Doğu Türkistan'a Destek Kulübü

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ᴄʀᴜᴇʟ

Özel Üye
24 Eyl 2013
4,423
56
Ahıska
THT Doğu Türkistan'a Destek Kulübü

hqdefault.jpg


T%C3%9CRKAV.jpg


AmjkYq.png

RAUN Hocama Teşekkürler..

THT Doğu Türkistan'a Destek Kulübüne Hoşgeldiniz

KURULUŞ TARİHİ : 09.05.2015

0wZgK9H.png


KURULUŞ AMACI :

Kulübümüzün kuruluş amacı Doğu Türkistan'da Sincan Uygur Özerk Bölgesinde Çin zulmü ve baskısı altında hayatlarını sürdürmeye çalışan Uygur Türklerine destek vermek ve onların sesini olabildiğince fazla kişiye duyurmaktır.
Doğu Türkistan'da Günümüze Kadar KATİL,KOMÜNİST Çin Hükümeti Tarafından Sadece Resmi Kayıtlara Göre 60 Milyon İnsan Katledilmiştir


0wZgK9H.png


Kulüp Kurucusu

The CrueL

Onursal Üyeler

'Black-VR 7
CaptainSalvador
'BozKurt
stokw
'AdrenaLiN

Üyeler

YalnizHackerr
'Marksman
ZillaWeb
'Ruling
CapoeiristaLeao
DeneyimsizDenek
Onderpants
Typo
Turk38Bjk
The KsM
TreDHACK
nicotein25
iyab2525
AhmetHalim
dogus0808
yasinhcrt
mandal3552
Wep
ahmetsoysal38
Dragon95
quespy
ZORRO28206
istekli
_RoC_
FenomenUstad
LuchadoR
ReHeL
AlinganPanda
NoStopBoys
MertDilek
chocolax
gfbali06
faro55

TOLGAand
AquieLL
ByLordG
PleaseAttackMeTR
yasin1348
SecuredEmrah
c0mpert0s
turkarmy29
NogayGokturk
BordoHacker27
mukaddim
TheUnStopped
StarGamer57
blackleonx
NamelessesMan
Gritty
BatteryLow
ZKY
agola
warofthe
Unqre
cimbomenes1905
1nciprofil
FhSteah
Khall
Ahmet Halim
white or black

0wZgK9H.png

 
Son düzenleme:

'DECCAL

Katılımcı Üye
18 May 2014
945
0
Beni ekle kardeşim ayrıca kulüp sayfasını da yenileyelim.
 

'RuLing

Kıdemli Üye
10 Şub 2015
2,734
0
Hadi İlK Yazı

Doğu Türkistan'daki bitmeyen Çin zulmü

Doğu Türkistan'dan son günlerde gelen toplu infaz haberleri Türk-İslam dünyasını derinden yaralamaktadır. Doğu Türkistan meselesi sadece Müslüman Uygur Türkleri'nin bir sorunu olarak görülmemeli ve bu mazlumlara vicdan sahibi insanlar sahip çıkmalıdır. Akıllı, cesur ve uzak görüşlü politikalarla Türkiye'nin de bu sorunun çözümünde önemli bir katkısı olacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır...

Bugün Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman Türkler, "Mao'nun Kızıl Çini"nde yaşananların tekrarını yaşamaktadırlar. Gençler sebepsiz yere tutuklanmakta, rejime karşı oldukları iddiası ile idama mahkum edilerek kurşuna dizilmekte, Müslümanların ibadetlerini topluca yapmaları engellenmekte, kazançları acımasız vergilerle ellerinden alınmakta, halk açlık tehlikesiyle ölümün eşiğinde yaşamakta, yanıbaşlarında yapılan nükleer denemelerle ölümcül hastalıklara yakalanmaktadır. Batılı ülkeler, Çin tarafından tüm dünya ile irtibatı özellikle kesilen bu topraklardaki insan hakları ihlallerini her zamanki gibi görmezlikten ve duymazlıktan gelmektedir.

Türk Vatandaşına Çin İşgali

Doğu Türkistanlı Müslüman Türkler, yaklaşık 250 yıldır Çin egemenliği altında yaşamaktalar. Çinliler, bir İslam toprağı olan Doğu Türkistan'a "kazanılmış topraklar" anlamına gelen "Sincang" adını koydular ve burayı kendi toprakları olarak tanımladılar. 1949 yılında Mao önderliğindeki komünistlerin Çin'in yönetimini ele geçirmelerinin ardından, Doğu Türkistan üzerindeki baskılar eskisine oranla daha da arttı. Komünist rejim politikası, asimile olmayı reddeden Müslümanlar'ın fiziksel olarak imha edilmesine yöneldi. Katledilen Müslüman sayısı korkunç boyutlara ulaştı. 1949-1952 yılları arasında 2 milyon 800 bin, 1952-1957 arasında 3 milyon 509 bin, 1958-1960 yılları arasında 6 milyon 700 bin, 1961-1965 yılları arasında 13 milyon 300 bin kişi ya Çin ordusu tarafından katledildiler ya da rejimin doğurduğu kıtlık sebebi ile ölüme terk edildiler. 1965'ten sonraki katliamlarla birlikte, öldürülen Doğu Türkistanlı sayısı 35 milyon gibi inanılmaz bir rakama ulaştı.

