Sorguya direnme rehberi

legrama

Yeni üye
8 Kas 2021
15
14
Sorguya direnme; çatışma bölgesine yakınkonumlan düşman eline geçmesi mümkün ve hassas bilgiler taşıyan her askeri personelin kendini mental olarak hazırlaması gereken bir durumdur. çok sevimsiz bir konudur, çok yıpratıcıdır ancak doğru kullanılan sorguya direnme teknikleri hayatlar kurtarır.
bizim de taraf olduğumuz cenevre sözleşmesi esir alınan bir askere esir alanların hukuki olarak tanımlanmış yalnız dört soru sorabileceğini yazar.
isim
rütbe
sicil no
doğum tarihi

bunlar esir olduğunuzda teoride "eğer" sorulursa cevaplayabileceğiniz sorulardır. yani bunlar harici esir bir asker başka bir soruyu cevaplamaya zorlanamaz. ancak pratikte esir alındığınız zaman düşmanın sizden edinebileceği bilgiler kendisi için aşırı önemli olduğu için her zaman başka sorular da gelecektir. bunlardan bazıları çok arkadaşça, bazıları çok sert şekilde sorulabilir. o soruların da cevaplarını bildiğinize dair en ufak bir emare belirirse sorgu ağırlaşacak, büyük ihtimalle işkenceye başvurulacak ve çok daha ağır bir psikolojik baskı altına gireceksiniz. sorgu teknikleri ve karşı sorgu / sorguya direnme bir sanattır. kendinizi öldürtmeden bilgi vermemeyi, akıl sağlığınızı korumayı ve tutarlı olmayı nasıl deneyebiliriz bir bakalım.


öncelikle artık yakalandığınızı, ani bir mucize olup eski güzel hayatınıza evinize ailenize hemen dönemeyeceğinizi kabullenin.
elbette ki döneceksiniz, ancak önce önünüzde katlanmanız gereken bir ağır sorgu ve işkence zinciri var. öncelikli amacınız bundan sağlam çıkmak. bunun bir süreç olduğu hep aklınızın köşesinde olmalı. size ne yaparlarsa yapsınlar bu bir süreç. bu geçecek ancak zor olacak.

sorgucuların ilk yapması gereken geleneksel başlangıç sizi zaman ve mekan duygusundan soyutlamak olacaktır.
kafanıza geçen kara bir torba, bir iki gün çok yorgun tutulup hücrenizde ışıkların seslerin birden açılarak gün içinde defalarca uyandırılmalar, ışıksız ve penceresiz bir yerde çok uzun süreler yalnız kalma sizi bu iki çok önemli duygudan soyutlar. yalnızken zaman çok yavaş aktığından bir süre sonra zamanı yanlış algılamaya başlarsınız. bu da size hücrede haftalar aylar boyu kaldığınız gibi yanlış bir imaj verebilir. aslında bir hafta kalmışsanız bunu üç hafta - 1 ay gibi algılayabilirsiniz. bu da sizi mental olarak zayıflatır. düşmanın sorguda asıl hedefi de odur zaten. akıl sağlığınızı dürterek aslında vermemeye şartlandığınız bilgilere olan hakimiyetinizi yumuşatmaya çalışırlar. nitekim ne yaparsanız yapın zamanın ölçüsünü kaçıracaksınız. bu işkence öncesi durumla karşılaşırsanız kendinizi bir şekilde meşgul etmeniz gerekecek. şarkılarda kaç hece olduğunu sayarak, aklınızdan kafiyeler uydurarak, duvardaki karolarda hayali satranç taşlarını hareket ettirerek işkencenizi hafifletebilirsiniz. evinizi eşinizi çocuğunuzu köyünüzü düşünmeniz şu aşamada sizi sadece zayıflatacak. aklınızdan güzel şeyleri çıkarmak ve gelecek işkenceye odaklanmak zorundasınız.


