin olmadığını ve bu isim kullanılarak sanki gizemli, gayriyasal bir oluşum varmış izlenimi yaratılmaya çalışıldığını iddia etti. İtirafçı Abdülkadir Aygan bir röportajında üzerinde "Görev yeri: JİTEM" yazan resmi maaş bordrosunu göstermiş ve görev yaptığı yerde JİTEM yazılı tabela bile bulunduğunu öne sürmüştür. Aygan, görev yaptığı dönemde Ergenekon adını hiç duymadığını ancak 2001 yılında Ankara’da JİTEM dışında yeni bir örgütlenmenin hissedildiğini belirtmiş ve Ergenekon Operasyonu başladıktan sonra JİTEM'in Ergenekon'un askerî kanadı olduğu kanaatine vardığını sözlerine eklemiştir.

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


ahmetcemersever.gif


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif



İcraat:
PKK'nın hızla yayılmasıyla devlet, NATO üyesi ülkelerde kurulan ve varlığı Uğur Mumcu tarafından ortaya çıkarılan Özel Harp Dairesi kontrolünde gizli bir teşkilatlanma oluşturarak JİTEM'i kurdu. Hedef PKK'yı ve ona giden desteği ortadan kaldırmaktı. Bu doğrultuda; JİTEM adına çalışan askerlerin ve bu askerler tarafından görevlendirilen sivillerin bölgede birçok faili meçhule ve işkencelere karıştığı, insanların köylerinden göç ettirildiği iddia edilmektedir. JİTEM'i kurduğunu iddia eden Arif Doğan ve eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın iddialarına göre JİTEM; PKK ile mücadelede birçok farklı yol kullandı. İki isim de JİTEM tarafından yapılan pek çok eylemde, olay yerine bırakılan PKK, ERNK, HRK bildirileriyle, yaşanılan olayların PKK tarafından yapılmış gibi gösterilmeye çalışıldığını iddia etmiştir. Özel harekât polisi, Ayhan Çarkın'ın iddia ettiği bir diğer konu ise farklı tarihlerde medyada çıkan ölen bir çocuk fotoğrafıyla ilgili konuşmasıydı. Çarkın, kamuoyunda "bebek katili" başlıklı haberlerde sıklıkla gösterilen ve simge haline getirilen kurşunlanmış bebek fotoğrafının çekildiği '''Pınarcık Köyü katliamı''' başta olmak üzere pek çok katliamı JİTEM tarafından gerçekleştirildiğini söylemiştir. Daha sonra, 2011 yılında, İstanbul Kazlıçeşme’deki BDP Nevruz mitingine katılan Çarkın; PKK'nın kurucusu Öcalan'ı sevdiğini; ona ve onun liderlik vasfına saygı duyduğunu beyan etmiştir. Doğan ve Çarkın'ın iddia ettiği bu olaylar, 2020 yılı itibarıyla halen kanıtlanamamıştır. Öte yandan, PKK'nın kuruluş yıllarında çıkardığı siyasi ve ideolojik dergilerden biri olan Serxwebun dergisinin Ağustos 1987'de yayınlanan basımında, Pınarcık Katliamı'nın PKK tarafından işlenmiş olduğu şu cümleler ile ifade edilmiştir: ''Birliğimizce, daha önce birkaç kez uyarılan XerzikĞ Ereba (Pınarcık) köyü çeteleri, düşmana hizmetteki ısrarlarından dolayı yaptıklarının bedelini, halkımıza karşı işledikleri suçların hesabını ağır ödediler. Pınarcık köyüne düzenlenen baskında, teslim olmayı reddeden ve karşı koymak isteyen çete odağı bir bütün olarak imha edilerek, düşmana toplam 32 kayıp verdirildi. Ve ayrıca 7 silaha halk adına el konuldu''. Keza Öcalan ile zaman içerisinde ihtilafa düşen PKK militanı Şemdin Sakık; yazdığı ''Apo'' adlı kitapta ''Pınarcık, Derecik, Başbağlar, Ömerli ve daha birçok köy baskınının'' Öcalan tarafından bizzat verilen emirler doğrultusunda PKK tarafından yapıldığını yazmıştır. Bu köy katliamları ve sivil ölümleri gerçekleştikten sonra, çeşitli gazeteciler; Öcalan'ın ''Öldürelim, otorite olalım.'' dediğini iddia etmektedir. Bunlara ek olarak, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Uluslararası Af Örgütü, 1980 ve 1990'lı yıllarda PKK'nın birçok sivil katliamı gerçekleştirdiğini rapor etmiştir. Yabancı araştırmacılar da kitaplarında ve çalışmalarında Pınarcık katliamı dahil birçok köy baskınının ve sivil ölümünün PKK tarafından yapıldığını belirtmektedir. PKK, köylerde öldürdüğü sivil insanların ''çete mensubu'' ve ''devlet işbirlikçileri'' olduğunu iddia etmektedir. Teşkilatın gözaltında tuttuğu kişilere Filistin askısı, falaka vb. yöntemlerle işkence uyguladığı ve yargısız infazlar yaptığı iddia edilir. Öldürdükleri kişilerin bazılarını gömerek gizledikleri bazılarını ise halkta korku yaratmak amacıyla bir yere attıkları da iddialar arasındadır. Eski JİTEM elemanı Aygan'a göre de bölgede cinayetlerin %80'i JİTEM tarafından işlenmiştir. JİTEM adının ilk kez mahkeme tutanaklarına girdiği olay Yüksekova çetesi davasıdır. Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere bir dizi suçtan yargılanan Yüksekova çetesi yapılanmasında Arif Doğan'ın da adı geçiyordu. JİTEM ve faili meçhul cinayet tartışmalarında genellikle 17 bin faili meçhul rakamı telaffuz edilir. Ancak bu sayıyı abartılı bulanlar da vardır. Prof. Dr. Ümit Özdağ, 17 bin faili meçhul iddiasının PKK'nın psikolojik savaş sloganı olduğunu savunur.