Halkın hayatta kalabilen bölümü ise büyük baskı ve işkencelere maruz bırakıldı. Doğu Türkistan'ın uzun süre sürgünde yaşayan merhum lideri İsa Yusuf Alptekin, Türkiye'de yayınlanan Doğu Türkistan Davası ve Unutulan Vatan Doğu Türkistan adlı kitaplarında söz konusu baskı ve işkenceleri ayrıntılarıyla anlatılır. Bu kitaplarda anlatılana göre, Doğu Türkistan'da halka uygulanan baskılar, Sırplar'ın Bosna'da Müslüman Boşnaklara veya Kosova'da Arnavut çoğunluğa uyguladıklarından farklı değildir. Ülkedeki Çin Mahkemeleri'nin "ceza" yöntemleri de son derece acımasız ve vahşidir. Diri diri toprağa gömmek, öldüresiye dövülen bir insanı çıplak halde karlarda yatırmak, iki bacağından iki ayrı öküze bağlanan bir insanı ikiye bölmek gibi "ceza"lar uygulanmıştır.

Köklü Bir Kültürü Yok Etmeye Yönelik Uygulamalar ve Asimilasyon

Çin yönetimi, 1949 yılından itibaren Müslümanları imha ederken bir yandan da bölgeye sistemli bir biçimde Çinli göçmen yerleştirdi. Çin hükümetinin 1953 yılında başlattığı bu kampanyanın etkisi son derece düşündürücüdür. 1953 yılında bölgede % 75 Müslüman, % 6 Çinli yaşarken bu oran 1982 yılında %53 Müslüman, % 40 Çinli olarak değişti. 1990 yılında yapılan nüfus sayımında ortaya çıkan % 40 Müslüman, % 53 Çinli nüfus oranı bölgedeki etnik temizliğin boyutlarını göstermesi açısından son derece önemlidir.

Günümüzde Uygurlar, köylerde oturmaya zorlanırken Çinliler şehirlere yerleştirilmektedir. Bu sebeple bazı şehirlerde Çinli nüfus yüzdesi %80'lere çıkmaktadır. Hedef, şehirlerde Çinliler'i çoğunluk haline getirmektir. Çin Hükümeti'nin Doğu Türkistanlılar'ı Çinliler'le evlendirmek için uyguladığı yöntemler ise bu asimilasyon çalışmalarının bir parçasıdır.

Bu arada Çin yönetimi, Doğu Türkistanlı Müslümanları nükleer denemelerinde kobay olarak kullanmıştır. Bölgede ilk olarak 16 Ekim 1964 tarihinde başlatılan nükleer denemelerin olumsuz etkileri yüzünden bölge insanları ölümcül hastalıklara yakalanmış, 20 bin özürlü çocuk dünyaya gelmiştir. Nükleer denemeler nedeniyle 210 bin civarında Müslüman ölmüş, binlercesi sakat kalmış, binlercesi de kansere yakalanmıştır.

Çin 1964'den günümüze kadar Doğu Türkistan topraklarında 50'ye yakın atom ve hidrojen bombası patlatmıştır. İsveçli uzmanlar, 1984 yılında yapılan yeraltı nükleer denemesinde 150 ton gücündeki bombanın rihter ölçeğiyle 8.8 büyüklüğünde yer sarsıntısına sebebiyet verdiğini tespit etmişlerdir.

Bebek Katliamı

Çin hükümeti , Doğu Türkistan'da Müslüman Türk nüfusunun artmasına engel olmak için , "doğum kontrolu kanunu"nu acımasızca uygulamaktadır. Bu kanuna göre şehirlerde oturanların 2 köylerde oturanların 3 ten fazla cocuk sahibi olmaları yasaktır. Bu yasağa uymuyanlar çok ağır cezalara çarptırılmaktadır. Geniş kırsal kesimlerde yasağa uymuyan kadınlara; hiçbir tedbir alınmadan toplu kürtaj operasyonları yapılmaktadır. Hamile kadınların karınlarındaki çocukları zorla çıkarılarak öldürülmektedir. Kural dışı doğan çocuklara isim verilmemekte, vatandaşlık hakkı tanınmamaktadır. Dini inaçları gereği, yönetimin bu konudaki yasaklarına karşı gelenler ise hapsedilmektedir. 1991 yılına Hoten vilayetinin Karakaş ilçesinde zorunlu kürtaja tabi tutulan annelerin sayısı 18.765'tir. Bu rakam ilçede anne adaylarının %49'unu teşkil eder. Doğum yasağını tam kontrol edebilmek için 1992'de bu bölgeye 432 Çinli memur tayin edilmiştir.

