THT Galatasaray SK Fun Kulüp >1905<

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Galatasaray Dergisi 136. Sayısı Bayilerde

B_20048_b136.jpg



Türkiye'nin en çok satan spor dergisi ve Galatasaray Spor Kulübü'nün aylık spor yayını Galatasaray Dergisi'nin 136. sayısı, 172 sayfalık geniş içeriğiyle bugün İstanbul'daki bayilerde yerini aldı. 7 Mayıs Çarşamba günü ise tüm Türkiye'deki bayilerde yerini alacak.

Galatasaray Dergisi 136. Sayısının kapağında Avrupa Şampiyonluğuna ulaşan Galatasaray Odeabank Kadın Basketbol Takımımız yer alıyor.

Fenerbahçe'yi finalde yenerek Avrupa'nın En Büyüğü olan Galatasaray Odeabank'ın hikayesini dergimiz sayfalarında bulacaksınız. Hiçbir yerde yayınlanmayan fotoğraflarla her bir ana tanıklık edecek ve saniye saniye maçlara gideceksiniz. Arşiv niteliğinde, yıllarca saklanacak ve açıp açıp bakılacak bir kadın basketbolu köşesiyle karşınızdayız.

Avrupa Şampiyonluğunun mimarı baş antrenörümüz Ekrem Memnun'la yapılan geniş söyleşinin yanı sıra şampiyon takımın başarılı isimleri kaptan Işıl Alben, Şebnem Kimyacıoğlu, Sancho Lyttle ve Alba Torrens bugüne kadar hiç konuşulmayan en özel anıları, kırılma anlarını Galatasaray Dergisi'ne anlattı.

Galatasaray Dergisi'nin 136. Sayısında yer alan diğer konular şöyle:

HÜZÜN, KAÇAN ŞAMPİYONLUK VE BABA GÜNDÜZ…
Baba Gündüz, üzerine kitaplar yazılacak, incelemeler yapılacak kadar Galatasaray tarihine damgasını vurmuş bir simgedir. Aramızdan ayrılışının 34. yılında, Baba Gündüz Kılıç, ligde bu sezon yaşadıklarımıza ilişkin olarak, yıllar öncesinden bize ders vermeye devam ediyor.

KORAY GÜNTER
Galatasaray'ın devre arasında kadrosuna kattığı Koray Günter, ilk kapsamlı röportajını Galatasaray Dergisi'ne verdi. Koray; Borussia Dortmund neden ayrıldığını, milli takım tercihini ve Galatasaray forması altında gelecekten beklentilerini anlattı.

OĞUZHAN KAYAR
Galatasaray'ın bir başka gelecek beklentisi taşıdığı transferi Oğuzhan Kayar. Aydın'da başlayan futbol yaşantısında önce Manisa'ya transfer olan Oğuzhan şimdi Galatasaray'da… Forvetin arkasında, hayallerinin ise önünde olan genç bir futbolcunun hikayesi.

BİR GENEL KURUL HİKAYESİ
Mali rakamların soğukluğunun tam ortasına giren maç heyecanı ve coşkusunun buluştuğu bir Genel Kurul'u daha önce hiç yaşamamıştık. 11 saat süren Genel Kurulumuzdan izlenimler Galatasaray Dergisi'nde.

AKADEMİNİN ŞAMPİYONLARI
Galatasaray Futbol Akademisi'nin en başarılı takımlarından U14 ve U19 yaş gruplarını mercek altına aldık. U19 takımı teknik direktörü Saffet Akyüz ile U14 takımı teknik direktörü Ünsal Yaşar sorularımızı cevaplandırdı.

SIRADAKİ: FINAL FOUR
Teker teker geçiyoruz turları. Üç sezonda Galatasaray erkek basketbolu Euroleague'de Final Four kapılarına dayandı ve bu sene son sekize adını yazdıran tek Türk takımı oldu. Onların zorlukları dolu serüveninin en başından alıyoruz, bugünü daha iyi anlamak için.

CEM CEMİNAY
Radyo deyince Türkiye'de ilk akla gelen isimlerden biri Cem Ceminay. Enerjisiyle geceye ve gündüze hep ayrı bir renk kattı. Galatasaraylı, babadan. Canım Türkiyem dedi, pelesenk oldu dillerde. Futbol, müzik, televizyon ve radyoculuğun en ince detaylarını anlattı bize.

Tanju Çolak'ın 39 Golü
TAÇSIZ KRAL METİN OKTAY'IN 38 GOLLÜK REKORU TAM 25 SENE SONRA BİR BAŞKA GALATASARAYLI TARAFINDAN KIRILDI. TANJU ÇOLAK'IN 1987-1988'DEKİ 39 GOLLÜK SEZONUNUN HİKAYESİ.

ALAIN DIGBEU
90'lar basketbolunun önemli figürlerindendi Alain Digbeu, nam-ı diğer Air France. Galatasaray Akademisi'nde yeni yıldızlar yetiştirme uğraşında şimdi.

HASNUN GALİP’TEN KLAGENFURT’A
Hasnun Galip Sokak’taki voleybol spor okulu öğrencilerimiz Dünya Gençlik Oyunları’na katılmak için yolculuğa hazırlanıyor.

BİR BAŞKA "FUTBOL" (TFF!) MÜMKÜN MÜ?
Türkiye’de futbolun düzenleyici kurumu çeşitli odakların hizmetinde, bürokratik bir yapı olarak mı yola devam etmeli, yoksa Türk futbolunu ilerletecek bir model mi benimsemeli?
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Play-Off | Maça Doğru

MB_20284_mb.jpg


Banvit - Galatasaray Liv Hospital

Galatasaray Liv Hospital, Beko Basketbol Ligi Play-Off Yarı Final ilk maçında Banvit ile karşı karşıya gelecek. Bandırma'da bulunan Kara Ali Acar Spor Salonu'ndaki mücadele 23 Mayıs Cuma günü saat 19.00'de
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
ULUBATLI SOUNESS


glPRoZ.png



2dc61e2348289d198a5a03f30a7a6f5d_1.jpg


b2d36f.jpg


ulubatl%C4%B1-souness.jpg


20121126221501-4356-big.jpg


0.jpg


hqdefault.jpg


souness-yillar-sonra-itiraf-etti_640.jpg


QXPGjg.png


TARİHİM,ŞEREFİM,ŞİİRİM.HERŞEYİM
YER YÜZÜN DE YER BEĞEN!
NEREYE DİKİLMEK İSTERSEN,
SÖYLE,SENİ ORAYA DİKEYİM!
 
Son düzenleme:

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Banvit 57 - 67 Galatasaray Liv Hospital

B_20297_B_18466_b4997.jpg


Galatasaray Liv Hospital, Beko Basketbol Ligi Play-Off Yarı Final ilk maçında Banvit ile karşı karşıya geldi. Bandırma'da bulunan Kara Ali Acar Spor Salonu'ndaki mücadeleden 57-67 galip ayrılan takımımız seride 1-0 öne geçti.

Serinin ikinci maçı 25 Mayıs 2014 Pazar Bandırma Kara Ali Acar Spor Salonu'nda oynanacak.

1. Çeyrek: 12-19
2. Çeyrek: 17-20 (29-39)
3. Çeyrek: 20-15 (49-54)
4. Çeyrek: 8-13 (57-67)


İSTATİSTİKLER

GALATASARAY LİV HOSPİTAL
Zoran Erceg 5 sayı 8 ribaund 3 asist,
Malik Hairston 4 sayı 1 ribaund 1 asist,
Manuchar Markoishvili 6 sayı 1 ribaund,
Cenk Akyol 11 sayı 1 ribaund,
Furkan Aldemir 9 sayı 6 ribaund 2 asist,
Pops Mensah Bonsu 3 ribaund,
Carlos Arroyo 13 sayı 3 ribaund 5 asist,
Sinan Güler 13 sayı 4 ribaund,
Ender Arslan 3 sayı 2 asist,
Ersin Dağlı 3 sayı 2 ribaund
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Genç Erkekler Türkiye Şampiyonasını Üçüncü Tamamladık

B_20306_B_20295_20140523_182446_B.jpg


Galatasaray Genç Erkek Basketbol Takımı, Konya'da düzenlenen Genç Erkekler Türkiye Şampiyonası altıncı gününde Büyük Salon'da Maliye Milli Piyango'yu 61-100'lük skorla mağlup ederek Türkiye Üçüncüsü oldu.

Takımımız Ege Arar 36 sayı 26 ribaund ile olağanüstü bir maç çıkarırken Göktürk Gökalp Ural da 14 sayı 15 asist ile double double yaptı. Mehmet Ata Evren 11 sayı 4 ribaund 4 asist ve Yunus Temizer 10 sayı 7 ribaund ile oynadı.

Üç maçta üç galibiyet ile D Grubu'nu lider bitiren takımımız çeyrek finalde Turgut Özal Üniv. ile eşleşmiş ve rakibini 50-81 ile geçmişti. Galatasaray yarı finalde ise MG'ye 71-63 kaybedip finale kalamamıştı.

6 maç sonunda Ege Arar 16 sayı 17 ribaund ort. yakalarken Göktürk Gökalp Ural de 15 sayı 6,6 ribaund 7,1 asist ile oynadı. Lazgin Emre Özkanlı 8,8 sayı 5,3 ribaund, Mehmet Ata Evren 9 sayı 3,5 asist ve Yunus Temizer 5,8 sayı 7,5 ribaund üretti.
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Galatasaray 17 – 7 Manisa Su Sporları

B_20304_B_20292_B_20266_B_20030_b.jpg


Galatasaray, Sutopu 2013-2014 Deplasmanlı 1. Lig Play-Off üçüncü müsabakasında Manisa Su Sporları ile Kalamış Engin Bora Havuzu’nda karşı karşıya geldi. Takımımız maçtan 17-7 galibiyetle ayrılarak seride durumu 3-1 yaparak finale yükseldi.