öncelikle klasik bir spot ışığı altında olacaksınız.
bunun nedeni sorgucuların kim olduğunu görmemeniz. eğer görürseniz onları yüzleriyle birlikte kişileştirirsiniz. sorgucularınız kişilik kazanırsa onlara olan direnciniz de artacağı için bunun olmasını istemezler. onların sağlamaya çalıştığı ortam bir kurtlar sürüsünün etrafında tek bir kuzu olduğunuzu hissetmenizdir. neredeler zar zor görürsünüz ama sesleri etraftadır. bu da direkt bir güvensizlik duygusuna sebebiyet verir. sizin yapmanız gereken şey eğer yapabiliyorsanız sorgucularınızı yönleriyle ve sesleriyle kişileştirmeye çalışmak.


istatistiklere göre düşman bilgi edinmek istediği esire genellikle iyi davranarak işe başlar.
bir isteğinizin olup olmadığı, ya da su içmek isteyip içmediğiniz gibi basit sorular sorulur. burada asıl tuzak size soru soruluyor olmasıdır. su içmek isteyip istemediğinizin bir önemi yok. sorgucularınıza ise evet istiyorum dediğiniz anda sizi kırmak üzere olduklarını hemen farkederler. yukarıda da dediğim gibi düşmana bu dört sorunun cevabından bir fazlasını vermiş olursunuz. zorlarlarsa iki fazlasını da verecek olduğunuzu farkederler. cevap vermeyeceksiniz. göz teması kurmayacaksınız. küfretmeyeceksiniz, celallenmeyeceksiniz, ayağa kalkmayacaksınız. mesela ananıza küfredildiğinde göstereceğiniz aşırı tepkiler bakışlar dudak ısırmalar o noktada zayıf olduğunuza işaret olduğundan sizi sorgulayanlar neyin sizi acıttığını hemen öğrenirler.

sorguya direnmede asıl mühim kısım "gri adam" denen istihbarat şablonunu oynayabilmektir. pısırık olmayan, agresif olmayan, tepki vermeyen, kendini korumaya çalışan ancak bunun uğruna da konuşmayan bir düz adam olacaksınız.

yakalandığınızda üstünüzdeki (yokedemediğiniz) yazılı doküman, elektronik ekipman silah ve mühimmat sorgucuların sizin gerçekte ne gibi bilgilere sahip olabileceğinizi ya da ne kadar önemli biri olduğunuzu saptamada kilit rol oynayabilir. bunlar sorgu odasında karşınıza getirilip yüzleştirilir. beden diliniz, hızlı soluk alıp vermeniz, gözlerinizin özellikle bir eşya üzerinde dolaşması sorgucuların aradığı şeylerdir. üstünüzden çıkan eşyalara karşı "blank" olmanız, poker suratlı olmanız gerekiyor. eğer silahınız atıyorum tsk standardı bir tüfek değil de jandarma özel harekatın kullandığı tipte bir şeyse mesela birliğinizle hemen bir bağ kurulmaya çalışılır. silaha bakarken renk vermemek, kafada aslında silahı söküp takarken kendini hayal etmek faydalıdır.


bu poker suratlı taş duvarı oynamak sonsuza kadar süremez.
bu noktadan sonra yalnız olarak esir düşmüşseniz asimetrik sorgulama aşamasına geçilir. bu süreç psikolojik olarak bir miktar daha ağırdır. sizin gerçeğe tutunduğunuz bağların zayıflatılmasına yönelik bir işlemdir. asimetrik sorguda sorgu odasına girer ve bazı soruları cevaplamaya zorlanırsınız. genellikle bunlar birliğinizin yeri, mevcudu, moral durumu, ikmal vaziyeti, kimin komutasında olduğu gibi çok önemli bilgilerdir. cevap vermeye zorlansanız da düşman bu esnada bir cevap falan beklememektedir. gri adamı oynamaya devam etmek zorundasınız. göz teması kurmayan, beden diline başvurmayan, soruların önemine göre gözleri büyümeyen, mimiklerden kaçınan, agresifleşmeyen, ayağa kalkmayan biri olmaya devam edeceksiniz. geri kalan herşey zayıflık addedilir ancak bu sorguyu yapanlar da zaten bu işin erbabı olmadığından sizi mental olarak limitinize kadar zorlayamazlar.