Nükleer Denemeler ve Doğu Türkistan'daki Kanser Vakalarındaki Artış

Çin'in en büyük nükleer merkezi vedeneme alanı Doğu Türkistan'dadır.Hükümet hiçbir koruyucu tedbir almaksızın, bölgede nükleer denemeler yapmaktadır.

1964'ten bu yana 11'i yeraltında olmak üzere bugüne kadar (bilinen) 46 nükleer deneme yapılmıştır.En son nükleer deneme ise 1996 yılının Ağustos ayı içinde gerçekleştirilmiştir.

Atom denemeleri sonucunda ; çevre kirlenmekte,tabiat ve ürünler tahrip olmakta, halk çeşitli hastalıklara yakalanmakta, çocuklar ise sakat doğmakta yada ölmektedir... Bu tehlike ve tehdit karşısında halk tamamen savunmasız ve korunmasızdır.Sebze ve meyve çeşitlerinde azalma ve radyoaktif etkiler görülmektedir.Nitekim; batı ülkelerinin Çin'den ithal ettikleri Doğu Türkistan'da üretilen kuru yemişlerde radyasyon tespit etmeleri üzerine Doğu Türkistan kaynaklı ürünlerin ithalini yasaklamaları, bunu bir kanıtıdır. Ayrıca Çin hükümeti hiç çekinmeden diğer ülkelerin nükleer artıklarını ve çöplerini ekonomik menfaat karşışığı kabul etmiş ve bu konuda antlaşmalar imzalamıştır. . (www.turan.tc)

1949 yılında Mao önderliğindeki komünistlerin Çin'in yönetimini ele geçirmelerinin ardından, Doğu Türkistan üzerindeki baskılar eskisine oranla daha da arttı. Komünist rejim politikası, asimile olmayı reddeden Müslümanlar'ın fiziksel olarak imha edilmesine yöneldi. Katledilen Müslüman sayısı korkunç boyutlara ulaştı. 1949-1952 yılları arasında 2 milyon 800 bin, 1952-1957 arasında 3 milyon 509 bin, 1958-1960 yılları arasında 6 milyon 700 bin, 1961-1965 yılları arasında 13 milyon 300 bin kişi ya Çin ordusu tarafından katledildiler ya da rejimin doğurduğu kıtlık sebebi ile ölüme terk edildiler. 1965'ten sonraki katliamlarla birlikte, katliamlar, salgın hastalıklar ve açlık gibi nedenlerden hayatını kaybeden Doğu Türkistanlı sayısı 35 milyon gibi inanılmaz bir rakama ulaşmıştı. Çin zulmu günümüzde tüm acımasızlığıyla devam ediyor...


"Herhangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk anaları daha Mustafa Kemaller doğurmayacak mı? Feyz milletindir, benim değildir" Mustafa Kemal Atatürk

Bugün Doğu Türkistan'da yaşanan zulmün nedeni Uygur Özerk bölgesinde yaşayan insanların Türk-İslam kimliğine sıkı sıkıya sarılmalarıdır. Bu yüzden Doğu Türkistan Davası, sadece Uygur halkının değil, başta Türkiye olmak üzere bu kimliği taşıyan tüm devletlerin davasıdır.

PERSPEKTİF

Maocuların Din Düşmanlığı

Lenin ve Stalin'in Çin'deki temsilcisi olarak sahneye çıkan Mao da dine karşı bir düşmanlık beslemiş ve bu yönde bir politika uygulamıştır.

Mao'nun iktidara gelmesiyle birlikte Çin'de dine ve dindarlara karşı büyük bir savaş başlatılmıştır. Bu savaş Lenin'in komünistlere gösterdiği yöntemle, yani "örtülü" olarak gerçekleşmiştir. Komünist parti, "kendi kendini yönetme hareketi" adı verilen bir politika uygulamaktadır. Bunun anlamı, bütün dini kurumların "kendini finanse eden, kendini yöneten ve kendini organize eden" bir 3'lü yapıya sahip olmasıdır. Görünüşte "din özgürlüğü" gibi duran bu politika, tamamen dini yok etmek amacına yönelik bir kampanya olarak uygulanmıştır. Ülke içindeki tüm dini kurum ve ibadethaneler devlet tarafından kurulan merkezi organizasyonlara bağlanmıştır. Kısa süre içinde de bu dini kurumlar "Maoizm propaganda merkezi" haline gelmiştir. Harry Wu isimli Çinli bir Hıristiyan, Amerikan Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu'na 16 Mart 2000 tarihinde verdiği ifadesinde, bunu şöyle anlatmaktadır:


Mao Tse-Tung, herhangi bir Çin vatandaşının Komünist Parti dışındaki bir otoriteye bağlanmasına izin vermediği için, Mao yönetiminde hükümet tarafından yönetilen bu merkezi din organizasyonları hiçbir dini faaliyette bulunmamıştır. Mao'nun Çin'i yönettiği 30 yıl boyunca, bu 3 "kendi-kendine hareketi" Çin Komünist Partisi ile birlikte dini yok etmek ve Komünist Parti ideolojisini yaymak için çalışmıştır. "Maoizm" Çin'in yasal dini, Mao'nun "Kızıl Kitabı" ise kutsal kitabı olmuştur.

Doğu Türkistan'daki Müslüman Uygur Türkleri veya Tibet'teki Budistler ise kanlı vahşet uygulamalarına hedef olmuşlar, Çin Komünist Partisi bu halkları hem nüfuslarını azaltarak hem de dini inançlarını yok ederek kontrol altına almaya çalışmıştır. Maoizm'in dine düşmanlığı, Mao'nun yolunu izleyen diğer komünist Asya rejimleri tarafından da sürdürülmüştür. Kamboçya'daki Kızıl Khmer rejimi, Kamboçya halkına karşı yürüttüğü soykırımda, ülkenin Müslüman azınlığı olan Çam topluluğuna özellikle zulüm uygulamıştır. "Komünizmin Kara Kitabı"'nda Kızıl Khmerler'in Çamlar'a karşı uyguladıkları vahşetten şöyle söz edilir:


1973'ten itibaren kurtarılmış bölgelerde camiler tahrip edildi ve ibadet yasaklandı. 1975'ten başlayarak bu önlemler yaygınlaştı. Kuran'lar yakılmak üzere toplandı, camiler ya başka amaçlarla kullanıldı ya da yıkıldı. Haziran'da 13 dindar Müslüman, bazıları ibadeti mitinge tercih etmiş olmaktan, bazıları ise dini nikah hakkına sahip olduklarını açıklamaktan dolayı idam edildi... Din adamları özellikle hedef alınarak öldürüldü. 1000 kadar hacının yalnızca 30 kadarı sağ kaldı. Diğer Kamboçyalılar'ın aksine Çamlar sık sık ayaklandı; bu ayaklanmalara misilleme Kızıl Khmerler çok sayıda katliam yaptılar. Kızıl Khmerler 1978 yılı ortasından itibaren birçok Çam topluluğunun, kadın ve çocuklar da dahil, sistematik biçimde soyunu tüketmeye koyuldu.

Arnavutluk

Maoculuğun din düşmanlığını sergileyen bir başka komünist rejim, Arnavutluk'taki Enver Hoca diktası olmuştur. Arnavutluk, II. Dünya Savaşı'nın ardından bir Sovyet uydusu olarak ortaya çıkmasına rağmen, 1960'lardaki Çin-Sovyet çatışması sırasında Çin'den yana tavır almış ve kısa sürede Kızıl Çin'in ve Maoculuğun Avrupa'daki temsilcisi haline gelmiştir. Enver Hoca, bütün dini ibadethaneleri (camileri ve ülkenin kuzeyindeki katoliklerin kiliselerini) kapatmış, insanların kendi evlerinde bile ibadet yapmalarını yasaklamıştır. Herhangi bir dine inanmak ve bunu ifade etmek suç haline gelmiş, buna karşı gelenler çeşitli baskı ve işkencelere maruz kalmıştır. Enver Hoca tüm bu uygulamalarla dini inançları tamamen ortadan kaldırdığını zannederek "dünyanın gerçek anlamda ateist olan ilk devletini kurduğunu" ilan etmiştir.

Çin'in Uzakdoğu'da Anti- İslami Rolü

Doğu Türkistan'da Müslüman Türklere yönelik zulüm, şiddetle devam etmiştir. Çin resmi görevlileri, Türk gençlerini potansiyel olarak rejim karşıtı görerek sebepsiz yere evlerinden toplamaktadırlar. Gençler bu zulümden kurtulmak için dağlara veya çöle kaçmaktadırlar.