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


jitem2.jpg


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Faili meçhul cinayetler:
Susurluk raporunda yer alan Şerif Avşar cinayetinde JİTEM'ci olduğu öne sürülen eski uzman çavuş Gültekin Sütçü, 2008 yılında Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1990'lı yıllarda Diyarbakır ve çevresinde 8 kişinin kaçırılarak öldürülmesi ile ilgili başlatılan soruşturmalarda, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Abdülkadir Aygan ve albay Abdülkerim Kırca'nın aralarında bulunduğu 8 kişi olaylardan sorumlu tutuldu. 1992 açılan hazırlık soruşturmaları 2005'te sona erdi ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 8 dosyayı birleştirerek dava açtı. Görevsizlik kararları nedeniyle 2009'a kadar askerî ve sivil mahkemeler arasında gidip gelen 8 cinayetle ilgili davaya Diyarbakır'da bulunan mahkemelerin bakması kararına varıldı. 1967 yılında Suriye'de dünyaya gelen İbrahim Babat, 1984'te PKK'ya katıldı. Daha sonra örgüte güvenini yitirince kaçmaya karar verdi ve jandarmaya teslim oldu. Cem Ersever tarafından sorgulandıktan sonra Babat'a PKK'ya karşı mücadele etmesinin teklif edildiği ve "deşifre edilmemesi ve herhangi bir çatışmada ölü olarak gösterilmesi" isteği kabul edilince JİTEM adına çalışmaya başladığı iddia edilmektedir. Babat 1993'te İstanbul'a geçip tahsilat işleri ile uğraşmaya başladı. Ortağı Süleyman Ülger'i öldürmeye teşebbüsten arandığı sırada, ilişkisini hiç kesmediğini söylediği albay Arif Doğan'ın odasında yakalandı. 17 yıl hapse mahkûm oldu. Bu ceza nedeniyle kendini aldatılmış hisseden Babat bildiklerini Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişlerine ve İstanbul DGM Başsavcılığına anlatmaya karar verdi. Babat, Kutlu Savaş'ın Susurluk raporuna giren ifadesinde şöyle demektedir: JİTEM birlikleri içinde teröre karşı başarılı çalışmalarımız olmakla birlikte açığa çıkmamış ve gizli kalmış ve bugün de devleti sıkıntıya sokan bazı keyfi, hukuk dışı, pis uygulamalar olmuştur. Teröre karşı mücadelede çok yararlı istihbari bilgiler getiren Hacı Ahmet Zeyrek ve Mehmet Bayar adındaki sivil vatandaşlar -ki bunlar ülkesini, devletini seven insanlardı- mantıklı hiçbir gerekçe öne sürülmeden faili meçhul bir şekilde katledildiler. Hacı Ahmet Zeyrek'i 1988'de Silopili olan Lokman Gündüz'e öldürttüler. Mehmet Bayar ise 1990 yılının başında çok kirli bir yöntemle imha edildi. Bayar'ın eline istihbarat gizli servislerinin kullandığı orijinal bombalı bir çanta verildi. İdil'li bir avukatla (Bu avukatın daha sonra Hasip Kaplan olduğu ortaya çıktı) randevu alındı. Mehmet Bayar'a 'Avukatın yanına bu çantayla gideceksin, görüşme esnasında çantanın kolundaki düğmeye basacaksın, ses kayıtlarını alıp bize getireceksin' dendi. Gerekli izahat yapıldıktan sonra Bayar'ı bir arabayla avukatın bürosunun yakınına bıraktık. Mehmet Bayar, arabadan indikten sonra daha büroya varmadan düğmeye basmış olacak ki, çanta infilak etti. Bunda esas amaç görüşmedeki bilgileri almak değil Mehmet Bayar'ı yem olarak kullanıp kendisiyle birlikte avukatı da imha etmekti. Babat'ın ifadeleri üzerine Dönemin İdil Cumhuriyet savcısı, 16 Eylül 1989'da öldürülen üç kişi ile ilgili dosyayı tekrar açtı. 12 Kasım 1998 tarihinde, Babat'ın ifadesini almak amacıyla Midyat Cezaevi'ne naklini talep etti. Ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü talebi reddetti. Bunun üzerine savcı, Babat'ın ifadesini bizzat almak için izin istediyse yine red yanıtı aldı. İdil savcısı daha sonra Babat'a yanıtlaması üzere 60 soru gönderdi ve bunların cevabı geldi. 25 Şubat 1999'da savcını talebiyle albay Arif Doğan'ın da talebi alındı ancak 8 Ocak 1999'da soruşturma hakkında görevsizlik kararı verilerek dosya Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılığına gönderildi. Dosyası Diyarbakır DGM'de de bazı engellerle karşılaştı ve soruşturmadan bir sonuç alınamadı. İbrahim Babat 2002'de kamuoyunda Rahşan affı olarak bilinen yasadan yararlanarak tahliye edildi. Eski Cizre Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz 23 Mart 2009 günü Cizre'de görev yaptığı sırada yaşanan faili meçhul cinayetler nedeniyle gözaltına alındı. Bu olayın öncesinde Cizre'nin Kuştepe köyünde faili meçhul cinayet iddiaları hakkında yapılan kazı çalışmaları sonucu 20 kemik parçası bulunmuş ve soruşturma kapsamında eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak ve oğlu tutuklanmıştı. Olay hakkında gözaltına alınan kişilerin ifadelerinde Temizöz'ün adı geçmekteydi. 2009 Temmuz ayında açıklanan 104 sayfalık iddianamede Cizre'deki 20 cinayetten sorumlu tutulan Temizöz'ün 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Teskilat-_Mahsusa.jpg