sorulara cevap vermediğiniz gibi hemen başka bir odaya alınarak burada işkence alemine ucundan giriş yaparsınız.
ilk başınıza gelecek şeylerden biri stres pozisyonu sürecidir. bu dünyanın her yerinde uygulamada olan ama kanunda işkence olarak tanımlanmamış bir eziyettir. bunlar çok basit ama etkililerdir. bir duvara bir adım uzaklığında yüzünüz dönük olarak bakarsınız. ayaklarınızı omuz hizasında açmanızı ve el ayalarınızı duvara dayamanızı söylerler. yaptığınızda farkedersiniz ki aradaki bir adım mesafe yüzünden vücudunuz 60-70 derecelik bir açıyla duvara dayanır. çok da rahatsız bir pozisyondur. normalde çok kullanmadığınız kas gruplarına aşırı bir yük bindirmektedir. ilk dakikalarda titremeye ve doğrulmaya düzelmeye çalışırsınız ancak pozisyonu bozduğunuz her seferinde size arkadan copla tekmeyle saldıran biri olacaktır. bir saat stres pozisyonunda bekleyen bir esir acıdan kıvranır. vietnamdaki esir amerikalı pilotlar arasında günler boyu bu pozisyona zorlananlar vardır.

bir başka pozisyon da yerde dizlerinizin üstünde otururken kelepçeli olan ellerinizi başınızın üzerinde kafanıza veya ensenize değmeyecek şekilde havada tutmaya zorlanmaktır. o da çok acılı bir yöntemdir. taş gibi tricepsleriniz varsa 1 saat içinde jöle gibi olursunuz.

stres pozisyonunlarının uygulamaya konması sizden intikam almak, size sadistik bir amaçla acı çektirmek değildir. bundan daha fazlasıdır. bu sizi yumuşatmaya, vermenizi istedikleri bilgiye daha zayıf tutunmanıza yol açacak bir ara süreçtir. hücrenizde yatarken strateji geliştirebilirsiniz, bir hikaye tasarlayabilirsiniz, kendinizi şartlayabilirsiniz. ama stres pozisyonunda sadece fiziksel acı ve sefalet vardır. acı çekerken plan yapmak zordur. hikayenizi kafanızda konsolide etmeniz zordur. işte sizi bu şekilde yumuşatmaya, toparlanmanıza fırsat vermemeye çalışacaklardır.

stres pozisyonundan hemen kaldırıp sorgu odasına tekrar alınır ve aynı sorularla karşılaşırsınız. sonra birden sorgu yumuşayıverir. su isteyip istemediğiniz tekrar sorulur. tek istedikleri bir "evet" tir. o eveti bir kez derseniz ardından konuşmadığınız müddetçe göreceğiniz işkence kümülatif artacaktır çünkü sizden 1 saatlik rahatsız bir ayakta duruşla bir şeyler alınabildiğinin farkına varırlar. dört saat sonra neler verebileceğinizle ilgilenmeye başlarlar. eninde sonunda verirsiniz.

hiçbir şey söylemeyip tekrar sertçe hücreye götürülür tekrar stres pozisyonuna geçirilirsiniz. burada ışık ve ses işkencesi başlar. çok yüksek desibellerde müzik ve cayırtı bağırtı tarzı sesler hoparlörlerden asimetrik aralıklarla verilir. siz duvara dayanmış acınıza katlanmaya çalışırken birden kopan bu sesler sizi korkutur. kaslarınızı daha da yorar. dahası bunun ne zaman geleceğini tekrar edeceğini bilmediğiniz için sürekli bir alarm durumunda bulunmaya kendinizi zorlarsınız. bu da aşırı yorucu bir şeydir. düşmanınızın da sizden istediği şey budur. stres pozisyonunda içinizden ilk kız arkadaşınızla beraber dinlediğiniz bir şarkıyı söyleyebilirsiniz. ben eğitimde denedim gayet işe yarıyordu. çok kalantor istihbaratçılar ise stres pozisyonlarında sessizce uyuyabilirler. buna direnilebilir.