1996 yılından beri onbinlerce Uygur Türkü kamplarda ağır işkence altında tutulmaktadır. Bir insan hakları örgütünün resmi yazısında da belirtildiği gibi sanıklar, tek celsede biten davalarda ya kürek cezasına mahkum edilmekte veya meydanlarda infaz mangaları tarafından kurşuna dizilmektedir. Mahkemeler, Komünist Partinin talimatı ile çalışmaktadır. En dehşet verici olan ise hamile kadınların evlerinden alınarak gayrı sıhhi şartlarda kısırlaştırılmaları, sınırlama fazlası doğan bebeklerin ailelerine rağmen öldürülmeleridir.

1997 yılının Şubat ayında tekrar alevlenen olaylar sırasında yaşananlar, Çin zulmünün bir özeti niteliğindedir. Kamuoyuna yansıyan haberlere göre Çin milis güçleri, 4 Şubat'a rastlayan Kadir Gecesi'nde bir mescitte toplanan 30'un üzerindeki kadını, Kuran okurlarken demir sopalarla dövdüler ve sürükleyerek Emniyet Merkezi'ne ***ürdüler. Mahalle sakinleri Merkez'e giderek kadınların serbest bırakılmalarını isteyince işkence ile öldürülen 3 kadının cesedi önlerine atıldı. Bunun üzerine galeyana gelen halk ile Çinliler arasında çatışmalar başladı. 4-7 Şubat arasında 200 Doğu Türkistanlı hayatını kaybederken, 3500'den fazla Uygur kamplara kapatıldı. 8 Şubat sabahında ise bayram namazı için camilerde toplanan halkın namaz kılması güvenlik güçlerince engellendi. Bunun üzerine çatışmalar tekrar alevlendi ve sonuç olarak Nisan-Aralık 1996 arasında 58 bin olan tutuklu sayısı, bir anda 70 bini geçti. 100 kadar genç meydanlarda kurşuna dizilirken, 5 bin Uygur Türkü çırılçıplak soyularak 50'şer kişilik gruplar halinde meydanlarda teşhir edildiler.

Batılı güçler her zamanki gibi tüm bu vahşete karşı tepkisiz kalmaktadır. Birleşmiş Milletler'in soykırım için yaptığı tanım, Çin işgali altındaki Doğu Türkistan'daki duruma tam olarak uymaktadır. Buna rağmen Doğu Türkistanlılar BM'nin koruyucu şemsiyesi altına girememektedir. BM'ye yapılan tüm başvurular geri çevrilmiştir. 25 milyon Doğu Türkistanlı Müslüman, halen Çin baskısı altındadır. Binlerce siyasi tutuklu vardır ve bazıları hapishanelerde "kaybolmuş" tur. Tutuklulara işkence yapılması ise artık sıradan bir olay haline gelmiştir.

Kısacası Çin, Uzakdoğu'da zulüm politikası uygulayan en önemli İslam-karşıtı güçlerden biridir. Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik politikasının yanında, etrafındaki İslami potansiyel için de ciddi bir düşmandır. Dünyanın en kalabalık ülkesinin bu stratejik "Anti-İslami" konumu, komünist rejimden kapitalist rejime geçilmesiyle de hiçbir şekilde azalmamıştır.

Türkistan Sorununu Türk Milleti Çözecektir

Son 150 yıldır İslam alemi dünyanın birçok bölgesinde benzeri zulüm ve baskıya maruz kaldı. Bu zulmün arkasındaki çevrelerin en büyük hedefi dini, özellikle de Müslümanlığı ortadan kaldırmaktı. Bu amaçla, neredeyse bir asır boyunca Müslüman katliamına giriştiler. Bugün Çeçenistan'ın Ruslar'dan gördüğü zulmün aynısı, Doğu Türkistan'da da Çin tarafından uygulanmaktadır. Dünya bu zulme göz yummaktadır. Ancak, vicdan sahibi insanlar bu zulmü durduracak bir yol bulabilirler. Herşeyden önce, Doğu Türkistan meselesi sadece Uygurların bir sorunu olarak görülmemeli ve onların tüm sorumlulukları vicdan sahibi insanlar tarafından sahiplenilmelidir. Akıllı, cesur ve uzak görüşlü politikalarla Türkiye'nin ve Türk Milletinin de bu sorunun çözümüne önemli bir katkısı olacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır...

Çin, Uzakdoğu'nun en önemli İslam-karşıtı güçlerinden biridir. Doğu Türkistanlı Müslümanlar'a yönelik politikasının yanında, etrafındaki İslami potansiyel için de ciddi bir düşmandır. Dünyanın en kalabalık ülkesinin bu stratejik "İslam Karşıtı" tutumu, komünist rejimden kapitalist rejime geçilmesiyle de hiçbir şekilde azalmamıştır.