Galatasaray’ın finaldeki rakibi ENKA oldu. Final serisi 27 – 31 Mayıs 2014 tarihleri arasında oynanacak.
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Genç Kızlar Türkiye Şampiyonasını Üçüncü Tamamladık

B_20307_B_20296_YNS_4069_B.jpg


Galatasaray Genç Kız Basketbol Takımı, Trabzon'da düzenlenen Genç Kızlar Türkiye Şampiyonası altıncı gününde Hayri Gür Spor Salonu'nda Antalya Koleji'ni 55-93'lük skorla mağlup ederek Türkiye Üçüncüsü oldu.

Takımımızda İnci Güçlü 21 sayı 14 ribaund ile oynarken İrem Naz Topuz 16 sayı, Cansu Zaim 15 sayı 5 ribaund 4 asist, Elif İrem Portakal 14 sayı ve Gamze Dülegöz 9 sayı 8 ribaund 5 asist ile ön plana çıktı.

Üç maçta üç galibiyet ile D Grubu'nu lider bitiren takımımız çeyrek finalde Beşiktaş ile eşleşmiş ve rakibini 44-61 ile geçmişti. Takımımız yarı finalde ise Fenerbahçe'ye 64-54 mağlup olup finale kalamamıştı.

6 maç sonunda İnci Güçlü 16 sayı 10 ribaund 2,3 blok ortalamasıyla oynarken İrem Naz Topuz 13 sayı 5 ribaund 4,3 asist üretti. Seda Deniz 9,3 sayı kaydederken Gamze Dülegöz 7,1 sayı 4,5 ribaund 4 asist, Cansu Zaim 7,1 sayı ve Meltem Yıldızhan 6,3 sayı 8,5 ribaund ile oynadı.
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
"Baba" Galatasaraydır

2004 yılında Fotomaçta yayınlanan bir köşe yazısıdır.
Okumak, hatırlamak ve hatırlatmak lazım bazı şeyleri!


Sonradan büyük takım olabilirsiniz, büyük kulüp de olabilirsiniz ama her şeyin bir doğuşu ve ilahi kudretin bu doğuşa vesile buyurdukları vardır.

Tarihçi Ruşen Eşref Ünaydının tam 47 yıl önce "Hatıralar" adlı eserinde yazdığı gibi:

"Milletimizin bir şuur ve enerji fidanlığı olan Galatasaray, istibdat idaresinin cebrine bir avuç inançlı ****** ile karşı koydu. Gün oldu barınacak yer bulamadı; gün oldu parasız, pulsuz ve en acısı koruyansız kaldı. Fakat ilk kuruluşundan beri hiç bir an ümitsiz ve ülküsüz kalmadı. İşte o sayededir ki çağ açtı, çığır açtı"

Devam etmiş :

“Fakat ne de olsa bu dünya tek yiğide kalmıyor; Bir den Çokluk doğuyor. Bu da nice misaliyle göz önündedir ve gerçektir!.. Türk futboluna ilk ve tek yaratıcı yol açıcılık eden Galatasaraydan, Fenerbahçe doğdu. Şurasını herhangi bir siyaset duygusundan uzak olarak sırf tarih bakımından bir benzetişle söyleyeyim: Cumhuriyet Halk Partisi’nden Demokrat Parti’nin doğması gibi. Nasıl ki üçüncü Türk takımı olan Altınorduyu da bir Galatasaraylı kurmuştu; aşağı yukarı CHPden DPnin, DPden de Hürriyet Partisinin doğması gibi."

Ve son noktayı koymuş:

"Bunda, Galatasarayın haklı ve hakkı olarak duyacağı sevinç şudur ki: kıdem, tabii Galatasaray’ındır. Çünkü Türk futbol tarihi de yazacaktır ki, bu memlekette ‘Baba’ kulüp Galatasaraydır."

Şimdi bunları neden yazdığıma gelince (başka tarihi gerçekleri de vakti geldikçe yazacağım);

Öyle, günde dört kişinin izlediği kanallara “Türkiye’nin ilk spor kulübü televizyonu” komedisini yazmalar; 6 Kasımlar, 38 Şubatlar, 65 Aralıklar ile övünmek falan gelip geçer. Aynı, yedi kişiyle 7-0lık hezimetin tadının unutulduğu gibi!

Velhasıl Türk spor tarihinde baki kalacak olan tek şey, “Moda’lı İngilizleri, Elpisli ve Kadıköy’lü Rumları düşünceye daldıran, şimdi ise Avrupa’yı sarsan” spor alanında birdenbire ortaya çıkan zorlu kuvvetin, yani bu memleketin asıl sahibi olan Türk kuvvetinin “ilk yumruğu” ve nam-ı Türk milleti tarafından verilmiş olan Galatasarayın adıdır.

Skorlar değişebilir ama Türk spor tarihinde değişmeyecek olan sadece budur.

Hadi geçmiş olsun!

=======================

VE BİR ÖRNEK:

Fuad Hüsnü Kayacan
(1879 - 1963)

İlk Türk futbolcusu olarak bilinir. Amiral Hüseyin Hüsnü Paşanın oğlu olan Fuad Bey, 1879 yılında Istanbulda doğmuştur.

Deniz Harp Okulunda öğrenciyken, Kadıköy ve Modada oturan İngiliz ailelerin kendi aralarında kurdukları futbol takımlarından etkilenerek, arkadaşı Reşat Danyal Beyle birlikte Türk gençlerden oluşan "Black Stockings" (Siyah Çoraplılar) adında bir takım kurdu.

Bu takımın istibdat dönemi hafiyeleri tarafından sahada basılıp dağıtılması üzerine Bobby takma adıyla İngiliz takımı olan Cadikeuy (Kadıköy) takımında oynamaya başladı.

Cadikeuy ve Moda kulüplerinde üç yıl oynadıktan sonra 1908’de Galatasaraya geçti ve 3 defa İstanbul Ligi şampiyonluğunu kazandı.

1912’de görevli olarak İngiltereye gitti. 1914’de yurda döndükten sonra 3 yıl boyunca Fenerbahçe’de oynadı, daha sonra genel kaptanlık yaptı.

1920’den itibaren gazete ve dergilerde futbolla ilgili
yazıları yayınlandı.

Fenerbahçe’den tekrar Galatasaraya döndü ve 1963 yılında Galatasaray Kulübü Divan üyesi iken vefat etti.

*******************

ŞİMDİ DE "ESAS" KOMEDİYE BİR BAKALIM...

Fenerbahçenin kurucuları: (fb.org dan...)

1) Ziya (Songülen) 2) Ayetullah Bey 3) Necip (Okaner) 4) Galip (Kulaksızoğlu)
5) Hassan Sami (Kocamemi) 6) Asaf (Beşpınar) şeklinde başlıyor ve devam ediyor
7) Enver (Yetiker) 8) Şevkati (Hulusi Bey) 9) Fuad Hüsnü (Kayacan)
10) Hamit Hüsnü (Kayacan) 11) Nasuhi (Baydar) ...

Fuad Hüsnü Kayacan Fenerbahçenin kurucuları arasında gösterilmektedir, ancak Galatasaray Spor Kulübü Divan Heyeti Üyesi olarak vefat etmiştir!

Ne ilginç değil mi?




"Baba" Galatasaraydır
Alpaslan Dikmen
(Fotomaç- 11 Kasım 2004 )
 
Son düzenleme:

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
uA+010.jpg


onca paylaşım yaptın da .. benı unuttunmu der gibisin.sen hiç unutulurmusun.canım ağabeyim

gittin gideli yüzümüz gülmedi
Neler çektik bir bilebilsen
her tarafta Sen her taraftar Sen
çok özledik ALPASLAN DİKMEN!
 
Son düzenleme:

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Bu yazı dizisin de Türkiye'nin en büyük taraftar grubu ultrAslan'ın oluşumunu nasıl bu günlere gelındiğini sizlere aktaracagım

ultrAslan Yazı Dizisi (1)

1.Gün 15.01.2007

53 kişilik destan

2000'de Ali Sami Yen'de meşaleler yandı... Taraftar mahkemelik oldu. Yönetim sessiz kalınca, 53 Cimbom'lu Türkiye'nin en büyük taraftar grubu ultrAslanı kurdu.