stres pozisyonundan sorgu odasına dövülerek, üstünüze bir kova su boca edilerek götürülürsünüz.
bu da sizi çok rahatsız bir şekilde mutlu eden bir şeydir. biraz mola vermiş gibi hissetseniz de amaçlanan da zaten budur. sorgu odasını sevmeye başlarsanız orada bir dakika daha uzun oturabilmek için düşmana vermemeniz gereken bir bilgiyi ya da başka bir şeyi vermeye bir adım daha yaklaşırsınız. sorgu odasında sizin büyük acılar çektiğinizi bilirler ve eve gitmek istediğinizi düşünürler. "tugay komutanınız hangi binada kalıyor" , "istihbarat şefinizin adı ne" gibi sorulardan sonra daha müşfik daha canayakın biri sizin zaten önemsiz biri olduğunuzu, size acıdıklarını, boşuna acı çektiğinizi söyleyip bilgi vermenizi ve karşılığında özgür olacağınızı söylerler. ele geçen esir er erbaş genellikle henüz kırılmadıysa bu noktada kırılır. aslında özgür olmayacaklardır ancak işin daha başında kimseyi çok uğraştırmadan herşeyi dökerek çapraz sorgudaki diğer silah arkadaşlarını tehlikeye atarlar. siz dayanmak zorundasınız. daha bu işin başı. tek odaklanmanız gereken şey bir sonraki işkence seansı. konuşmadığınız sürece size verilen suyu içebilirsiniz. yaralarınızı çok acıyormuş gibi ovalayabilirsiniz. ama aslında o esnada gelecek seans için güç topluyor, dinleniyor olacaksınız.


bu aşamada rütbeniz ve öneminize göre hala da kırılmadığınız için düşman istihbaratının gerçek profesyonel sorgucularıyla karşılaşabilirsiniz.
eğer hücrenizden apar topar alınıp araçla bir yere sevkedildiyseniz, yahut sorgucunuzun sesi değişip başka bir adam olduysa artık bir istihbarat örgütü tarafından sorgulandığınızı düşünmeye başlayabilirsiniz. bunlar cidden sert adamlardır. uzun süren meslek yaşamlarında bazı insani duygulardan arınmışlardır. sakin hatta arkadaş canlısı olmak gibi bir ünleri vardır. hayatları insan konuşturarak geçmiştir ve uğraşmayı en sevdikleri şey de kırılmayan sizin gibi çetin cevizleri kırmaktır.
 

who.rdl

Katılımcı Üye
17 Nis 2022
449
263
@MuammerCan Kader ortağım.
Sorguya direnme; çatışma bölgesine yakınkonumlan düşman eline geçmesi mümkün ve hassas bilgiler taşıyan her askeri personelin kendini mental olarak hazırlaması gereken bir durumdur. çok sevimsiz bir konudur, çok yıpratıcıdır ancak doğru kullanılan sorguya direnme teknikleri hayatlar kurtarır.
bizim de taraf olduğumuz cenevre sözleşmesi esir alınan bir askere esir alanların hukuki olarak tanımlanmış yalnız dört soru sorabileceğini yazar.
isim
rütbe
sicil no
doğum tarihi

bunlar esir olduğunuzda teoride "eğer" sorulursa cevaplayabileceğiniz sorulardır. yani bunlar harici esir bir asker başka bir soruyu cevaplamaya zorlanamaz. ancak pratikte esir alındığınız zaman düşmanın sizden edinebileceği bilgiler kendisi için aşırı önemli olduğu için her zaman başka sorular da gelecektir. bunlardan bazıları çok arkadaşça, bazıları çok sert şekilde sorulabilir. o soruların da cevaplarını bildiğinize dair en ufak bir emare belirirse sorgu ağırlaşacak, büyük ihtimalle işkenceye başvurulacak ve çok daha ağır bir psikolojik baskı altına gireceksiniz. sorgu teknikleri ve karşı sorgu / sorguya direnme bir sanattır. kendinizi öldürtmeden bilgi vermemeyi, akıl sağlığınızı korumayı ve tutarlı olmayı nasıl deneyebiliriz bir bakalım.