Zulmün Asıl Nedeni: Türk-İslam Düşmanlığı

Çin'in, Doğu Türkistan'daki halka uyguladığı zulmün en önemli nedenlerinden biri halkın Türk ve Müslüman olmasıdır. Çin, bölge halkının Türk-İslam kimliğini Çin Hakimiyet ve Sultası'na karşı en büyük tehlike olarak görmektedir.

Halkı dininden vazgeçirmek için her türlü yıldırma ve baskı yöntemini kullanan Çin Şovenizmi en fanatik dönemini Mao'nun 1966-1976 yılları arasında uygulattığı Kültür Devrimi esnasında yaşadı. Camiler yıkıldı, toplu ibadet yasaklandı, Kuran kursları kapatıldı ve bölgeye yerleştirilen Çinliler özellikle Müslümanları taciz etmek için domuz beslemeye başladılar. Okullarda dinsizlik propagandası yapıldı. Ayrıca iletişim araçları vasıtasıyla insanların dinden soğutulmaları için yoğun çaba harcandı. Dini ilimlerin öğrenilmesi ve dini bilgilere sahip öncü kişilerin halkı eğitmeleri tamamen yasaklandı. Buna rağmen halkın İslami kimliği yok edilemedi.

Türk halkına uygulanan bir başka sindirme ve baskı yöntemi ise eğitim alanında kendini göstermektedir. Bölgedeki üniversitelerde eğitim Çince olarak yapılmaktadır. Öğrencilerin ise ancak %20'si Müslümandır. Okullarda din dersi programlarının esası ateizm üzerine bina edilmiştir.

30 yıl içinde 4 defa alfabelerinin değiştirilmiş olması da yine bölgedeki Müslüman Türkler'e yapılan zalim uygulamanın bir parçasıdır. Mao, kültür devrimine rağmen Çin alfabesine dokunmazken Uygur alfabesini İslam Harfleri'nden 'Krilce'ye çevirmiştir. Bir müddet bu alfabe kullanıldıktan sonra Rus korkusu ile Latin Harfleri'ne geçilmiş, ancak bu defa da Türkiye ile kültür köprüleri kurulmasın diye tekrar İslam Harfleri'ne dönülmüştür. Alfabe ile bu kadar sık oynamanın nesiller arası anlaşmayı ne kadar zor bir hale getireceği ise açıktır.
 

ᴄʀᴜᴇʟ

Özel Üye
24 Eyl 2013
4,423
56
Ahıska
DOĞU TÜRKİSTAN'A GENEL BAKIŞ

Başkent : Urumçi
Nüfus : 40 milyon
Yüzölçümü : 1.828.418 km2
Komşuları : Moğolistan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan, Keşmir, Tibet ve Çin
Şehirleri : Kaşgar, Hoten, Kumul, Gulca, Aksu, Korla, Turfan
Din : İslamiyet, Lamaizm (Tibet Budizmi), Budizm, Taoizm, Hristiyanlık (Katolik ve Ortodoks)
Dil : Uygurca, Çince
Etnik Durum : Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar, Özbekler, Tatar Türkleri, Huiler (Çin Müslümanları), Han milletine mensup Çinliler, Moğollar, Şibe milleti (Çinliler), Tacikler, Mançular, Ruslar vd.
İklim : Kara iklimi
Doğu Türkistan gerçeği, dünyanın ve Türkiye’nin görmezden geldiği, görmezden gelinmese de siyasi çıkarlar uğruna feda edilen bir gerçek. Dinî, millî ve kültürel köklerinden kopartılmak istenen ve gözlerini açtığı andan itibaren “Sincanlı” olduğuna inandırılmaya çalışılan bir tutsaklar ülkesi Doğu Türkistan.
Doğu Türkistanlılar şimdi Kur’an okuduklarında dayak yiyor, Kur’an öğrenmek istediklerinde hapse giriyorlar. Daha doğmadan yasaklarla karşılaşıyor; eğer devlet tarafından “fazlalık” olarak addedilirlerse annelerinin karınlarından zorla çıkartılıp öldürülüyorlar. Kendi dillerini, tarihlerini öğrenme hakları yok. İstedikleri üniversiteye girmek, istedikleri işte çalışmak onlar için hayalden de öte. Hayatlarının her aşamasında kimlikleri soruluyor onlara; aidiyetleri sorgulanıyor. Üstelik sorgulanmakla da kalmıyor, kendilerinden çalınıp yerine bir başkası konmaya çalışılıyor.
Suçları bir hak talep etmekse bunun bedelini fazlasıyla ödüyorlar. Hesapsızca işkence görüyor, hapislerde ölüme terk ediliyorlar. Hapis hayatından ve dolayısıyla işkenceden evlerine dönenlerse normal hayatlarına bir daha asla dönemiyorlar. Çünkü artık ya psikolojik sorunlarla ya da fiziksel bir rahatsızlıkla yaşamak zorunda kalıyorlar…
Çin Halk Cumhuriyeti, Doğu Türkistan’ı hâkimiyeti altına alıp bölgeyi “Sincan” (Kazanılmış Topraklar) olarak adlandırdığı tarihten bu yana, Doğu Türkistanlılara yönelik etnik temizlik ve asimilasyon politikası uygulamaktadır. Nitekim Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana 35 milyon Doğu Türkistanlı katledilmiştir.
Yıllardır Çin zulmü altında olan Doğu Türkistan, Çin, Tibet, Keşmir, Pakistan, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan, Moğolistan ve Rusya ile sınırı olan, 1.828.418 km2 toprağa sahip bir ülkedir. Zengin yeraltı kaynakları ve stratejik konumu ile Doğu Türkistan, Çin’in siyasi ve ekonomik olarak kendi nüfuzu altına almaya çalıştığı bir bölgedir.
 
