Geçtiğimiz aylarda adventure piyasasının yeniden dirilişine tanık olmuştuk. Sonradan yine ufak bir kesintiye uğradı ve şimdi yavaş yavaş güzel oyunlar gelmeye başladı. Syberia 2 beklene dursun, Runaway adındaki bu eskilere hitab eden icon adventure, sizi bir süre olsun oyalamaya yetecek gibi.
Runaway, çizgi film gibi grafikleri olan, ama kaliteli görselliğe sahip bir adventure oyunu. Eski Monkey Island serilerinde olduğu gibi, etrafa tıklayarak, karakterlerle konuşarak ve nesneleri doğru yerlerde kullanarak ilerlemeniz gerekiyor. Oynanış çok basit, inventory ve benzeri hızlı ulaşılması gereken yerler de kullanımı son derece kolay olarak tasarlanmışlar.
Oyunun konusu kısaca şöyle. Berkeley'e kabul edilmemizden sonra yola çıkma vaktimiz geliyor. Bavulumuzu hazırlayıp gece yola çıkıyoruz. Yolda bir kıza çarpıyoruz "şanssızlık" eseri. Hem de kestirmeden gitmek istediğimiz zaman. Yani bir kestirme insanın hayatında büyük değişikliklere neden oluyor. Çarptığımız kızı hastaneye ***ürüyoruz. Bu esnada, hafiften kızdan etkilenmiyor değiliz. En azından bir hoşçakal demek için yeniden yanına gidiyoruz ve başının dertte olduğunu öğreniyoruz. Fazla detaya girmiyorum her zamanki gibi, detaylar için oyunu oynamanız gerekli. Biraz düşünüp kıza yardım etmeye karar veriyoruz ve macera başlıyor.
Oyunda sık sık video görüntüler devreye giriyor, oyunun grafiğiyle bir farkı olmayan videolar, konuyu pekiştiriyor, atmosferi sağlamlaştırıyor. Birbirinden değişik mekanlarda, çok garip karakterlerle bir araya gelebiliyoruz. Bunların bazıları arkamızdan işler çevirmekle meşgul olurken, bazıları içten bir şekilde bizim iyiliğimizi düşünebiliyor. Bu konuda çok dikkatli olmamız lazım, kime güvenip kime güvenmeyeceğimiz konusunda kararsız kaldığımız an mafya ensemizde bitiveriyor.
Oyun boyunca türlü bulmacalar çözmek zorundayız. Bunlar genelde ufak mantık oyunları ile çözülebilecek şeyler. Mesela kızı hastanede koruma gibi bir görevimiz olacak ki, bunun için odasında birkaç ufak değişiklik yapmak yetecek. Bir bulmacayı nasıl çözmemiz gerektiğini, orada ve çevredeki odalarda minik araştırmalar yaparak çözebiliyoruz, asla fazla uzamıyor, oyuncuyu delirtmiyor. Bu sebeple de oyun sizi asla sıkmıyor.
Runaway, çizgi film gibi grafikleri olan, ama kaliteli görselliğe sahip bir adventure oyunu. Eski Monkey Island serilerinde olduğu gibi, etrafa tıklayarak, karakterlerle konuşarak ve nesneleri doğru yerlerde kullanarak ilerlemeniz gerekiyor. Oynanış çok basit, inventory ve benzeri hızlı ulaşılması gereken yerler de kullanımı son derece kolay olarak tasarlanmışlar.
Oyunun konusu kısaca şöyle. Berkeley'e kabul edilmemizden sonra yola çıkma vaktimiz geliyor. Bavulumuzu hazırlayıp gece yola çıkıyoruz. Yolda bir kıza çarpıyoruz "şanssızlık" eseri. Hem de kestirmeden gitmek istediğimiz zaman. Yani bir kestirme insanın hayatında büyük değişikliklere neden oluyor. Çarptığımız kızı hastaneye ***ürüyoruz. Bu esnada, hafiften kızdan etkilenmiyor değiliz. En azından bir hoşçakal demek için yeniden yanına gidiyoruz ve başının dertte olduğunu öğreniyoruz. Fazla detaya girmiyorum her zamanki gibi, detaylar için oyunu oynamanız gerekli. Biraz düşünüp kıza yardım etmeye karar veriyoruz ve macera başlıyor.
Oyunda sık sık video görüntüler devreye giriyor, oyunun grafiğiyle bir farkı olmayan videolar, konuyu pekiştiriyor, atmosferi sağlamlaştırıyor. Birbirinden değişik mekanlarda, çok garip karakterlerle bir araya gelebiliyoruz. Bunların bazıları arkamızdan işler çevirmekle meşgul olurken, bazıları içten bir şekilde bizim iyiliğimizi düşünebiliyor. Bu konuda çok dikkatli olmamız lazım, kime güvenip kime güvenmeyeceğimiz konusunda kararsız kaldığımız an mafya ensemizde bitiveriyor.
Oyun boyunca türlü bulmacalar çözmek zorundayız. Bunlar genelde ufak mantık oyunları ile çözülebilecek şeyler. Mesela kızı hastanede koruma gibi bir görevimiz olacak ki, bunun için odasında birkaç ufak değişiklik yapmak yetecek. Bir bulmacayı nasıl çözmemiz gerektiğini, orada ve çevredeki odalarda minik araştırmalar yaparak çözebiliyoruz, asla fazla uzamıyor, oyuncuyu delirtmiyor. Bu sebeple de oyun sizi asla sıkmıyor.