öncelikle artık yakalandığınızı, ani bir mucize olup eski güzel hayatınıza evinize ailenize hemen dönemeyeceğinizi kabullenin.
elbette ki döneceksiniz, ancak önce önünüzde katlanmanız gereken bir ağır sorgu ve işkence zinciri var. öncelikli amacınız bundan sağlam çıkmak. bunun bir süreç olduğu hep aklınızın köşesinde olmalı. size ne yaparlarsa yapsınlar bu bir süreç. bu geçecek ancak zor olacak.

sorgucuların ilk yapması gereken geleneksel başlangıç sizi zaman ve mekan duygusundan soyutlamak olacaktır.
kafanıza geçen kara bir torba, bir iki gün çok yorgun tutulup hücrenizde ışıkların seslerin birden açılarak gün içinde defalarca uyandırılmalar, ışıksız ve penceresiz bir yerde çok uzun süreler yalnız kalma sizi bu iki çok önemli duygudan soyutlar. yalnızken zaman çok yavaş aktığından bir süre sonra zamanı yanlış algılamaya başlarsınız. bu da size hücrede haftalar aylar boyu kaldığınız gibi yanlış bir imaj verebilir. aslında bir hafta kalmışsanız bunu üç hafta - 1 ay gibi algılayabilirsiniz. bu da sizi mental olarak zayıflatır. düşmanın sorguda asıl hedefi de odur zaten. akıl sağlığınızı dürterek aslında vermemeye şartlandığınız bilgilere olan hakimiyetinizi yumuşatmaya çalışırlar. nitekim ne yaparsanız yapın zamanın ölçüsünü kaçıracaksınız. bu işkence öncesi durumla karşılaşırsanız kendinizi bir şekilde meşgul etmeniz gerekecek. şarkılarda kaç hece olduğunu sayarak, aklınızdan kafiyeler uydurarak, duvardaki karolarda hayali satranç taşlarını hareket ettirerek işkencenizi hafifletebilirsiniz. evinizi eşinizi çocuğunuzu köyünüzü düşünmeniz şu aşamada sizi sadece zayıflatacak. aklınızdan güzel şeyleri çıkarmak ve gelecek işkenceye odaklanmak zorundasınız.


öncelikle klasik bir spot ışığı altında olacaksınız.
bunun nedeni sorgucuların kim olduğunu görmemeniz. eğer görürseniz onları yüzleriyle birlikte kişileştirirsiniz. sorgucularınız kişilik kazanırsa onlara olan direnciniz de artacağı için bunun olmasını istemezler. onların sağlamaya çalıştığı ortam bir kurtlar sürüsünün etrafında tek bir kuzu olduğunuzu hissetmenizdir. neredeler zar zor görürsünüz ama sesleri etraftadır. bu da direkt bir güvensizlik duygusuna sebebiyet verir. sizin yapmanız gereken şey eğer yapabiliyorsanız sorgucularınızı yönleriyle ve sesleriyle kişileştirmeye çalışmak.


istatistiklere göre düşman bilgi edinmek istediği esire genellikle iyi davranarak işe başlar.
bir isteğinizin olup olmadığı, ya da su içmek isteyip içmediğiniz gibi basit sorular sorulur. burada asıl tuzak size soru soruluyor olmasıdır. su içmek isteyip istemediğinizin bir önemi yok. sorgucularınıza ise evet istiyorum dediğiniz anda sizi kırmak üzere olduklarını hemen farkederler. yukarıda da dediğim gibi düşmana bu dört sorunun cevabından bir fazlasını vermiş olursunuz. zorlarlarsa iki fazlasını da verecek olduğunuzu farkederler. cevap vermeyeceksiniz. göz teması kurmayacaksınız. küfretmeyeceksiniz, celallenmeyeceksiniz, ayağa kalkmayacaksınız. mesela ananıza küfredildiğinde göstereceğiniz aşırı tepkiler bakışlar dudak ısırmalar o noktada zayıf olduğunuza işaret olduğundan sizi sorgulayanlar neyin sizi acıttığını hemen öğrenirler.

sorguya direnmede asıl mühim kısım "gri adam" denen istihbarat şablonunu oynayabilmektir. pısırık olmayan, agresif olmayan, tepki vermeyen, kendini korumaya çalışan ancak bunun uğruna da konuşmayan bir düz adam olacaksınız.