53 kisiyle atılan tarihi adım

04 Aralık 2000 tarihinde, Ali Sami Yen Stadı'nda oynanan Galatasaray-Fenerbahçe (0-0) maçında yaklaşık üç bin adet meşale yakılmıştı. Stat rakip için cehenneme çevrilmiş ancak sahaya atılan meşaleler (ki tribündeki bir çok insan bu meşalelerin görevli polislerce panik içinde sahaya atıldığını söylüyorlardı) daha sonra Galatasaray taraftarının başına büyük dertler açmıştı. Bu meşalelerin alınmasında, stada sokulmasında kimlerin sorumluluğu varsa emniyet tarafından toplanmak istenmişti. Ancak suçlu, suçsuz birçok Galatasaraylı gözaltına alınmış ve maalesef kulüp de bu taraftarlara sahip çıkmamıştı. Bizler arkadaşlarımız için uğraşıyorduk ama çok fazla da yapacak bir şeyimiz yoktu. Neticede arkadaşlarımız mahkemeye sevk edilmişlerdi. Arkadaşlarımızı yargılayacak olan Hakim daha ilk mahkemede, "Böyle saçma sapan bir olayın mahkemeye intikal ettirilmesine" çok kızmıştı. Ama mahkeme o kadar sene geçmesine rağmen hala sonuçlanmadı! Bu olaya çok içerlemiştik. Kulübün taraftara sahip çıkmaması üzerine artık Galatasaray taraftarına sahip çıkacak bir derneğin açılması gerektiğinde hem fikir olmuştuk. Bunun üzerine 2000 yılının Aralık ayı sonlarına doğru Galatasaray tribünlerinin eski adamlarına ve ileri gelenlerine bir çağrıda bulunuldu... Acil olarak bir toplantı yapılmalı, fikirler alınmalıydı. 20 Ocak 2001 günü Taksim'deki Ceylan Otel'e doğru yola çıkan 53 Galatasaraylı, bu toplantı sonucunda G.Saray Spor Kulübü'nün yaklaşık 100 yıllık tarihinde muazzam bir süreci başlatacaklarını elbetteki bilmiyorlardı. İyi giyimli, orta yaş kuşağı Galatasaraylılar bir yandan açık büfede bir şeyler atıştırarak sohbet ediyor, bir yandan da önceden hazırlanmış olan bazı grafik çalışmalarını gözden geçiriyorlardı. Dört sene üst üste kazanılan şampiyonluklar, yurtiçindeki tüm kupalar ve yenilgisiz UEFA Kupası Şampiyonluğu ve hemen ardından gelen Süper Kupa "başarı yorgunluğu"nun olumsuz etkilerini tribünlere yansıtıyordu. Açıkçası bu da, ortalama 25 yılını tribüne vermiş olan insanları rahatsız ediyordu. Çünkü oradakilerin çoğu 13 sezon şampiyonluk görememiş bir nesilde yetişmişti ve hiçbir başarı bizi Galatasaray'ımıza doyuramazdı. Birçok Galatasaraylı nasıl doymuş olabilirdi ki?.. Bunu çok garipsiyorduk. İşte ilk toplantıda bunlar vurgulandı. İlk önce bir video gösterisi yapıldı. Işıklar söndü ve salondaki 53 kişi Galatasaray'ımızın son 15 yıllık tarihini izlemeye başladı... Eskinin salkım saçak kapalısı izlendi, ruhları titreten tezahüratlar dinlendi. O videoda gösterilen tribünlerde yer alan insanlar da bizlerdik! O tezahüratı biz yapmıştık! O pankartları biz asmıştık! O delice heyecanı ve coşkuyu biz duymuştuk! Peki ama şimdi o coşkuya ne olmuştu? Oysa ki 80'li yıllarda Galatasaray da diğer Türk takımları gibi, bugünleri hayal bile edemeyeceğimiz kadar sportif olarak gerideydi. Şimdi ise çok başarılıydık ama insanlar başarıyla daha da coşacağına, kendilerini adeta salmışlardı. Maç seçmeye başlamış, taraftar gibi değil de artık birer "seyirci" gibi maçları izlemeye başlamışlardı.


af54b4665f2c0542899c4e0yi4.jpg


Bir FotoMurat vardı


Kendisi Trabzonlu ama babası Ürdün'lüydü.. Ve o tam bir Galatasaray aşığıydı.. Kuruluşunda büyük emeği geçtiği ultrAslan'ın bütün tribün fotoğraflarını o çekerdi.. Kanser denilen illet, "Hayatımın en mutlu 4 senesini ultrAslan'la yaşadım" diyen Murat Elsaleh'i 24 yaşında çok sevdiği Galatasaray'dan koparırken, geride de anıları kaldı.. Yakın arkadaşı Kayhan Berberoğlu "Foto Murat"ı işte bu duygularla anlattı:
1980 yılının bir sonbahar gününde, yeşilin bin tonunu koynunda barındıran Trabzon'da doğar Murat. Soyadına bakıp "Senin neren Karadenizli?" diye soranlara "Ne o, Arap şeyhliğini yakıştıramadın mı?" derdi. Evet, Murat baba tarafından Ürdün'lüydü ama "Ben Trabzonluyum daa" diye de eklerdi. İlkokul, ortaokul ve liseyi Trabzon'da okumuştu Murat. Sonra İstanbul'da Yıldız Teknik Üniversitesi'ni kazanmıştı aynı benim gibi. O, Gemi İnşaatı Mühendisi olacaktı ben de bildiğiniz İnşaat Mühendisi.. Galatasaray'a, futbola, fotoğrafa, sinemaya, Türk filmlerine, Türkan Şoray'a, Orhan Gencebay'a, Sadri Alışık'a, eski 45 liklere, eski arabalara aşıktı. Galatasaray'a olan aşkımızdan başka ortak özelliğimiz pek yoktu... ultrAslan içindeki çalışmalarımızda samimiyetimiz arttı, sonra da ev arkadaşı olduk zaten. Benim Rizeli, O'nun Trabzonlu olması iki inatçı Karadenizliyi sürekli didişmeye ***ürse de birbirimizi bir o kadar da seviyorduk. Çünkü biz Galatasaraylıydık! ultrAslan-Uni'nin kurulumunda Murat'ın da emeği çoktu. Zaten deplasmandı, amatör sporlardı demeden her yere beraber giderdik.. Bütün tribün fotoğraflarını O çekerdi. Alpaslan ağabey O'na "Foto Murat" lakabını takmıştı. Sonradan o eski model fotoğraf makinesiyle işkence çekmesine dayanamayıp yeni bir makine almıştık. Çocuklar gibi sevinmişti. Kaldığımız ev dernek gibi kullanıldığı sırada evde yaptığımız sopalı pankartların en güzelleri O'nun tarafından çizilirdi. Murat meğer çok önceden yakalanmış lanet kanser hastalığına. Önce o upuzun saçları dökülüverdi. Tedavi gördü, iyileşti sandık. Sonra KTU Tıp Fakültesi Onkoloji bölümünde yattı uzun süre. En bitkin anında bile söylediği tek şey vardı;Hayatının en mutlu 4 senesini bizlerle yani ultrAslan ile tanıştıktan sonra yaşamıştı.6 Nisan 2004'te kaybettik kardeşimizi. Ama o bizim için ölmedi. Ruhu hala bizlerle birlikte ve bizler tribünlerde olduğumuz sürece de o ruhu yaşatacağız. Diğer vefat eden kardeşlerimizi yaşattığımız gibi.

* * *

ultrAslan'ın şehitleri sadece "Foto Murat"la sınırlı değil.. Beykent Üniversitesi öğrencisi Salih Kayıkçı 5 yıl çektiği akciğer rahatsızlığının kansere dönüşmesi sonucu 16 Haziran 2006'da vefat ederken, Celal Bayar Üniversitesi öğrencisi Gürkan Ersoy ise 18 Ekim 2006'da PSV maçına gelirken Susurluk yakınlarında geçirdiği trafik kazasında hayata gözlerini yummuş..


Cehenneme hoşgeldin Fenerbahçe

Kadıköy'de oynanacak olan Fenerbahçe-Galatasaray maçı için Maraton Tribünü'nün bir bölümü Galatasaray taraftarına ayrılmıştı ama daha önce Kaç bin bilet istiyorsanız verelim" diyen Fenerbahçeli yöneticiler yoğun talep karşısında şaşırmış ve 1900 biletle işi kurtarmaya çalışmıştı. Aslında Kadıköy'de yıllarca yaşanan cinnet ortamı futbolun spor olmaktan çıkmasını, normal futbol izleyicisinin değil bir çok gazetecinin bile Kadıköy'e gitmek isteğinİ engelliyordu.. Ama Galatasaray taraftarını üç ay önce yani 7 Şubat 2001 tarihinde yine Kadıköy'de oynanan ve 4-4 biten Türkiye Kupası maçında hiçbir şey engelleyememişti. Zira adını 3 Şubat'ta almış olan ultrAslan henüz 4 günlük olan ismiyle birilerini sıkıntıya sokmuştu. Çünkü ultrAslan statta kendine ayrılan yer için daha fazla bilet talebinde bulunuyordu. Bu biletler verilmeyince de yan tribünden bilet alan Galatasaray taraftarları kendilerine ayrılan bölüme geçip sımsıkı bir birlik oluşturuyorlardı. İşte 6 Mayıs'taki maçta da bu tehlikeyi sezen Fenerbahçe yönetimi "Alın size fazla yer ve fazla bilet" diyemiyordu. ultrAslan kimliğine bürünmüş Galatasaray taraftarını engellemek kimsenin haddine değildi ancak yine de tüm fazladan bilet bulma uğraşları pek fazla işe yaramamıştı, Fenerbahçeliler biletleri adeta gömmüşlerdi. Ali Sami Yen'de toplanıp otobüslerle Kadıköy'e geçen 1900 ultrAslan stada geldiğinde saçma sapan şeylerle karşılaştı. Örneğin ultrAslanların tribüne giriş bölümü yarım metre lağım suyuyla kaplıydı. 1900 kişi yaklaşık iki saat o suların içerisinde bekletilip tribüne bin bir güçlükle girerken, içerideki durum daha da rezaletti. Çünkü, tüm koltukların üzeri organize bir çalışma ile yumurta, çim, dışkı, çamur karışımı abukluklarla süslenmişti! İçeride su ve yiyecek satılmıyordu, tuvaletlerin kapıları ise kilitlenmişti. Sağ ve sol tribünlerde bulunan rakip taraftarların yukarıdan rahatlıkla attıkları sidik dolu torbalar, taşlar, şişeler ise durumu daha da şenlendiriyordu (!) Bir üzücü yan ise o zamanki bir Fenerbahçe yöneticisinin kulübü yöneteceğine bu tip ottan işleri bizzat yönetmesiydi! Tabii ultrAslan grubu o şahsa gereken cevabı bir sonraki lig maçında hazırlattığı 20 bin el ilanı ile verdi. Neticede yağan yağmur altında sesinin son perdesine kadar 90 dakika takımını destekleyen ultrAslanlar 2-1'lik mağlubiyetin verdiği üzüntüyü bir kenara bırakmış bir sonraki rövanş maçı için intikam planları hazırlamaya başlamıştı. Tezahürat bile hazırdı. Nitekim rövanş maçı geldiğinde stat içi ve stat çevresinde bir çok etkinlik (!) hazırlamak için girişimler yapılıyordu. Bu etkinliklerin iğrenç ve sağlığa uygun olmayanlarına tribün ağabeyleri engel olmaya çalışıyordu hatta kulüp yönetimi ise stat içinde rakip seyirci için hazırlanan tuzaklara rakip yöneticiler gibi çanak tutmuyor, bunları engelliyordu. O günlerde bu organizasyonları engelleyenlere ve daha çok kulüp yöneticilerine kırgınlık olmuştu ancak sonradan herkes bu tip saçmalıkların ancak Kadıköy'de yapılabileceği konusunda hem fikir olmuştu. Yine de ASY'ye gelen Fenerbahçe takımı, dışarıda binlerce ultrAslan'ın arasından geçerken bu Cehennem'in eskisinden daha farklı olduğunu anlıyordu. Stattaki atmosfer ise Fenerbahçeli futbolcuları adeta kilitlemiş, takımımız ise sahadan 2-0 galip çıkmıştı. Ve ultrAslan'ın bunda payı büyüktü.