Son düzenleme:

ᴄʀᴜᴇʟ

Özel Üye
24 Eyl 2013
4,423
56
Ahıska
DOĞU TÜRKİSTAN ANA VATAN !

Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Komünist Çin Halk Cumhuriyeti tarafından 1949 yılından bugüne yeryüzünün eşine az şahitlik ettiği zulümlere ve soykırıma maruz kalmıştır.

İslâm düşmanı Amerika, İngiltere, Fransa, “İsrail” ve diğer azılı kâfirler yüz yıldan fazladır Filistin, Afganistan, Bosna, Çeçenistan, Irak, Suriye ve diğer beldeleri işgal edip Müslümanlara zulmederken unutulan, gözlerden uzak kalan bir de sahipsiz Türkistan var. Rusya ve Çin’in işgali altında, başında kâfir efendilerine itaatkâr hain yöneticilerin olduğu garip Müslümanların diyarı Türkistan…

Türkistan; Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Doğu Türkistan ülkelerinden oluşuyor.

Her bir ülkesi zulmün ayyuka çıktığı, Müslüman kanının oluk oluk aktığı, namusların ve tüm değerlerin çiğnendiği bu coğrafya ve özellikle de Türkistan’ın doğusunda olan coğrafya kâfir Çin devletinin büyük zulmüne maruz kalmaktadır.

Doğu Türkistanlı Müslümanlar, Komünist Çin Halk Cumhuriyeti tarafından 1949 yılından bugüne yeryüzünün eşine az şahitlik ettiği zulümlere ve soykırıma maruz kalmıştır. Bu öyle bir vahşet ki, katliamlarda şehit edilen Müslümanların sayısı şu an yeryüzündeki birçok devletin nüfusundan dahi fazladır.

1949-1952 yılları arasında 2 milyon 800 bin, 1952-1957 yılları arasında 3 milyon 509 bin, 1958-1960 yılları arasında 6 milyon 700 bin, 1961-1965 yılları arasında da 13 milyon 300 bin kişi ya Çin ordusu tarafından öldürülmüş ya da Çin’in vahşi işkence politikası sonrası hayatını kaybetmiştir. 1965’ten sonraki katliamlarla birlikte, öldürülen Doğu Türkistanlı sayısı 35 milyon gibi korkunç bir rakama ulaşmıştır.

Asker ve polisler Doğu Türkistanlı Müslümanları keyfi olarak aramakta, sorguya çekmekte ve cezalandırmaktadır. Sadece 2014'te Doğu Türkistan'da çeşitli bahanelerle tutuklanan Uygur Müslümanlarının sayısı 27 bin 176 kişidir. Tutuklanan Müslümanlar yargılanmaksızın hesapsızca işkence görmekte, yıllarca hapislerde çürütülmekte ve sonra şehit edilmektedir. Hapis hayatından ve dolayısıyla işkenceden evlerine dönenlerse hayatlarına ya psikolojik sorunlarla ya da fiziksel bir rahatsızlıkla devam etmektedirler.

Tutukluların geride kalan çocuklarının ve ailelerinin durumu ise daha vahimdir. Çünkü “suçlunun” ailesi de suçludur ve bunlara yardım etmek de kanunen suçtur.

Doğu Türkistan’da hiç kimsenin yaşam güvencesi yoktur. Uygurlar “terörist, katil, hırsız, bölücü, radikal İslâmcı, düşman millet” gibi tabirler ile tanımlanmakta ve Çin halkında bu algı oluşturulmaktadır. Hatta bir dükkâna Uygur Türkü girecek olsa dükkân görevlileri mikrofondan “Dükkânımıza Sincanlı girdi, ceplerinize dikkat edin!” diyerek açıktan açığa anons yapabilmektedir.