yakalandığınızda üstünüzdeki (yokedemediğiniz) yazılı doküman, elektronik ekipman silah ve mühimmat sorgucuların sizin gerçekte ne gibi bilgilere sahip olabileceğinizi ya da ne kadar önemli biri olduğunuzu saptamada kilit rol oynayabilir. bunlar sorgu odasında karşınıza getirilip yüzleştirilir. beden diliniz, hızlı soluk alıp vermeniz, gözlerinizin özellikle bir eşya üzerinde dolaşması sorgucuların aradığı şeylerdir. üstünüzden çıkan eşyalara karşı "blank" olmanız, poker suratlı olmanız gerekiyor. eğer silahınız atıyorum tsk standardı bir tüfek değil de jandarma özel harekatın kullandığı tipte bir şeyse mesela birliğinizle hemen bir bağ kurulmaya çalışılır. silaha bakarken renk vermemek, kafada aslında silahı söküp takarken kendini hayal etmek faydalıdır.


bu poker suratlı taş duvarı oynamak sonsuza kadar süremez.
bu noktadan sonra yalnız olarak esir düşmüşseniz asimetrik sorgulama aşamasına geçilir. bu süreç psikolojik olarak bir miktar daha ağırdır. sizin gerçeğe tutunduğunuz bağların zayıflatılmasına yönelik bir işlemdir. asimetrik sorguda sorgu odasına girer ve bazı soruları cevaplamaya zorlanırsınız. genellikle bunlar birliğinizin yeri, mevcudu, moral durumu, ikmal vaziyeti, kimin komutasında olduğu gibi çok önemli bilgilerdir. cevap vermeye zorlansanız da düşman bu esnada bir cevap falan beklememektedir. gri adamı oynamaya devam etmek zorundasınız. göz teması kurmayan, beden diline başvurmayan, soruların önemine göre gözleri büyümeyen, mimiklerden kaçınan, agresifleşmeyen, ayağa kalkmayan biri olmaya devam edeceksiniz. geri kalan herşey zayıflık addedilir ancak bu sorguyu yapanlar da zaten bu işin erbabı olmadığından sizi mental olarak limitinize kadar zorlayamazlar.


sorulara cevap vermediğiniz gibi hemen başka bir odaya alınarak burada işkence alemine ucundan giriş yaparsınız.
ilk başınıza gelecek şeylerden biri stres pozisyonu sürecidir. bu dünyanın her yerinde uygulamada olan ama kanunda işkence olarak tanımlanmamış bir eziyettir. bunlar çok basit ama etkililerdir. bir duvara bir adım uzaklığında yüzünüz dönük olarak bakarsınız. ayaklarınızı omuz hizasında açmanızı ve el ayalarınızı duvara dayamanızı söylerler. yaptığınızda farkedersiniz ki aradaki bir adım mesafe yüzünden vücudunuz 60-70 derecelik bir açıyla duvara dayanır. çok da rahatsız bir pozisyondur. normalde çok kullanmadığınız kas gruplarına aşırı bir yük bindirmektedir. ilk dakikalarda titremeye ve doğrulmaya düzelmeye çalışırsınız ancak pozisyonu bozduğunuz her seferinde size arkadan copla tekmeyle saldıran biri olacaktır. bir saat stres pozisyonunda bekleyen bir esir acıdan kıvranır. vietnamdaki esir amerikalı pilotlar arasında günler boyu bu pozisyona zorlananlar vardır.

bir başka pozisyon da yerde dizlerinizin üstünde otururken kelepçeli olan ellerinizi başınızın üzerinde kafanıza veya ensenize değmeyecek şekilde havada tutmaya zorlanmaktır. o da çok acılı bir yöntemdir. taş gibi tricepsleriniz varsa 1 saat içinde jöle gibi olursunuz.

stres pozisyonunlarının uygulamaya konması sizden intikam almak, size sadistik bir amaçla acı çektirmek değildir. bundan daha fazlasıdır. bu sizi yumuşatmaya, vermenizi istedikleri bilgiye daha zayıf tutunmanıza yol açacak bir ara süreçtir. hücrenizde yatarken strateji geliştirebilirsiniz, bir hikaye tasarlayabilirsiniz, kendinizi şartlayabilirsiniz. ama stres pozisyonunda sadece fiziksel acı ve sefalet vardır. acı çekerken plan yapmak zordur. hikayenizi kafanızda konsolide etmeniz zordur. işte sizi bu şekilde yumuşatmaya, toparlanmanıza fırsat vermemeye çalışacaklardır.