KEREM USLUER 6 Mayıs 2001


Gazeteci gözüyle

ultrAslan'la gelen...

ultrAslan'ın öncelikle adından dolayı yadırgandığını biliyorum. Ama tribüne getirdiği kalite çabuk fark edildi ve taklitleri ortaya çıkmaya başladı. Bugün gerek Internet ortamında, gerekse tribünlerde görünen bazı hareketlerde ultrAslan'ın öncülüğünü yadsımak kolay olmaz. Taraftarlığı günümüz gerçeklerine uydurma yolunda atılmış en önemli adımdı ultrAslan hareketi... Bazılarınca kasıtlı olarak görmezden gelinen, hatta tamamen tersine çevrilen temel ilkeleri de çok önemliydi: Asla kulüpten ve yönetimlerden birşey istememek. Tam tersine, her zaman kendileri bir şeyler verebilmek için çaba göstermek. ultrAslan hareketi Sarı Kırmızılı tribünlere önce görsel bir güzellik getirdi ama ultrAslan'ın yaptığı işler arasında en heyecan verici olanlardan biri, Sarı Kırmızılı takımın 2001 yılında oynayacağı Real Madrid maçı öncesindeki Beşiktaş maçının ertelenmesiyle ilgili çalışmaydı. Orada yayınlanan bilgileri futbol yorumcularının yüzde 90'ı ilk kez görüyorlardı. Galatasaray, sadece kendisi için değil, daha çok ülkesi için büyük bir misyon üstlenmişti. Bunun anlamı da Şampiyonlar Ligi'ne 3, UEFA'ya da 4 takımla katılma kapısının açılmasıydı. Bildiğiniz gibi, maç ertelenmedi. Galatasaray önce Beşiktaş'ı 2-0, ardından Real Madrid'i 3-2 yendi. Ama ne yazık ki asıl hedefe ulaşılamadı. Türkiye şu anda bile hala aynı noktada ve ultrAslan'ın o dönemde yaptığı çalışma geçerliliğini hala koruyor... Daha pek çok işin yapıldığını biliyorum. Ama bu çalışma, Dünyada bu konuda bizden çok çok önde olan bazı ülkelerin taraftar hareketlerine bile örnek olabilecek kadar büyük önem taşıyor.

Ahmet ÇAKIR


Kaynak : TAKVIM - Bir FotoMurat vard
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
ultrAslan Yazı Dizisi (2-3)

3.Gün 17.01.2007

37b0126922428846855b202nt7.jpg


3. Boğaz köprüsü savaşı


Türkiye, Galatasaray ile Fenerbahçe taraftarları arasında Boğaz Köprüsü'nde yaşanan "Bayrak asma kriziyle" geçen yılın Hazıran ayında tanıştı. Ancak iki taraftar grubu arasındaki ilk çekişme değildi bu.. 2002'de Galatasaray'ın şampiyonluğunda köprüye asılan bayrağı Fenerliler indirmiş, bir sonraki sezonda da Sarı-Lacivertlilerin şampiyonluğunda bu kez intikam sırası Galatasaraylılar'a gelmişti....



Birkaç sene önce Galatasaray şampiyon olduğunda artık gelenekselleşmiş olduğu üzere Boğaz Köprüsü'ne Galatasaray Bayrağı asılmıştı. Ancak bu bayrak bazı Fenerbahçeli taraftarlar tarafından, ipleri kesilmek suretiyle, indirilmişti. Tabii kimsenin aklına koskoca Boğaz Köprüsü'nde herhangi bir terör olayı(!) olabileceği gelmediği için o zaman önlem alınmamıştı... Ve o bayrak çok rahat biçimde kesilmişti. Neticede o bayrak yeniden asılmıştı ama bu sefer önlem de alınmıştı. Bir sene sonra Fenerbahçe şampiyon olduğunda köprüye bu sefer de Fenerbahçe bayrağı asılmış ama bu kez başında vardiyalı olarak bir polis memuru nöbetçi kalmıştı.Ancak ultrAslanların Fenerbahçe bayrağına misilleme yapıp indirmelerine polisin nöbet tutması da yeterli olmamıştı.Sonraki sene Fenerbahçe yine şampiyon olduğunda köprüye bayrak asılmamıştı. Geçen sezon sonunda Galatasaray şampiyon oldu ve kulüp Valilikten 15 günlük bir izin alarak köprüye büyük bir Galatasaray bayrağı astı. Beş gün sonra bu bayrak bir grup Fenerbahçeli tarafından indirildi. Çünkü her hangi bir koruma yoktu. Bayrağı indirenler yakalandı ama yakalananlar savcılıkça serbest bırakıldı hatta bu işi yapanlar basın önünde şov yaptı. Bayrak ise sabah yeniden asıldı.Ancak aynı gün, hem de yaşlı başlı iki kişi, reklamın ucuz olduğunu gördükleri için ellerinde çakı ile köprüye gittiler, uzun müddet uğraştıkları için bayrağa bir şey yapamadan tesadüfen(!) yakalandılar. Ama hemen serbest bırakıldılar. Bir sonraki gece ise daha beter bir şey oluyordu. Zira bu sefer Galatasaray bayrağı molotof kokteylleri ile yakılıyordu. Kulüp her defasında yeni bayrak asacağını deklare ediyordu ama ultrAslanlar için artık hareket zamanıydı. Yaklaşıp 150 kişilik bir grup otobüsle köprü üzerine geliyor, köprünün tam ortasında otobüsten inerek yolları tıkıyor, tezahürat yapmaya başlıyor, getirdikleri Galatasaray bayrağını köprüye asıyor ama bir yanda da ellerindeki Fenerbahçe bayrağını medyanın gözü önünde yakıyorlardı. Köprüye yeniden asılan bayrak 3-4 gün daha orada kalıyor ve daha sonra izin süresi bittiği için kaldırılıyordu.

MERİÇ TUNCA


Gazeteci gözüyle


Ali Sami Yen ultrAslan'la güzel


Denizli maçı başlamak üzere, kapalı tribünün çatısında bazı gençler görüyorum. Ellerindeki sarı-kırmızı büyük bir kütleyi kuvvetli rüzgarda aşağı sallandırmaya uğraşıyorlar. önce 'M' harfi ve '1' rakamının ucu ortaya çıkıyor. Saniyeler geçtikçe Galatasaray'ın gerçek kimliği parçalı dev sarı-kırmızı forma olduğu anlaşılan kütle yavaş yavaş indiriliyor. Ortaya ölümsüz bir aşkın sonucu dev, palavradan değil gerçekten, 10 numaralı Metin Oktay forması çıkıyor. G.Saray kapalısının dörtte birini kaplıyor ve maç başladıktan sonra toplanıyor. Futbolcular 2'nci yarı için çıkarken Metin Oktay çatıdan indiriliyor ama bu kez yanında ikiz kardeşi 10 numaralı Hagi forması da var. Tünelden çıkan futbolcular olağanüstü tablo ile karşılaşıyorlar. Kapalı tribünün yarısını tepeden tırnağa örten iki Galatasaraylı ilahın formaları ASY'i selamlamaktadır. Çoğunun damarlarındaki kanın çekildiğini tahmin ediyorum, tıpkı tribünlerdeki binler gibi. Her şeyin tersini söylemenin erdem olduğunu sanan bilmişlerin '10 numarayı kaldırmak ahmaklıktır' çıkışı hak ettiği cevabı aslında Denizli maçında aldı. 10 no'lu formanın giyilmemesini ilk kez nisan ayında ultrAslan'lar önerdi. Ben de bu güzel jesti destekleyen yazılar yazdım. Galatasaray Yönetim Kurulu da gerekeni yaparak 10 numarayı müzeye kaldırdı. Büyük aşklarda akılcılık aranmaz! Galatasaraylıların Metin Oktay ve Hagi aşkları, formaları giymemenin pratik sonuçlarını düşünmeyecek kadar ulvidir. Galatasaray'da 'Ultralar' değil, Türkiye'nin farklı taraftar oluşumu 'ultrAslan' vardır. Yarattıkları ortam için ellerine sağlık!