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Farklı Önelgeler:
JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan'ın anlatımlarında JİTEM tarafından öldürüldüğü söylenen kişiler şunlardır: Musa Anter, Vedat Aydın, Musa Toprak, Mehmet Şen, Talat Akyıldız, Zahit Turan, Necati Aydın, Ramazan Keskin, Mehmet Ay, Murat Aslan, İdris Yıldırım, Servet Aslan, Sıddık Yetmez, Edip Aksoy, Ahmet Ceylan, Şahabettin Latifeci, Abdülkadir Çelikbilek, Mehmet Salih Dönen ve ismi öğrenilemeyen amcası, İhsan Haran, Fethi Yıldırım, Abdülkerim Zoğurlu, Zana Zoğurlu, Mele İzzettin Acet ve şoförü Mehmet Emin Kaynar, Hakkı Kaya, Harbi Arman, Fikri Özgen ve Muhsin Göl. JİTEM varlığı ve faaliyetlerine ilişkin en detaylı bilgi bir dönem bu kurum da çalıştığını söyleyen Abdülkadir Aygan, 1980'li yılların başında PKK'ya katılmış ve 5 yıl sonra örgütten ayrılarak itirafçı olmuştur. Bir süre Diyarbakır Cezaevi'nin itirafçılar koğuşunda kalmış, cezasında indirime gidildiği için 1990 yılında serbest kalmıştır. Tahliyesinin hemen ardından askere alınan Aygan'ın o dönem yüzbaşı olan Cem Ersever'in girişimleri ile yeni kurulan JİTEM'in ilk 7 kişilik kadrosunda yer aldığı iddia edilmektedir. 1990-2000 yılları arasında Aziz Turan kimliği ile JİTEM'de 10 yıl görev yapmıştır. Daha sonra Burdur İl Jandarma Alay Komutanlığı'na sivil memur olarak atanmış ve kısa bir süre bu görevini sürdürmüştür. Memuriyetinin ardından İsveç'e yerleşen Aygan yaptığı bir iç muhasebenin ardından, JİTEM'de yaşadıklarını anlatmaya karar vermiştir. Aygan 2009 Ocak ayında Star gazetesine verdiği röportajda JİTEM'in eski Diyarbakır Grup Komutanı olduğu iddia edilen emekli Albay Abdülkerim Kırca'nın emriyle gerçekleştiğini söylediği pek çok cinayeti tek tek sıraladı. Bu röportajdan birkaç gün sonra Abdülkerim Kırca intihar etti. Genelkurmay Başkanlığı Kırca'nın ölümü üzerine, basında yer alan haberlere sert tepki gösterdi. Yaptığı basın açıklmasında Aygan'ı "sözde itirafçı" olarak niteledi. Aygan'ın anlatımlarında geçen 1969 doğumlu Açık Öğretim 2. sınıf öğrencisi olan Murat Aslan; 10 Haziran 1994 gününde Diyarbakır'a bağlı Yenişehir Semti, Ali Amiri 1. Sokak'ta arkadaşlarıyla birlikteyken polis kimliği gösteren kişilerce yaka paça bir arabaya bindirilmiş ve o günden itibaren kendisinden haber alınamamıştır. Abdülkadir Aygan'ın yıllar sonra Ülkede Özgür Gündem gazetesine verdiği röportajda Abdülkerim Kırca'nın emriyle. Murat Aslan'ın zorla sivil beyaz Toros arabaya bindirilerek Silopi JİTEM İstihbarat Tim Komutanlığı'na götürüldüğünü ve burada işkenceyle sorgulandıktan sonra Dicle Nehri'nin kenarında Körtük Köyü'nün karşısına düşen bir derede üzerine benzin dökülerek, yakıldığını iddia edilmiştir. Aygan'ın ifadeleri üzerine Murat Aslan'ın babası İnsan Hakları Derneği Şube Başkanı Selahattin Demirtaş ve Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu ile 19 Nisan 2004 günü Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdular. Talep üzerine avukat heyeti ile askeri yetkililer ve bir doktorla olay yerine gidildi. Savcı Ayhan Önder'in açtırdığı mezardan, toprağın yaklaşık 15 cm altında yanık izleri belli olan kemikler çıktı. Yapılan DNA testinde kemiklerin Murat Aslan'a ait olduğu kesinleşti. 1995 yılında Şırnak’ın Silopi ilçesi'nde yaşayan Hasan Ergül, kaçırılmış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Yine yurtdışında yaşayan Aygan’ın ifadeleri üzerine, Elazığ kimsesizler mezarlığında bir mezar açıldı. Mezardan alınan kemik parçaları üzerinde yapılan DNA testi sonucu cesedin Hasan Ergül'e ait olduğu kesinleşti. Aygan'ın ifadeleri üzerine yapılan Mart 2009 yılında BOTAŞ ve Silopi-Cizre karayolu üzerindeki Sinan Tesisleri'nde kazı yapıldı. Kazıda bulunan kemiklerin daha sonra hayvan kemiği olduğu anlaşıldı.Yine Aygan'ın ifadelerinde yola çıkarak Nisan 2009'da Diyarbakır-Hani karayolunun Karaçalı ve Deveyolu mevkisinde kazı yapıldı. Kazıda bulunan 461 kemiğin hayvan kemiği olduğu tespit edildi.