DOĞU TÜRKİSTANDAKİ BAŞLICA BÜYÜK YASAKLAR

-Camiye Gitmek
-Oruç Tutmak(Oruç tutulduğu anlaşılırsa zorla bir şeyler yedirilir)
-Namaz Kılmak
-Tesettür
-Seyahat Yapmak
 

ᴄʀᴜᴇʟ

Özel Üye
24 Eyl 2013
4,423
56
Ahıska
RABİA KADİR KİMDİR?

220px-Rebiya_Kadeer_%282%29.jpg


Rabia Kadir Hayatını Doğu Türkistan Sorununa Adayan Yürekli Bir Ablamızdır

Uygur Özerk Bölgesi (Doğu Türkistan'da) yaşayan Uygur halkının insan hakları için mücadele eden Uygur aktivist. 2005 yılından bu yana ABD'de yaşamakta ve Uygurların sesini dünyaya duyurmaya çalışmaktadır.

2006'da Dünya Uygur Kurultayı (WUC) başkanı seçilmiştir.


dogu-turkistan_482909.jpg
 
Son düzenleme:

ᴄʀᴜᴇʟ

Özel Üye
24 Eyl 2013
4,423
56
Ahıska
Doğu Türkistan İçin Hackleyeceğiniz Sitelere Koyabileceğiniz Basit Bir İndex :)

EVLjo8.jpg


Kod:
<!DOCTYPE HTML PUBLIC "-//W3C//DTD HTML 4.01 Transitional//EN">
<html>
<head>
<title>Hacked By THT/KroNos</title>
<style type="text/css">
/*----------Text Styles----------*/
.ws6 {font-size: 8px;}
.ws7 {font-size: 9.3px;}
.ws8 {font-size: 11px;}
.ws9 {font-size: 12px;}
.ws10 {font-size: 13px;}
.ws11 {font-size: 15px;}
.ws12 {font-size: 16px;}
.ws14 {font-size: 19px;}
.ws16 {font-size: 21px;}
.ws18 {font-size: 24px;}
.ws20 {font-size: 27px;}
.ws22 {font-size: 29px;}
.ws24 {font-size: 32px;}
.ws26 {font-size: 35px;}
.ws28 {font-size: 37px;}
.ws36 {font-size: 48px;}
.ws48 {font-size: 64px;}
.ws72 {font-size: 96px;}
.wpmd {font-size: 13px;font-family: Arial,Helvetica,Sans-Serif;font-style: normal;font-weight: normal;}
/*----------Para Styles----------*/
DIV,UL,OL /* Left */
{
margin-top: 0px;
margin-bottom: 0px;
}
</style>

</head>
<body bgColor="#000000">
<div id="image1" style="position:absolute; overflow:hidden; left:0px; top:0px; width:339px; height:679px; z-index:0"><img src="http://i.hizliresim.com/gkvPgZ.jpg" alt="" title="" border=0 width=339 height=679></div>

<div id="html1" style="position:absolute; overflow:hidden; left:406px; top:0px; width:468px; height:335px; z-index:1">
<iframe width="480" height="360" src="https://www.youtube.com/embed/ta08hC1Y6Gk?rel=0&controls=0&showinfo=&autoplay=1" frameborder="0" allowfullscreen></iframe></div>

<div id="text1" style="position:absolute; overflow:hidden; left:444px; top:375px; width:404px; height:177px; z-index:2">
<div class="wpmd">
<div align=center><font color="#FF6600" face="Impact" class="ws24" style="background-color:#000000;"><B>HACKED BY KroNos</B></font></div>
<div align=center><font color="#FF6600" face="Impact" class="ws24" style="background-color:#000000;"><B>BİR GÜN TÜM TÜRK DEVLETLERİ İLE ÇİN SEDDİNDE BULUŞACAĞIZ !
</B></font></div>
</div></div>



</body>
</html>
 

Typo

Yeni üye
18 Nis 2015
43
0
Beni de ekleyiniz. Hacker değilim ama eklenmekten gurur duyarım.
 

ᴄʀᴜᴇʟ

Özel Üye
24 Eyl 2013
4,423
56
Ahıska
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst

Turkhackteam.org internet sitesi 5651 sayılı kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında "Yer Sağlayıcı" konumundadır. İçerikler ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Turkhackteam.org; Yer sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir. Türkhackteam saldırı timleri Türk sitelerine hiçbir zararlı faaliyette bulunmaz. Türkhackteam üyelerinin yaptığı bireysel hack faaliyetlerinden Türkhackteam sorumlu değildir. Sitelerinize Türkhackteam ismi kullanılarak hack faaliyetinde bulunulursa, site-sunucu erişim loglarından bu faaliyeti gerçekleştiren ip adresini tespit edip diğer kanıtlarla birlikte savcılığa suç duyurusunda bulununuz.