Ömer Ural KÜKNER (20 Ağustos 2001)


Bir ultraslan'ın anısı


Otobüsün külüstürü de hiç mi hiç çekilmiyor!

Kasım ayının sonlarına doğru sıcak bir İzmir tatili olarak düşünebilceğimiz Altay maçına gitmek üzere Ali Sami Yen'de toplandık. Saatlerce süren bekleyiş sonunda İzmir'e gidil(e)meyeceğini öğrendiğimizde büyük burukluk yaşamıştık. Bizler o zamanlar ultrAslan- UNI'nin kemik grubu olarak o maça da iyi organize olmuştuk. 30 kişi kadar vardık. Kötü haberi alınca herkes bir şekilde dağıldı. Biz de Kayhan, Sertaç, Kurti ve rahmetli Murat ile Sami Yen'den ayrıldık. Okan'lar da Fırtına'larla beraber bir grup Taksim'e gittiler. Sonradan biz 5 kişi gaz olduk "İlla gideceğiz" dedik. Herkes ceplerine baktı fazla para, pul yoktu. Maç bayram tatiline geldiği için otobüslerde de yer yoktu. Ama takmıştık kafaya bir kere, bastık Hareme gittik. Evet, otobüslerin hepsi doluydu. Tam umudumuzu yitirmişken 'İzmir, İzmir hemen kalkıyor... AYAKTA!..' diye bağıran sesi ilk duyduğumuzda şok olmuştuk. Ama bizi ilgilendiren kısmı İzmir'di. Ve kendimizi otobüsün içinde bulduk. Otobüs çok eskiydi. Bizden başka da ayakta yolcusu vardı... Arka kapının merdivenlerine yanaştık, 5 kişi oraya nasıl sığdıysak yerleştik. Tesadüfen otobüste Erzurum Atatürk Üniversitesinden bir arkadaşla tanıştık. Meğer O da ultrAslan-UNI üyesiymiş. Otobüs Gemlik taraflarında arızalandı. Daha otobüse binerken rahmetlinin sözleri aklıma geldi "Bu külüstürle hiçbir yere gidemeyiz." Bir süre sonra Susurluk'ta molaya durduk. O sırada tribünümüzden Sezgin abi, Sinan ve Çiço yanımıza geldiler. Başka bir otobüsten de Özkan Abi indi, ortam iyice şenlendi. Meğer onlar da münferit hareket etmişler. Çiço otobüsü görür görmez lafı yapıştırdı "Bu otobüsle zor gelirsiniz." O anda bizim otobüs stop etti. Zoraki çalıştırdılar. 7 km.'yi bir saatte gittik! Ve otobüs tak dedi, durdu orta yerde. Bir saat başka araç bekledik, tesadüfen gelen bir midibüs'e atladık Balıkesir'e geldik... Balıkesir'den ilk otobüsün bir buçuk saat sonra kalkacağını öğrendik, neticede toplam 15 saat yol yapıp İzmir'e ulaştık. "Geliyoruz, bizi alın" diye İzmir'li ultrAslanları aradık. Buluşma yerine gittiğimizde karşımıza bizim Taksim'e giden ekibi bulduk! Onlar da gece altı kişi ve bir de davul atlamışlar bir arabaya. Artık nasıl sığdılarsa!.. Ardından Ahmet de karşımıza çıkmaz mı, adam bizden beter otostopla gelmiş. Maçımıza gittik, galip geldik. Tribünler de süperdi. Dönüş yolunda çektiklerimiz de pek farklı değildi. Ama bizim açımızdan Galatasaray'ımız uğruna çıktığımız dört dörtlük bir deplasmandı diyebiliriz.

GÖKHAN EVLİYA ERMİŞ

b4ef950b81601347b255586lk6.jpg


Ultra Kavramının Sırrı

Bilindiği gibi "Ultras", aslında Avrupa'da başlamış ve giderek yayılmış uluslararası bir taraftar hareketi. Ultras hareketi, takımına duyduğu bağlılığı oldukça radikal bir temelde kavrayan bir akım. Yeni Oluşum'un elbette, başlangıçta kendisine koyduğu hedefler arasında bu düzeyde bir radikallik söz konusu değildi. Dahası, hedefi "sadece kulübünü desteklemek" olan bir taraftar hareketinin holiganizmi desteklemesi elbette söz konusu olamazdı. Ancak, "Onurlu ve gururlu bir taraftar grubu" olabilmenin yolu gerçek bir grup olarak davranmaktan geçiyordu. İşte ultrAslan, bu vurguyu güçlendirmek açısından seçilmişti. Ayrıca Türkiye'de ilk kez "Ultras" hareketinin bağımsız bir devamı olarak ismiyle boy gösterecekti. Dahası, hareketin yeniliğini göstermesi açısından da doğru bir isim bulunmuştu. İsimdeki "Aslan" vurgusu da tribünlerin "Alamet-i farikası" olan bu soylu "Kral"ın adını kullanmaktan vazgeçilemeyeceğini de göstererek olumlu bir adımı işaret ediyordu... Ve elbetteki Büyük Kaptan Aslan Nihat'ın (Bekdik) da ruhu şad ediliyordu. İkinci toplantıda ayrıca kuruluş sürecinin yükünü taşımak üzere toplantıyı düzenleyen ekibin tümünün katıldığı geçici bir yönetim kurulu oluşturuldu. Ve 29 Mart 2001'de, Ali Sami Yen Stadı'nın karşısındaki Park Cafe'de genişletilmiş bir 3. toplantı kararı alındı.


b1cbebbca00040408ce06e2fd6.jpg


ultrAslan'ın alt grupları

ultrAslan BEST
Kapalı tribündeki tezahürat üretim merkezidir. Bir çalışma grubudur..

ultrAslan CURVA
Eksi Açık'ta konuşlanan bir grup efendi gençtir. Daha çok ailelerinin izniyle maça gelen ve ortama alışmaya çalışanları pişiren gruptur.

ultrAslan ÖLÜMÜNE
Kapalı tribünün daha çok Anadolu yakasında ikamet eden arkadaş grubudur.

ultrAslan HELL
Eski Açık'ta konuşlanmış ve daha çok sosyal etkinlikleri ile tanınan bir gruptur.
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
ultrAslan Yazı Dizisi (4)

4.Gün 18.01.2007

Yardımda da şampiyon

Türkiye'nin en büyük taraftar gruplarından biri olan ultrAslan, eğitime verdiği katkıyla gönüllere taht kurdu. Okullara defter, kitap, kalem gibi kırtasiye malzemeleri ***üren efsane grup, son olarak Metin Oktay İlköğretim Okulu'nun öğrencilerine verdiği destekle bir kez daha ön plana çıktı.


***

Defter, kitap ultrAslan'dan

Metin Oktay... O, Galatasaray tarihinin en büyük sembol isimlerinden biri. Bir gün Ankara'dan ultrAslan yöneticilerine bir telefon gelir; "Burada bir okul var... Adı Metin Oktay... Ama okulun yardıma ihtiyacı var.." O an kollar sıvanır. Okula hem kırtasiye yardımı yapılır, hem de duvarları boyanır.

UltrAslan tribün liderlerine 2 seneönce Ankara'dan bir telefon gelir... "Burada bir okul var. İsmi Metin Oktay İlköğretim Okulu... Okul çok güzel ve büyük... Devlet tarafından yaptırılmış... Ama öğrencileri fakir aile çocukları.. Çünkü okul fakir bir semtte... Buraya yardım etmemiz lazım." Hemen harekete geçilir... İlk etapta iki araba dolusu Galatasaray logolu kırtasiye, diş fırçaları ve toplanan kitaplar gönderilir Ankara'ya. Okul çok büyüktür ama toplasan okulda 350- 400 kadar öğrenci vardır... Hepsi birer çiçek... Nur yüzlü çocuklar... Okulun bahçesinde ultrAslan heyetini görünce başlarlar bağırmaya: "RE RE RE RA RA RA GASSARAY GASSARAY CİM BOM BOM.." Belki içlerinde başka takım taraftarları da vardı... Ama onlar da Cim Bom Bom diye bağırıyolardı... Gönülden... Okul Müdürü çok babacan bir insandır. Onunla konuşulur ve okulun eksikleri öğrenilir. Sonra okulun dış cephe boyası yapılması gerekli olur. ultrAslanlar hem boya temininde bulundukları gibi, hem de işin işçilik kısmını da halleder ve baştan aşağı okulu boyatırlar. Bu arada okulun ön cephesine dev bir Metin Oktay posterini çerçeveletip asarlar... Hiç çekmez elini ultrAslan, Taçsız Kral'ın adını taşıyan bu okuldan... Okuldaki çocuklara spor malzemeleri lazım olur... Hallederler... Daha sonra okul futbol takımına şortundan, tozluğuna kadar bir forma yaptırırlar... Önünde ultrAslan yazan. Okul takımına ciddi bir antrenör bulunur, maaşını da ultrAslan öder... Bu arada elleri başka okullara da uzanmıştır ultrAslan'ın.. Samsun'da bir köy okulunun yanısıra İstanbul'da bir başka okula da kitap ve kırtasiye yardımı göndermişlerdir. Hatta bazı cezaevlerine, kütüphane kurmak için bir organizasyon bile başlatılmıştır.. Şimdi ise yine hummalı bir faaliyet vardır ultrAslan içerisinde. Metin Oktay İlköğretim Okulu'na kitap, kırtasiye ve giyecek kampanyası başlatmışlardır. Bir de mail adresi açmışlardır bu konuda yardım etmek isteyenler olabilir düşüncesiyle: [email protected]