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


jitemarac.jpg


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Kendi Düşüncelerim:
JİTEM Bu devlet için kurulmuş gayriresmi bir kuruluştur ne olursa olsun gayriresmi dememiz pek fazla bişey ifade etmez çünkü zamanın devlet erkanlarınında destekleriyle kuruldu doguda pkk ya karşı agır saldırılar yapmak istihbarat toplamak amacı ile çok fazla icraat gösterildi ve operasyonlar yürütüldü pkk destekçileri ( genelde iş adamları ve kırmızı liste teröristler) infaz edildi ve basına bilerek yansıtıldı göz boyamak ve korku salmak için içlerinden sadece mahmut yıldırım,ahmet cem ersever, arif dogan ve eşref bitlis insanlar tarafından tanınıyor diger isimler pek fazla bilinmiyor ve bilinmeyecekte diye tahmin ediyorum JİTEM derin devletin dogudaki en büyük kolu idi [ VATANINI EN ÇOK SEVENE EN PİS İŞİ YAPTIRISIN ] kendilerinin askeri hayatı ve mücadeleleri benim herzaman idolüm olmuştur büyük bir hayranlık beslerim JİTEM'e karşı nickim bile JİTEM :) Bende Devlet Ana için çok fazla şey yapmayı göze alacak biriyim hemde gözümü bile kırpmadan... [ NE KADAR ÇABALASANDA SUSTURAMAZSIN İÇİNDEKİ JİTEMİ ]