stres pozisyonundan hemen kaldırıp sorgu odasına tekrar alınır ve aynı sorularla karşılaşırsınız. sonra birden sorgu yumuşayıverir. su isteyip istemediğiniz tekrar sorulur. tek istedikleri bir "evet" tir. o eveti bir kez derseniz ardından konuşmadığınız müddetçe göreceğiniz işkence kümülatif artacaktır çünkü sizden 1 saatlik rahatsız bir ayakta duruşla bir şeyler alınabildiğinin farkına varırlar. dört saat sonra neler verebileceğinizle ilgilenmeye başlarlar. eninde sonunda verirsiniz.

hiçbir şey söylemeyip tekrar sertçe hücreye götürülür tekrar stres pozisyonuna geçirilirsiniz. burada ışık ve ses işkencesi başlar. çok yüksek desibellerde müzik ve cayırtı bağırtı tarzı sesler hoparlörlerden asimetrik aralıklarla verilir. siz duvara dayanmış acınıza katlanmaya çalışırken birden kopan bu sesler sizi korkutur. kaslarınızı daha da yorar. dahası bunun ne zaman geleceğini tekrar edeceğini bilmediğiniz için sürekli bir alarm durumunda bulunmaya kendinizi zorlarsınız. bu da aşırı yorucu bir şeydir. düşmanınızın da sizden istediği şey budur. stres pozisyonunda içinizden ilk kız arkadaşınızla beraber dinlediğiniz bir şarkıyı söyleyebilirsiniz. ben eğitimde denedim gayet işe yarıyordu. çok kalantor istihbaratçılar ise stres pozisyonlarında sessizce uyuyabilirler. buna direnilebilir.


stres pozisyonundan sorgu odasına dövülerek, üstünüze bir kova su boca edilerek götürülürsünüz.
bu da sizi çok rahatsız bir şekilde mutlu eden bir şeydir. biraz mola vermiş gibi hissetseniz de amaçlanan da zaten budur. sorgu odasını sevmeye başlarsanız orada bir dakika daha uzun oturabilmek için düşmana vermemeniz gereken bir bilgiyi ya da başka bir şeyi vermeye bir adım daha yaklaşırsınız. sorgu odasında sizin büyük acılar çektiğinizi bilirler ve eve gitmek istediğinizi düşünürler. "tugay komutanınız hangi binada kalıyor" , "istihbarat şefinizin adı ne" gibi sorulardan sonra daha müşfik daha canayakın biri sizin zaten önemsiz biri olduğunuzu, size acıdıklarını, boşuna acı çektiğinizi söyleyip bilgi vermenizi ve karşılığında özgür olacağınızı söylerler. ele geçen esir er erbaş genellikle henüz kırılmadıysa bu noktada kırılır. aslında özgür olmayacaklardır ancak işin daha başında kimseyi çok uğraştırmadan herşeyi dökerek çapraz sorgudaki diğer silah arkadaşlarını tehlikeye atarlar. siz dayanmak zorundasınız. daha bu işin başı. tek odaklanmanız gereken şey bir sonraki işkence seansı. konuşmadığınız sürece size verilen suyu içebilirsiniz. yaralarınızı çok acıyormuş gibi ovalayabilirsiniz. ama aslında o esnada gelecek seans için güç topluyor, dinleniyor olacaksınız.


bu aşamada rütbeniz ve öneminize göre hala da kırılmadığınız için düşman istihbaratının gerçek profesyonel sorgucularıyla karşılaşabilirsiniz.
eğer hücrenizden apar topar alınıp araçla bir yere sevkedildiyseniz, yahut sorgucunuzun sesi değişip başka bir adam olduysa artık bir istihbarat örgütü tarafından sorgulandığınızı düşünmeye başlayabilirsiniz. bunlar cidden sert adamlardır. uzun süren meslek yaşamlarında bazı insani duygulardan arınmışlardır. sakin hatta arkadaş canlısı olmak gibi bir ünleri vardır. hayatları insan konuşturarak geçmiştir ve uğraşmayı en sevdikleri şey de kırılmayan sizin gibi çetin cevizleri kırmaktır.
eline sağlık umarım lazım olmaz :)
 
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.