MERİÇ TUNCA


74844d60d979ff4594f721dbm5.jpg


Sıkıntı yerini coşkuya bıraktı

Evet ultrAslan, tribüne çok hızlı bir giriş gerçekleştirmiş, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde oynana Deportivo La Coruna maçında "Dev Kalp" tasarımlı "Only You" bayrağıyla büyük ve ilk şovunu yapmıştı. Ama ultrAslan'ın en anlamlı (futbolu da aşan) gerçek etkinliğinin, hiç umulmayan bir alanda, basketbolda olduğunu pek kimse bilmez. 3 Şubat'taki 2. toplantıdan birkaç gün sonra müthiş bir iletişim zinciriyle Ahmet Cömert Spor Salonu dibine kadar dolduruldu. İlk gidilen maçta basketbolcuların şaşkınlığı ve sevinci görülmeye değerdi. Zira o güne kadar basketbol maçlarına 50-100 kişi giderken birdenbire 2 bin kişiyi tribünlerde görmeleri basketbolcuları çok heyecanlandırır. Bu destek basket takımına itici güç olur. O zamana kadar küme düşmesinden bahsedilen basketbol takımı, binlerce kişilik ultrAslan desteğiyle inanılmaz bir performans sergileyerek tehlike sınırından çıktığı gibi, play-off'a kalır ve ardından da çeyrek finale yükselir. Elendiği takımın Türkiye şampiyonu olması, takım-taraftar bütünleşmesinin varabileceği noktaya çok güzel örnekler..

Park Cafe'de genişletilmiş toplantı

Kurucular Kurulu'na verilen kontenjan referanslarıyla 29 Mart 2001'de Park Cafe'de yapılan 350 kişilik geniş katılımlı toplantı, ultrAslan felsefesinin ayrıntılı bir biçimde tartışıldığı ve geleceğe yönelik önemli kararların ortaya çıktığı coşkulu bir başlangıç noktası olur. Toplantıya Kapalı'da yer alan tüm arkadaş grupları katılır. Ayrıca Numaralı ve Açık tribünden de katılımlar olur.. Salonda esen coşkulu hava, yeni başlangıcın gerçekten enerjik olacağını gösterir. Toplantıya katılanlar arasında Fatih Altaylı ve Kenan Doğulu gibi tanınmış isimler de göze çarpar. ultrAslan, bu tarihten sonra internette daha kapsamlı bir hareket başlatır ve ultrAslan | Bağımsız Taraftar Oluşumu sitesini kurar.

Sorular ve sorunlar

Bütün bu kuruluş dönemi boyunca, başlangıçta özlenen ve beklenen grup olma ruhu oluştu mu? Bu soruya hemen "Evet" yanıtı vermek veya kestirmeden "Hayır" demek elbetteki çok güçtür. Önceki yıllara göre çok büyük adımlar atılmış durumdaydı. İnsanlar artık birbirlerini daha iyi tanıyorlardı. Ve kaynaşıyorlardı. Önemli sıkıntılar yerini coşkuya bırakmıştı. Bu aslında çok önemli bir adımdı. Ancak ultrAslan'ı zorlayan bazı problemler varlığını sürdürüyordu. Maddi problem bunlardan birincisiydi...


Gazeteci gözüyle
Duyarlı aslanlar

Futbol aşkı, dünyada her dile çevrilen aşktır. Gönül verdiği renklerin temsilcisi olmak da, bu ülkedeki en ağır işçilik. Çünkü futbolun kalbidir taraftar. Hele tribünlere hükmeden ve maçı kazanmayı sağlayan gücün temsilcisi olanlar için. ultrAslan'ın bir özelliği var. Diğer takımlardaki taraftar grupları bütünün parçalarını oluştururken, onlar Galatasaray'daki tribün bütünlüğün kayıtsız şartsız temsilcisi. Futbol dışında da eylemleri var. Metin Oktay okulu için başlatılan kampanya bir harika. Metin Oktay denince, benim için akan sular durur. İnternet'teki çocuk pornosuna karşı yapılan ekran karartma eylemi, ultrAslan'ın sadece tribünlerde değil, toplumsal olaylarda da, ne kadar duyarlı olduğunun resmidir. Bu ülkenin her zaman"kardeş resimlere" ihtiyacı var. Çünkü futbol kadar, toplumu birarada tutan başka güç yoktur. Futbol aşkı, dünyada her dile çevrilen aşksa, o aşkın maestroları da, tribünleri yönetenlerdir. Düşmanın bile hapşırsa, "Çok yaşa"demek, futbolun da, taraftarlığın da şanındandır.
(Hakkı Yalçın)


Bir ultraslan'ın anısı
Beş dedik, 38 kişi gittik!

2001-02 sezonu ligin sonlarına doğru bizim kemik tayfa dernekte oturuyoruz.. Son anda olan organizasyon eksiklerinden otobüsle Samsun'a gidilemeyeceğini öğrendik. Abilerimiz 20-30 kişi uçaktan yerlerini almışlar öyle gidecekler... Bu maç şampiyonluk yolunda çok önem arz ediyor. En son dayanamadık Sebahattin ağabeyi aradık. "Reis biz maça gelmek istiyoruz izin verirsen" dedik. "Kaç kişisiniz?" deyince, '4-5 kişiyiz" deyiverdik. "İyi, gelin" dedi. Biz hemen çalışmalara basladık, inanılmaz bir telefon trafigi. Mustafa, tanıdığı vasıtasıyla bir otobüs buldu. İki saat içinde tam 38 kişi hazırdı! Sami Yen'in orada otobüs bulamayan bir çok kişi olacağından otobüsü başka yerden kaldırdık. Saat 12.30 sularında yola çıktık. Otobüs tam bir makaraydı, eğlenceli yolculuk sonunda Samsun girişinde polis aramasında durdurulduk. Yolcu bölümünden bir şey çıkmadı.. Ama bagajdan otobüse ait bir ve bir de ekmek bıçağı çıkınca derdimizi anlatmaya çalıştık ama pek dinleyen olmadı. Uzun süre bizi orada tuttular... İşin garip yanı ertesi gün "Galatasaray otobüsünde sopalar bıçaklar çıktı" diye gazeteler haber de yapmıştı! Aranma noktasından Sebahattin Reisi arayıp geldiğimizi bildirdik. Bütün abiler bir yerde yemektelermiş. Sebahattin ağabeyin yanına gittik "Hoşgeldiniz kaç kişisiniz?" dedi. Tabi biz "38" deyince şaşırdı. Durumu anlattık. Reis önce haklı olarak kızdı, çünkü bize de sağolsun 4- 5 tane bilet aldırmış. 38 kişi gelince bilet sıkıntısı yaşandı. Ankaralı kardeşlerimiz de bir otobüs yapmışlar gelmişler. Özkan Abi de tek başına atlamış bir otobüse gelmiş. Yani tüm kafalar ordaydı diyebiliriz. Biz içeri erken girdik. Bize ayrılan tamamen doldu. Ama ağabeyler hala ortada yoktu. Tribün dolunca kapıları da kapattılar. Tabi abiler gelince ortalık karıştı. Uzun süre görevlilerle tartışma yaşandı. Ama kapılar açılmadı. Bu sefer ağabeylerin dışarıda olduğunu yaptığımız tezahüratla bazı kişilere hatırlattık! En sonunda açıldı kapı... Ama bir yöneticimiz stattan sorumlu polis müdürünün "Güvenlik sebebiyle tribün kapısını açtıramam" demesi üzerine "Eğer açtırmazsanız dışarıda kalan gruba hiç kimse hakim olamaz. Daha büyük sıkıntı yaşarsınız" demiş. İşte açılma sebebi buydu. İçeride hem kalabalıktan, hem de yan tribünle taşlaşma yüzünden bayağı bir sıkıntı yaşandı. Yan tribünlere saldırmaya başladık. Sabahattin abi araya girmese daha kötü şeyler olabilirdi. Radu'nun attığı o golle 1-0 maçı kazandık. İnanıyoruz ki şampiyonluk Samsun'da geldi. İyi ki oradaydık!.

Selçuk Tunceli


d1ef7e930c25bf47ba6a11avh4.jpg


ultrAslan'ın alt grupları

ultrAslan Parçalı
Kapalı tribünde fanzin çalışmalarını onlar yürütür. Çalışma grubudur. İçerisinde aşağı yukarı her gruptan arkadaşımız yer almaktadır.

ultrAslan uğruna
"Kapalı tribünün dinazorları" diyebileceğimiz yaşlardaki arkadaşlarımızdır


ultrAslan WEB- TEAM
www.ultraslan.com'u var eden, sürekli güncel halde tutabilmek için de gece gündüz demeden emek sarfeden çalışma grubumuzdur.

ultrAslan Radyo
G.Saray TV ve radyo hala açılamadı. Ama "Radyo ultrAslan 190.5" üç yıldır bu grubun gayretleriyle Internetten yayın yapıyor.
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
ultrAslan Yazı Dizisi (5)

5.Gün 19.01.2007

Bir ultrAslan'ın anısı.

İnönü'de ayran savaşı...