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


jitemarac.jpg


tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


Evet Arkadaşlar Umarım Sizleri Bilgilendirmişimdir. JİTEM Konusu çok geniş ve derin oldugu için bu yazıyla bile pek fazla anlayacagınız düşünmüyorum ondan dolayı aşşagıya video linkleri bırakacagım bunlar arif dogan vb insanlarla röportaj ve haberler iyi seyiler ve iyi forumlar dilerim.

tJoGV2.gif


9EEDDu.png


tJoGV2.gif


[ame]https://www.youtube.com/watch?v=_4qIBiewlmA[/ame]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=2AJSIHAoGYM[/ame]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=pgbCX7bLA0A[/ame]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=NnixB3NpmFM[/ame]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=OSzLU-n9bA0[/ame] [ EN ÖNEMLİLERİNDEN ]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=ysFdp1ByvIs[/ame]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=fWmAbX57E0U[/ame]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=lRELtpxGVjk[/ame]

[ame]https://www.youtube.com/watch?v=UckpeqRiSog[/ame]






 

Hitsuga

Üye
22 Nis 2016
124
2
Elinize sağlık, içeriği bilmeme rağmen kelimesi kelimesine okudum. Peki Cem Ersever’in ölüm şekli ve Mahmut Yıldırım’ın akıbeti hakkında düşünceniz nedir? Yeşil için kimi yerde öldü kimi yerde yeni kimlik ve yüz nakliyle Türkiye’de hayatına devam etti kimi yerde ise yurt dışında hayatına devam etti diye okumuştum. Sizin düşüncenizi de almak isterim.
 

RAUN

Efsane Grafiker
19 Haz 2011
6,697
113
Reykjavik
JİTEM... Günlerce aylarca konuşsak bile hiçbir net bilgiye ulaşamayacağımız bir teşkilat. Bu teşkilat hakkında sadece doğruya en yakın bilgileri öğrenebiliriz ama doğruyu öğrenmek imkansız. Bir kaç yıl öncesine kadar uzun uzuna araştırma yaptığım bir konuydu JİTEM. Konuyla alakalı pek çok kitap okudum araştırma yaptım. Doğruya yakın en net bilgiyi Arif Doğan'ın röportaj şeklinde hazırlatmış olduğu " JİTEM'İ BEN KURDUM " kitabında yer aldığını söyleyebilirim. Tabii sadece bu kitabı okuyarak yine JİTEM hakkında net bilgiye sahip olamazsınız. Eğer sadece bu kitabı okursanız JİTEM ile adı geçen pek çok insana olan bakış açınız değişebilir. Bu yüzden tek bir kitabı okumanızı tavsiye etmiyorum.

JİTEM hakkında kısaca bahsedecek olursak şehirde hiçbir şekilde yapılanması ve aktifliği olmayan bir birim. Kırsal bölgelerde kendi aldığı istihbaratı direkt olarak operasyona döküp X şahısları ve terörist grupları paketlemişler. Dediğim gibi şehirde hiçbir şekilde aktifliği olmamış. Tamamen kırsal alanda ki eksikliği gidermek adına kurulmuş.

Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet etmiş bu insanlara sonsuz teşekkür. Ama bu gücü kendine uyuşturucu, sigara kaçakçılığı gibi olaylarda kullanan bazı çürük elmalarında öbür dünyada hesap vermesi dileğiyle...

Güzel konu emeğine sağlık.
 

JİTEM

Senior Hunter
31 May 2020
1,623
441
TBMM
Merhaba bu konuyu sesli sohbet şeklinde devam ettirmek isterim discord oyuncu topluluğumuza sizleri beklerim beni etkiketleyebilirsiniz ben gün içerisinde genel olarak aktif ve müsaitim :)
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.