Beşiktaş ile nefes nefese bir şampiyonluk yarışı sürdürüyoruz. O hafta da İnönü Stadı'nda kozlarımızı paylaşacağız. Maçı kazanırsak mutlu sona yaklaşmış olacağız... Ama beraberlik Beşiktaş'a yarıyor. Gece saat 23.00 civarında Dolmabahçe'ye doğru hareketlendik. Stadın oraya geldiğimizde gece karanlığında eski açık ve kapalıya dönen köşede birikmiş olan binlerce kişiyi gördüğümüzde şok olduk diyebilirim. Defalarca maç için sabahladığımız halde, bu kadar çok insanı hem de o saatte ilk defa görüyorduk. Bizim sayımız herhalde 5 bin kadardı ama Beşiktaşlılar da kapalının yanında takılıyorlardı. Muhtemelen onlar da bizim kadar vardı. İşin güzel tarafı insanlar birbirleriyle kavga etmiyor, hatta sohbet ediyorlardı. Ama Maçka tarafında ise kıyamet kopuyordu. Tribün grupları birbirine girmiş, çok sayıda insan yaralanmıştı. Sonunda kapalının ortasında bize ayrılan bölümün en üstünde yerimizi aldık ve vakit geçsin diye sohbet etmeye başladık. Ama sırf sohbetle vakit geçmiyor ki, illa hareket lazım! Beşiktaşlılar da sıkılmış olacaklar ki, karşılıklı atışmalar yerini pet şişe ve bilumum ıvır zıvıra bıraktığında gayet neşelenmiştik! Çünkü üst taraftaydık, bize bir şey gelmiyordu. Ya da biz öyle sanıyorduk! Bir anda yanımdaki arkadaşımın kafasına bir ayran kutusu isabet edince ben de nasibimi aldım. Neyse ki, ayranı severim! Tuvalete temizlenmek için gittiğimde, her iki taraftan da onlarca kişinin birbirine bakıp güldüğünü ve temizlenmeye çalıştığını gördüm. Maç başladı. Rambo Yusuf'un (Altıntaş) uzaktan attığı golle 1-0 öne geçmiştik. Yer yerinden oynuyordu. Çünkü bu sonuç bizi şampiyonluğa koşturacaktı. Ama maçın ikici yarısının başlarında oyuna giren Beşiktaşlı Ziya, daha topla ilk buluşmasında kafa ile topu ağlarımıza gönderince dünya başımıza yıkıldı. Gol sonrası sağıma soluma baktığımda herkesin delikanlı gibi ağladığını gördüm. Ben ise... Neyse boş verin...
BURAK SAVUCU


Gazeteci gözüyle.

Eşkıya, şiddet yanlısı, serseri, küfürbaz vs.. vs.. Böyle suçluyor gazeteciler futbol taraftarlarını. Oysa gösteriyor ki taraftar sağduyusu; gazeteci kendilerine haksızlık yapıyor. Gazeteci, kansere yakalanan meslektaşına hala kin saçabilirken köşe yazılarından, taraftar kansere yakalanan arkadaşının tedavisini üstleniyor. Hem de gazeteciye göre en düşman olanı bile bu paydada buluşuyor. Gazetecinin düşmanlığı ise kanser bile dinlemiyor. Galatasaray taraftar organizasyonu ultrAslan, ABD'de lenf kanseri tedavisi gören bir Galatasaray taraftarı için kampanya yürütüyor. Soyadı gibi güzel olan gencecik Şafak Güzeller, Teksas'ta kanser tedavisini sürdürürken, ultrAslan İstanbul'da kampanya başlattı. Taraftar ortak panelinde de tüm kulüp taraftarları ultrAslan'ın insanlık dersine ortak oldu. Kampanyanın mimarı ultrAslan'ın yöneticilerine diyorum ki: Yönettiğim Haber Merkezi bundan böyle Şafak Güzeller için emrinize amededir... Ne gerekiyorsa yapalım, benden ne istiyorsanız yapalım ve Şafak'ı ne pahasına olursa olsun kurtaralım..
MURAT ONGUN Habertürk - 16.10.2006


9a0a789c7cde4742bd2eb94rd2.jpg


"Kapalı"yı bırak, "Eski açık"a bak

Kurucu üyelerin katkılarıyla ayakta duran bir taraftar oluşumu olarak, ultrAslan hala planladığı etkinlikleri gönül rahatlığıyla yapabilecek güce sahip değildi... Büyük bir heyecanla kurulmaya başlanan dernek merkezi, (1 Haziran 2001 itibarı ile Gayrettepe'de dernek merkezi olarak kullanılacak daire tutuldu. 17 Temmuz 2001 tarihinde ise Dernekler Masası tarafından "Genç Galatasaraylılar Derneği" adıyla tescillendi) hem kısa sürede oluşan enerjinin hemen tümünü almaya başladı, hem de oluşmaya başlayan bürokrasi yüzünden maddi bir süreklilik kaygısının ön plana getirilmesine yol açtı. Faaliyetlerden/projelerden bahseden ekip, birdenbire ödenecek depozitlerden, kiradan bahseder oldu. Üstelik bu sürecin uzun sürmesi, sanki ultrAslan'ı yönlendirenlerin başka hiçbir şey yapmadıkları gibi bir izlenim oluşmasına yol açtı. Yani taraftar için legal ortam pek de iyi olmamıştı sanki. ultrAslan'ın çok güzel bir adı vardı ve "Markası" da artık oluşmuştu. ultrAslan ismi ise T.C. Marka Tescil Bürosu tarafından tescil edilmiş durumdaydı. Bunu kullanabilme becerisi, belki de ultrAslan'ın ihtiyacı olduğu mali bağımsızlığın en önemli kanalı olacaktı. Bu konuda çalışmalara hız vermek gerekiyordu. Türkiye'de yaşanan ekonomik buhranın bunda mutlaka etkisi vardı ve bu gelir düzeyiyle, ultrAslan'ın kendine yarattığı bürokrasiyi ancak yaşatabileceği ortadaydı... Ama ultrAslan'ın sezon başında namının, gücünden daha önde gitmesinin getirdiği bir yenilik de oldu. Galatasaray Kapalısı'nın adı Başkan Faruk Süren yönetimince "ultrAslan Tribünü" olarak değiştirildi. Hatta o sezonki kombine kartların üzerine de "ultrAslan Tribünü" yazıldı. Bir taraftar grubu için tribüne adını vermek çok önemli bir gelişme olarak gösterilebilir. Hele Galatasaray gibi taraftarına pek önem vermeyen bir kulüp için! Yönetimin yaptığı böyle bir jestin kombine satışlarını artırmaya yönelik bir hesaba dayandığını görmemek elbetteki mümkün değil. Üstelik, paradoksal bir biçimde o tribünlerin adını ultrAslan koyup bir yandan da en pahalı fiyatı ve daha da kötüsü, o tribünlere "Koltuk numarası" koymak, başlangıçta haberi alarak sevinen birçok ultrAslan'ın hevesini kursağında bıraktı. Oysa ki, o sezon için düşünülen en temel şey, grup ruhunu oluşturacak en önemli adım, kapalı tribünün tamamının numarasız yapılması ve ücretinin düşük tutulması, taksitinin daha uzun vadeye yayılmasıydı. Bu konudaki beklentinin gerçekleştirilememesi, bir kısım ultrAslan'ın kapalıyı terk ederek eski açık tribüne gitmesine veya kombine alamamasına yol açtı. Aralarında üniversite öğrencilerinin çoğunlukta olduğu gençler de kapalıya gidemeyeceklerini açıkladılar. Tamamen maddolanaksızlıkların dayattığı bu kısmi taşınma, belki de eski açık tribünün de aktifleşmesine ve daha geniş katılımın sağlanmasına neden olacaktı. İlk maçlarda bunun işaretlerini görmek mümkündü.
YARIN: KAFALARDAKİ SORU İŞARETLERİ


ultrAslan KOORDİNATÖRLÜKLERİ

YURTİÇİ İL KOORDİNATÖRLÜKLERİ


* ADANA
* AFYON
* AĞRI
* AKSARAY
* AMASYA
* ANKARA
* ANTALYA
* ARTVİN
* AYDIN
* BALIKESİR
* BATMAN
* BAYBURT
* BİLECİK
* BOLU
* BURDUR
* BURSA
* ÇANAKKALE
* ÇORLU
* ÇORUM
* DENİZLİ
* DİYARBAKIR
* DÜZCE
* EDİRNE
* ELAZIĞ
* ERZURUM
* ESKİŞEHİR
* GAZİANTEP
* GİRESUN
* GÜMÜŞHANE
* HATAY
* IĞDIR
* ISPARTA
* İZMİR
* KAHRAMANMARAŞ
* KARABÜK
* KARAMAN
* KASTAMONU
* KAYSERİ
* KIRIKKALE
* KIRKLARELİ
* KIRŞEHİR
* KOCAELİ
* KONYA
* KÜTAHYA
* MALATYA
* MANİSA
* MARDİN
* MERSİN
* MUĞLA
* NEVŞEHİR
* NİĞDE
* ORDU
* RİZE
* SAKARYA
* SAMSUN
* SİNOP
* SİVAS
* ŞANLIURFA
* TEKİRDAĞ
* TOKAT
* UŞAK
* VAN
* YALOVA
* YOZGAT
* ZONGULDAK


YURTİÇİ İLÇE TEMSİLCİLİKLERİ

* Manavgat
* Alanya
* Side
* Söke
* Kuşadası
* Nazilli
* İnegöl
* Biga
* Gümüşyaka
* Kesan
* Nizip
* Yalvaç
* Ödemiş
* Tire
* Alaçatı
* Elbistan
* Gölcük
* Karamürsel
* Tavşanlı
* Akhisar
* Salihli
* Soma
* Turgutlu
* Bodrum
* Marmaris
* Fethiye
* Yatağan
* Akyazı
* Bafra
* Çarşamba
* Çerkezköy
* Muratlı
* Eşme
* Banaz
* Sorgun
* Devrek
* Krdz. Ereğli
* Bandırma
* Lüleburgaz
* Silivri
* ******
* İskenderun
* Antakya


SoN
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
Rakip Tribünlerden Görüşler

ultrAslan’dan birçok arkadaşım var

Tribün mücadelesi kapsamında, kapalı tribünün bağıran gruplar arasında ilk sırada yer alması gerekirken, ultrAslan bunu geçen sezon başaramamıştı. Fakat geriye dönüş yaptılar ve protestolarıyla kapalı tribünde yer almayı başardılar. Sonuçta onlar da bizim gibi tribün mücadelesi veriyorlar. Birbirimize rakip gruplar olduğumuz doğru. Ancak benim de ultrAslan’dan birçok arkadaşım var. Kendilerini yakından takip ediyorum ve mücadelelerinde başarılar diliyorum.

ALEN MARKARYAN Çarşı Grubu liderlerinden...
=========================================

Tribün şovunda biz daha iyiyiz!

ultrAslanlar ile her türlü dostluğumuz var. Onlar da bizim arkadaşımız. Ama tribün konusunda bize asla rakip olamazlar. Çünkü Genç F.Bahçeliler’in tribün şovunu herkes biliyor. Bu bakımdan bizimle başedemezler tribün konusunda. Ancak onun dışında olaya baktığımız zaman, hepimiz aynı amaç için varız.

SEFA GFB Derneği Lideri
=========================================

Bize çok yardımcı oluyorlar

Kurulma aşamalarından beri dikkatle takip ediyoruz. Özellikle manifestoları hoşumuza gitti. Taraftar olarak duruşları çok önemli. Bir ara ultrAslan isim hakkını kulübe devrettiler. Bütün tribünlerin sorunlarıyla ilgilenmeleri hoşumuza gidiyor. Bizim sorunlarımız onların sorunları gibi oluyor. Ali Sami Yen’e gittiğimizde maçlara girişlerde bize çok yardımcı oluyorlar.

YILMAZ ŞEN Sakarya Tatangalar Grubu Lideri
=========================================

Güzel bir simgesi, güzel bir duruşları var

ultrAslan deyince ilk önce Sabahattin ağabey, Yılmaz, Alpaslan, Savaş gibi arkadaşlarımız aklımıza geliyor. Dostluğu Anadolu’da özellikle Sabahattin Ağabey sağlamıştır. ultrAslan’ın güzel bir simgesi var ve güzel bir duruşları var. İstanbul’a gittiğimizde onlar bizi karşılar. Onlar geldiğinde de bizler onları karşılarız. Bize Ali Sami Yen’de çok yardımcı oluyorlar.

Ali İMDAT Ankaragücü Gecekondu Grubu Lideri
=========================================

Onlarla abi kardeş gibiyiz

Devamlı görüşüyoruz onlarla.. Bursa’ya geldiklerinde onlarla dostça dolaşıyoruz. Biz gittiğimizde bizi en iyi şekilde ağırlıyorlar. Sadece grup liderleri değil, gruptaki tüm insanlar birbiriyle görüşüyor. Abi kardeş gibiyiz. İnşallah bu dostluk bozulmaz.

SELİM KURTULAN Bursaspor Teksas Grubu Lideri
==================================

Yazılarla aramızda bağ oluştu

ultrAslanlar hakkında daha önceleri iyi şeyler düşünmüyorduk. Özellikle Göztepe
1.Lig’deyken İstanbul’da oynanan bir maçta otobüsümüz taşlanmış ve bazı tatsız olaylar yaşanmıştı. Fakat daha sonra internet sitelerinde bizim hakkımızda yazdıkları yazılarla aramızda samimiyet doğdu. Biz de onlara teşekkür etmiştik. Şu anda UltrAslan’la çok
iyi ilişkilerimiz var.

RIDVAN TEKİN Göztepe tribünlerinin lideri
==================================

Dostlardan oluşan bir grup

Sebahattin Ağabey’in ultrAslan’ın başında olması onlar için bir şans. Bu oluşum Galatasaray Kulubü için olmazsa olmazların başında geliyor. Yıllardır kurulmasını istediğimiz "Futbol Taraftarları Federasyonu" için gerekli çalışmaları beraber yapmayı ve bunun başında da Sebahattin Ağabey’i görmek istiyoruz. Üniversite ve il yapılanmaları, saygı ve sevgiye dayalı beraberlikleri çok kaliteli. Kendi kulüplerine gerek ürün, gerekse kombine bilet olayında yaptıklarını gıptayla izliyoruz. İnşaallah yeni statlarına bir an önce kavuşurlar. Onları yeni tribünlerinde görmek Türk Futbolu adına çok güzel olacak. Bizim için dostlardan oluşmuş güzel bir taraftar topluluğu, hepsine bu zorlu futbol arenasında başarılar diliyorum.

TURAN ÖZDEMİR Trabzon Gurbetçi Gençler Grubu Lideri
==================================

Tüm taraftar grupları onları örnek almalı

Gerek buradaki, gerekse yurt çapındaki oluşumlarının aktivitelerinin takdire şayan
olduğunu belirterek, tüm taraftar gruplarının onları örnek alması gerektiğini düşünüyorum. ultrAslan’larla burada olan ilişkilerimiz dostane bir şekilde, herhangi bir problemimiz yok.Onların duruşları, bizlerle olan ve destekleri Malatyaspor taraftarlarının da onlara sempatiyle bakmasına sebep oluyor.

Murat SOYSAL / Malatyaspor Derebeyleri Grubu Tribün lideri ==================================

*** YABANCI RAKİPLERDEN SEÇMELER ***

Liverpool’un Efsane KOP Tribününden John Mackin;

Bizler için artık çok önemli hatta bir mabed olan İstanbul’u bir kez daha görebilmek çok fantastik olacaktı.

Milan’ı yenerek Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olduğumuz Atatürk Olimpiyat Stadı’nda
çok saygı duyduğumuz Galatasaray’la karşılaşmak; tezahüratlarına, tribün şovlarına ve
takımlarına bağlılığıyla ünlü ultrAslanlar ile sohbet edebilmek mükemmel olacaktı.

ultrAslanlar ile Internet üzerinden başlamış olan sohbetimizi de dostluğa dönüştürmek için bir fırsat olacaktı bu maç... İstanbul’a geldiğimizde bizi kalabalık bir ultrAslan grubu bekliyordu.
Maçtan bir gün önce onlarla buluştuk saatlerce sohbet edip Türk mutfağının ne güzel yemeklerini tattık. Gerçek bir misafirperverlik örneği gösteren bu dotlarla daha sonraki yıllarda Liverpool’da da görüşebilmek ve onları misafir edebilmek ümidiyle ayrıldık.

Saygı duyulmayı hak edecek bir grup. Hepsine teşekkür ediyoruz.

*** YABANCI BASIN VE RAKİPLERDEN SEÇMELER ***

* Milanlı Paolo Maldini: "Beni kimse bu statta sadece 25.000 kişi olduğuna inandıramaz.."

* Edgar Davids: "Bizde böyle taraftar olsa hiçbir takım karşımızda duramaz.."

* P.Luigi Collina: "Bu Cehennemi çok seviyorum.."

* Bir İngiliz gazeteci: "Bir İngiliz’in isteyebileceği en son şey Ali Sami Yen’de maç yapmaktır."

* TF1 Fransız TV: "Paris, Ali Sami Yen cehenneminden nasıl çıkacak.."

* Corriera Della Sport: "Milan, dikkat et orası hala cehennem.."

* Berliner Morgenpost: "Futbolun sadece futbol olmadığını Ali Sami Yen Stadı’nda anladık.."

* Gazetta Della Sport İtalya-Almanya maçıyla ilgili olarak: Almanlar stadı Ali Sami Yen’e benzeyen bir atmosfere çevirdiler, bütün stat karnaval havasına büründü."
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
HAYDİ ABDİ İPEKÇİ’YE !

gslh_banvit3.jpg


Galatasaray LH Beko Basketbol Ligi Play-Off Yarı Final üçüncü maçında Banvit ile karşı karşıya gelecek. Abdi İpekçi Spor Salonu'ndaki mücadele 28 Mayıs Çarşamba günü saat 20.00'da başlayacak.

Biletler Satışta! / Maç Günü Salon Gişelerinde...
 

Black Mamba

Kıdemli Üye
22 Eyl 2012
2,056
0
İstanbul
B_20324_B_10846_b.jpg


Burak Yılmaz ile Sözleşme Yenilendi

fft104mm2290621.jpg


Galatasaray Sportif AŞ, profesyonel futbolcumuz Burak Yılmaz ile sözleşme yenilendiğini Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderdiği açıklamayla bildirdi. KAP’a gönderilen açıklamada şu ifadelere yer verildi.

Profesyonel futbolcumuz Burak Yılmaz'ın sözleşmesinin 2014-2015, 2015-2016 ve 2016-2017 sezonlarına ait mali şartları aşağıdaki gibi değiştirilmiş ve sözleşmesi 2017-2018 ve 2018-2019 sezonlarını kapsayacak şekilde uzatılmıştır.
 
Son düzenleme:
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.